Eşi ve kayınvalidesi ihmaller zincirini anlattı: Hayatını kaybeden madenci bir hafta önce 'kovulacaklarını' söylemiş
Bartın’ın Amasra ilçesindeki maden faciasında yaşamını yitiren Şaban Yıldırım eşi Sena Yıldırım, grizu patlamasının meydana geldiği ocakta ihmal olduğunu söyledi.
Amasra’daki maden faciasında yaşamını yitiren 41 madenciden biri olan Şaban Yıldırım’ın cenazesi, bugün Ahatlar köyünde toprağa verildi. Yıldırım için düzenlenen cenaze törenine, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan da katıldı.
Şaban Yıldırım’ın eşi Sena Yıldırım ve kayınvalidesi Nesrin Akkuş, cenaze köydeki evlerine getirildiği sırada konuştu.
“ÖLMEDEN BEŞ GÜN ÖNCE DE ZATEN GAZ KONUSUNU KONUŞTU. ‘BİR METAN GAZI VAR GİBİ GÖZÜKÜYOR’ DEDİ”
Grizu patlamasının meydana geldiği maden ocağında ihmal olduğunu savunan Sena Yıldırım, eşinin vefat etmeden önce ocağa ilişkin kendisine aktardığı sorunları anlattı. Yıldırım, şunları söyledi:
“İhmal var, yüzde 100 ihmal var. 3 Ekim’de biz Ankara’ya gittik, bebekler için. Onun iki gün öncesi bana, hava temas sisteminin kötü olduğunu; bir 20 günde biteceğini, belki bitemeyeceğini, daha uzun sürebileceğini söylüyordu, tamir edilmesinin. Tüm işçilerin çıkacağını yani. Hatta izin konusunda ‘Belki parasız izin bile olabilir’ demişler. Ölmeden beş gün önce de zaten gaz konusunu konuştu. ‘Bir metan gazı var gibi gözüküyor’ dedi. Tek diyebileceğim bu.”
“TOPTAN TEMİZLİK YAPTILAR AMA EVLATLARIMIZI TEMİZLEDİLER”
Nesrin Akkuş ise damadı Şaban Yıldırım’ın kendilerine aktardığı şikayetleri şöyle anlattı:
“Tüm işçilerin çıkartılacağını söyledi. Yavrum, belki vefat etmeden bir hafta ya var ya yok, bizim evde konuşuldu. Dedi ki ‘Sena, belki bizi dışarı çıkartacaklar, tüm işçileri dışarı çıkartıp orayı temizleyecekler’ dedi. Toptan temizlik yaptılar ama evlatlarımızı temizlediler. Toptan temizlediler. Benim yavrum hiç korkmadan gitti ama elleri (ellerini göğsünün üzerinde yumruk yaparak) bu şekilde gitti. Belki de çocuklarına sarılmak istiyordu; iki tane çocuğu var. Biz, bugün Ankara’ya gidecektik. Bugün geldiğimizde biz, mangal yapmaya gelecektik ailecek ama tabutuyla, bayrağı ile girdi. Şunu anlıyoruz ki bizim çocuklarımız pisi pisine gittiler. Bu kadar, yapacak hiçbir şey yok.”