Cezaevlerinde durum ne? Madde bağımlılığı olan mahkumlar, cezaevlerinde bir başına bırakılıyor

Uzmanlar, cezaevlerinde uyuşturucu kullananların oldukça yaygın olmasına rağmen madde bağımlılığı tedavisine erişimi noktasında dezavantajlı durumda olduğuna dikkat çekiyor. Korkut, "Madde bağımlısı mahkumlar, hapsedildiğinde bağımlılık bitmiyor” dedi.

Cezaevlerinde durum ne? Madde bağımlılığı olan mahkumlar, cezaevlerinde bir başına bırakılıyor

GERÇEK GÜNDEM - FİLİZ GAZİ

Karabük T Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda üç koğuşta yapılan aramalarda çok sayıda uyuşturucu madde içeren hap kapsülleri bulundu.

Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı ile İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri; Karabük T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda hüküm ve hükümözlü bulunan şahıslara uyuşturucu ve uyarıcı madde sağladığı tespit edilen şahıslara yönelik olarak operasyon başlattı.

Karabük, Ankara, Afyonkarahisar, Kırşehir ve Konya'da gerçekleştirilen operasyonda 14 infaz koruma memuru ve 8 sivil şahıs yakalanarak gözaltına alındı.

Cezaevindeki mahkumlara uyuşturucu sağlayan gardiyanların suça karışmış olması bir yana söz konusu operasyon, bağımlı olan mahkumların cezaevi sürecinde psikolojik danışmanlık, grup terapisi gibi rehabilitasyon süreçlerinden geçip geçmediği sorusunu akla getirdi.

Bu alanda çalışan uzmanlar, bağımlılık nedeniyle ceza yükümlülüğü alan ya da farklı suçlardan hüküm giyen, maddi bağımlığı olan kişilere, ceza infaz kurumu içerisindeyken madde bağımlılığı tedavisi ve psiko- sosyal desteğin sürdürülmesinde eksiklikler olduğunu belirtti.

Yine uzmanlara göre cezaevlerinde uyuşturucu kullanan nüfusun oldukça yaygın olmasına rağmen madde bağımlılığı tedavisine erişimi noktasında nüfusun bu kesimi, toplum içerisinde aynı sorunu yaşayan kişilere göre çok daha dezavantajlı durumdalar.

HAPSEDİLDİĞİNDE BAĞIMLILIK BİTMİYOR

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Savunuculuk Koordinatörü Berivan Korkut, “Uyuşturucu kullanan bir insan hiçbir rehabilitasyon aşamalarından geçmeden birden cezaevine girdiğinde bağımlılık bitmiyor. Hatta bunun sonuçları daha ağır olabiliyor” diyerek temel sorunun uyuşturucu bağımlılarının görmesi gereken rehabilitasyon, tedavi süreçlerinin cezaevlerinde uygulanmaması olduğuna dikkat çekti.

Korkut, hapishanenin bir alternatifi olarak “ara merkezler” kurulması gerektiğini ifade etti:

“Tek çözüm hapsetmek değil ara formüllerle bu insanların bağımlılıklarının önüne geçilmeli ve AMATEM’le (Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezi) iş birliği çok daha iyi yürütülmeli.

Hapishanelere bir şekilde uyuşturucu girebilir ama şu da var: Eğer bir insan uyuşturucu kullandığı için hapse giriyorsa ki yasadaki değişikliklerle birlikte belli bir miktar taşıyan kullanıcılar da içeri girebiliyor. Hapsedildiğinde bağımlılık bitmiyor. Bize yazan mahpuslardan anladığımız psikologla düzenli konuşmak, geçiş aşamasında belli ilaçları kullanmak gibi rehabilite süreçlerinde eksikler var.”

Bağımlı olanlar kişilerin aynı yerde tutulmaları doğru mudur? Korkut, bu soruya “Çok boyutlu bir konu ve bu soruya karşılık gelebilecek formülü bulmak zor. Uyuşturucu krizine giren bir insanla, uyuşturucu ile alakası olmayan yaşlı bir insan aynı yerde bulunmak istemeyebilir. Yasada adli suçlularla, siyasi suçluların ayrılması gibi bir zorunluluk var. Mahpus, basına çok çıktıysa, infial yarattıysa koruma amaçlı ayrı bir yere alınma gibi bir durumu var. Kişi içeri girdiğinde, konulduğu koğuşta çok ciddi sorunlar yaşayacağı düşünülüyorsa ayrı tutulabilir. Bunun dışında düzenlenmiş bir formül yok.” şeklinde yanıt verdi.

