'Prens Selman'ın Suudi Arabistan'daki hayatı bitmiştir'
Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na girmesinin ardından ortadan kaybolmasına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na evlilik belgesi almaya gittikten sonra kendisinden bir daha haber alınamadı. 2 Ekim'den bu yana ulaşılamayan Suudi gazetecinin, ülkesindeki yönetime muhalif olması nedeniyle, Suudi Arabistan'dan gelen bir heyet tarafından öldürülerek cesedinin kaybedildiği iddiası 15 gündür gündemdeki en önemli konulardan biri olmayı sürdürüyor.
RS FM'de yayınlanan Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programına konuk olan eski Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, Suudi gazetecinin akıbeti ve olayın diplomatik boyutuyla alakalı değerlendirmelerde bulundu.
'BİZİM AKLIMIZLA DALGA GEÇMESİNLER'
"2 Ekim tarihinden itibaren sinema filmi gibi Kaşıkçı olayını izlemekteyiz. Bunun birkaç serserinin işi olmadığı açık. Bizim aklımızla dalga geçmesinler." diyerek sözlerine başlayan Öneş, Kaşıkçı vakasının bir istihbarat operasyonu olmadığını belirtti. Öneş, "İktidar hırsı ile, akıl dışı yöntemlerle çok kirli siyasilerin gerçekleştirdikleri bir olaydır. Bu olayın farklı bir boyutu var. Yorumlanması dahi çok zor. Siyasi bir mekanizma tarafından araç olarak kullanılmış cinayet ekiplerinin gerçekleştirdikleri bir olaydır. Benim hatırladığım böyle bir olay daha önce yok." dedi.
'PRENS SELMAN'IN SUUDİ ARABİSTAN'DAKİ HAYATI BİTMİŞTİR'
Öneş, Kaşıkçı vakasının Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman açısından olumsuz sonuçlar doğuracağını ifade ederek, "Bir başkonsoloslukta böylesine bir öldürülme olayının sonuçlarını tahmin edememek büyük bir zafiyet. Prens Salman'ın Suudi Arabistan'daki hayatı bitmiştir." diye konuştu.
'TÜRKİYE'NİN KENDİ BAĞIMSIZ YARGISIYLA OLAYI TAKİP ETMESİ GEREKİR'
Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğünün kesinleşmesi halinde Türkiye'nin bağımsız yargısının olayı takip etmesi gerektiğine vurgu yapan Öneş, "Türkiye'nin çıkarlarını koruması lazım ama böylesine insanlık dışı bir olayın takibini Türkiye'nin kendi bağımsız tarafsız yargısıyla takip etmesi gerekir. Bir cinayeti kapatan otoriter devletin hoyrat uygulamaları karşısında meseleyi kapatıcı değil aydınlatıcı şekilde hareket etmesi lazım." ifadelerini kullandı.
'RESMİ AÇIKLAMA YAPILMAMASI EKSİKLİKTİR'
"Türkiye'de resmi açıklama yapılmadı. Kamuoyu bilgilendirmesi yapılması gerekirdi. Yapılmaması eksikliktir." diyen Öneş, Kaşıkçı'nın evlilik belgesi için önce ABD'deki ardından da İngiltere'deki Suudi diplomatik makamlarına başvuru yapması ve eli boş dönerek Türkiye'ye yönlendirilmesine ilişkin şunları söyledi:
'ABD YA DA İNGİLTERE YERİNE TÜRKİYE'DE OLAYIN DAHA KOLAY OLACAĞI…'
"Veliaht Prens Selman'ın, Kaşıkçı'nın ABD ya da İngiltere yerine Türkiye'ye yöneltilerek meselenin kapatılmasının daha kolay olacağı yönünde bir düşüncesi olabilir mi bilmiyorum."
'İNGİLTERE YA DA ABD'DE BÖYLE BİR OLAY YAŞANSA KONSOLOS ÜLKESİNE DÖNEMEZDİ'
Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosu Muhammed el Uteybi'nin olaya ilişkin şaibeler sürerken ülkesine gidişine izin verilmesine de değinen Öneş, "İngiltere ya da ABD'de böyle bir olay yaşansa, ülkelerdeki Suudi konsoloslar ülkelerine dönemezdi." dedi.
'TÜRKİYE'YE GİRİŞ YAPAN EKİBİN DİKKAT ÇEKMESİ GEREKİRDİ'
Öneş, Cemal Kaşıkçı'nın infazı için Türkiye'ye giriş yapıp, 24 saat sonra ülkeden ayrılan 15 kişilik ekibin de dikkat çekmesi gerektiğini ifade ederek,"Uçakla gelen ekiplerin mutlaka dikkat çekmesi gerekirdi. Cinayet sonrası dönüşleri de zorunlu olarak takip edilmeliydi." diye konuştu.