Osman Kavala 1 yıldır iddianame bekliyor
Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Kavala, yaklaşık bir yıldır Silivri Cezaevi’nde hakkındaki iddianamenin hazırlanmasını bekliyor.
MEHMET EMİN KURNAZ - BİRGÜN / Ortada bir iddianame olmamasına rağmen 1 Kasım 2017’den bu yana cezaevinde tutulan Osman Kavala, yaklaşık bir yıldır iddianamenin hazırlanmasını bekliyor.
Kavala, cezaevinden gönderdiği mektubunda, “Kendimi savunabilmek için adaletin yüzünü göreceğim günü bekliyorum” derken, Anadolu Kültür Genel Koordinatörü Asena Günal ise Kavala’nın hakkında bir iddianame olmadan cezaevinde tutulmasının birtakım siyasi pazarlıklardan kaynaklandığını ifade etmişti.
Kavala davası, son dönemde haklarında bir iddianame hazırlanmadan uzun süre cezaevinde tutulan isimleri de akla getirdi. Gazeteci Deniz Yücel, Af Örgütü Yöneticisi Taner Kılıç başta olmak üzere birçok isim, haklarında bir iddianame hazırlanmadan uzun süre cezaevinde tutulmuştu. Osman Kavala davasını Avukat Turgut Kazan BirGün’e değerlendirdi
‘Kavala esir alınmıştır’
Osman Kavala’nın hakkında iddianame açılmadan cezaevinde tutulmasını bir esir alma olarak değerlendiren Kazan, ülkede yargının bağımsız olmadığını ifade etti. Kazan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Osman Kavala davası diye bir şey yok, Kavala tutuklandıktan sonra yaşanan hareketsizlik süreci var. Yani hukuk devletiyle hiçbir şekilde bağdaşmayan bir durgunluk var. Tutuyorsunuz, içeri atıp seyrediyorsunuz. Soruşturma yapmıyorsunuz, iddianameyi bile hazırlamıyorsunuz. Bunun adı esir almaktır. O yüzden hukukla bağdaşmaz. Kavala bunun en tipik örneğidir. Osman Kavala’nın tek suçu başka pasaport taşımıyor olmasıdır. Başka bir pasaport taşıyor olsaydı, kırk kere tahliye olurdu.
Adalet Bakanı da Cumhurbaşkanı da Türkiye hukuk devletidir diyor. Asla değil, ancak bağımsız ve kaliteli bir yargınız varsa hukuk devleti olursunuz. Bugün törenleri Saray’da yapılan Cumhurbaşkanı’na esas duruş gösteren bir yargı yeri, tabi ki bağımsız olamaz. Silivri’de yaşanan gece tutuklayıp gece bırakma olayı da yargının kalitesini gösteriyor. Bugün sokaktaki insana sorsanız bağımsız yargı denince güler. Deniz Yücel olayı da Fransa, Almanya ve Amerika olayları da yargının bağımsız olmadığını göstermiştir. Bu isimlerin hemen hepsi casuslukla suçlandı. Böyle bir insanı tahliye etseniz bile yurtdışı yasağı koyarsınız. Oysa bu olaylarda biliyorsunuz uçaklar hazırdı. Türkiye’de siyasal iktidar yeter demedikçe hukuksal güvenlik yoktur.”