KOMAYA GİRERSE REVİRE GÖTÜRÜLÜR, NORMALE DÖNÜNCE TEKRAR KOĞUŞUNA ALINIR

İYİ Parti Sivil Toplum Kuruluşu (STK) İlişkileri Başkan Yardımcısı Mehmet Aslan, uyuşturucuya bulaşmış veya bulaşma evresinde olan kişileri “Gel Kardeşim” projesiyle hayata döndürmeye çalıştığı bir faaliyet yürütüyor. Aslan, cezaevlerinde uyuşturucu ile ilgili herhangi bir tedavi sürecinin olmadığını ifade ettikten sonra durumu şu sözlerle anlattı:

“Kişi komaya girse revire götürülür, normale dönünce tekrar koğuşuna konur. Baş edilemeyecekse raporla hastaneye sevki sağlanır. Türk Ceza Kanunu’nda hapishanenin içinde hem rehabilitasyon hem de infazını gerçekleştirelim diye bir sistem yok. Kaldı ki cezaevlerinin durumu da çok parlak değil. Kapasitesinin üstünde mahpus bulundurdukları için koğuşlar tıklım tıklım.”

CHP’nin Sosyal Politikalardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Gencay Uğraş, AMATEM’deki tedavilerin ortalama 4 hafta sürdüğünü belirterek, bağımlı kişilerin bu süreden sonra tekrar bağımlılıklarına geri döndüğünün altını çizdi. Uğraş, esas sorunun istihdamlarını sağlamada yardımcı olabilecek politikaların olmaması olduğuna dikkat çekti.

CEZAEVLERİNE GİRDİKTEN SONRA MADDE KULLANILMAYA BAŞLANIYOR

İstanbul Üniversitesi’nden Tuba Topçuoğlu’nun “Ceza İnfaz Kurumlarında Gerçekleştirilen Madde Bağımlılığı Programlarının Etkinliği: Meta-Analiz Çalışmaların Sistematik Olarak İncelenmesi” adlı çalışmasında, cezaevlerinde madde kötüye kullanımı ve bağımlılık oranlarının toplumun geneline göre çok daha yüksek olduğu kaydedilmiş:

“Bu alanda yapılan çalışmalar Kuzey Amerika, Avustralya ve bazı Avrupa ülkelerindeki cezaevi nüfusu içerisinde madde kullanım ve bağımlılık oranlarının ülkeden ülkeye değişmekle beraber oldukça yaygın olduğunu ve hatta toplumun genelinde mevcut olan kullanım ve bağımlılık oranları ile karşılaştırıldığında cezaevinde madde kullanım oranlarının çok daha fazla olduğunu göstermektedir.”

Araştırmadaki bu tespit, cezaevine giriş öncesinde madde kullanan ve bu alışkanlığı devam ettiren kişileri kapsadığı gibi, madde kullanımı geçmişi olmadığı hâlde cezaevine giriş sonrasında madde kullanmaya başlayan kişileri de kapsıyor.

CEZAEVİNDEN ÇIKTIKTAN SONRA ÖLÜM RİSKİ

Cezaevi ortamının madde kullanıcıları açısında yarattığı bir diğer sağlık sorununda da özellikle opiyat bağımlılarında görülen aşırı dozda ölümler ile ilgili olduğu belirtiliyor:

“Mevcut koşulların getirdiği zorunlu yoksunluktan ve sınırlılıklardan dolayı, hapis süresi içerisinde madde kullanımını azaltan mahpuslarda opiyatlara karşı tolerans düzeyi de azalmaktadır; dolayısıyla bu kişiler cezaevinden çıktıktan sonra eski alışkanlık düzeylerine geri döndüklerinde büyük oranda aşırı dozdan ölüm riski taşımaktadırlar.”

Etiketler
Uyuşturucu