12 Kasım'ın 19. yıl dönümünde acılar hala taze
12 Kasım 1999'da meydana gelen binlerce ev ve iş yerinin yıkıldığı depremin üzerinden 19 yıl geçti.
Murat KÜÇÜK- Tezcan SOLMAZ /DÜZCE -BOLU (DHA)- DÜZCE'nin Kaynaşlı ilçesi merkezli 12 Kasım 1999'da meydana gelen binlerce ev ve iş yerinin yıkıldığı depremin üzerinden geçen 19 yılda Düzce ve Bolu şehirleşme açısından depremin izlerini silerken, depremde yakınlarını kaybedenlerin acıları ilk günkü tazeliğini koruyor.
Düzce ve Bolu 12 Kasım 1999'da saat 18.57'de 30 saniye süre süren 7.2 büyüklüğündeki depremle yıkımı yaşadı. Geçen 19 yılda her iki kentte de depremin ardından yaşanan gelişim ve değişim gözle görülür seviyelere ulaştı, yıkımın izleri silindi. Merkez üssü Kocaeli Gölcük olan 17 Ağustos 1999 depremiyle sarsılan, ardından 3 aydan az süre sonra 12 Kasım 1999 depremiyle de tam anlamıyla yıkımı yaşayan Düzce ve Bolu uygulanan teşvik yasasıyla ekonomisini düzeltirken, binalara getirilen kat sınırı ve yapım sonrası denetlemeyle güvenli yapılar inşaa etmeyi başardı. Alt yapı konusunda da gelişim gösteren her 2 ilde de 19 yıl boyunca çeşitli faaliyetlerle deprem bilinci vatandaşa aktarıldı.
DEPREME DAYANIKLI KALICI KONUTLAR İNŞA EDİLDİ
Depremde en ağır yıkımı yaşayan Düzce'de 710 kişi ölmüş, 2 bin 679 kişi yaralanmıştı. 23 bin konut yıkılırken, 16 bin 474 konut orta, 22 bin 503 konut ise az hasar görmüştü. Kentte 3 bin 837 iş yeri yıkılırken, 2 bin 573 iş yeri orta hasar, 1606 iş yeri ise az hasar almıştı. Depremden Düzce'ye göre daha az etkilenen Bolu'da ise 48 kişi ölürken, 354 kişi de yaralanmıştı. 2 bin 532 konut yıkılırken, 5 bin 736 konut orta hasar, 14 bin 13 konut ise az hasar görmüştü. Kentte 218 iş yeri yıkılmış, 828 iş yeri ise az hasar almıştı. Depremin ardından dönemin Bayındırlık Bakanlığı tarafından Düzce ve Bolu'da depremde evleri yıkılanlar için Kalıcı Konutlar ismi verilen konutlar inşaa edilmişti. Orta ve az hasar gören yapılar her 2 ilde de gerekli güçlendirme çalışmalarının ardından kullanılmaya devam ediyor.
'BEN DEPREMDEN ÖNCE KENDİ YAPTIĞIM BİNADA OTURMUYORUM'
Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz depremde hasar gördükten sonra güçlendirme çalışması ile yeniden kullanılır hale gelen yapıların güvenli olmadığını ifade ederek şöyle dedi:
"Deprem konusunda önemli olan binalarımızı sağlam yapıp ölüm oranlarını azaltmak ve yok etmek. Bu konuda depremden sonra ben belediye başkanı olduğumda mevcut bina stokumuzun yüzde 75'i problemliydi, depreme dayanıksızdı. Bunun üzerine bir şehircilik çalışması başlattık. Şehirde bir değişim, dönüşüm sağlandı. Geniş yollar açarak oralarda imar ile ilgili uygulamaları yaptık ve bina yapısının süratli bir şekilde yenileşmesini sağladık. Şu an belediye başkanlığımızda 15'inci yılımızdayız. İlk başladığımızda yüzde 75'i sağlıksızken bu yüzde 25'e indi. Yani geçmişte kalan binalar azaldı. Yeni binalar yapıldı ve yeni binaların tamamı da artık depreme dayanıklı binalar. Bu binaların kontrolleri de çok sağlıklı şekilde yapıldı. Ben böyle bir dönüşümü dünyada ilk defa Bolu'nun sağladığına inanırım. Yani devlet özel imkanlarla, kentsel dönüşümle sağlamaya çalıştığı yapıyı biz şehircilik ve imar çalışmasıyla dönüşüm sağladık. Deprem öncesinden kalan yapıları da süratli bir şekilde dönüşüme uğratmamız gerekiyor. Ben depremden önce kendi yaptığım binada oturmuyorum. Yeni daire satın aldım orada oturuyorum. Dolayısıyla depremden önceki binaların tamamının kontrolünü yaptırın ve güvenmeyin. Ben belediye başkanı olarak kendim bu ifadeleri sürekli kullanıyorum."
'DÜZGÜN YAPMAYANIN BİNASINI YIKIYORUZ'
Düzce Belediye Başkanı Dursun Ay, binaların güvenliği konusuna çok önem verdiğini belirterek, "Vatandaşlarımız güvenli bir şekilde binalarında kalsın diye çalışıyoruz. Bu konuda da mühendis ve mimarlarımızla binalarımızın statiklerini inceliyoruz. Bu konuda da başarılıyız iddialıyız. Devletimizin almış olduğu kararlar da bu konuda, biliyorsunuz. Hem belediyemiz denetliyor. Hem yapı denetim denetliyor. Düzgün yapmayanın binasını yıkıyoruz, kabul etmiyoruz. Dolayısıyla bundan sonraki olabilecek depremlere Düzce hazır diyorum. Şehir içerisinde ağır hasarlı bina kalmadı gibi bir şey. Hepsini yıktık ve yeni binalar yapıyoruz." diye konuştu.
ÇOK KATLI YAPIYA İZİN YOK
Düzce Valisi Zülkif Dağlı ise, çok katlı yapılara müsaade etmeyerek daha güvenli konutların inşasını desteklediklerini belirterek, "Depremin üzerinden 19 yıl geçti. Depremde çok büyük bir acı yaşadık. 980 vatandaşımızı kaybettik. Konutlarımızın yüzde 82'si, iş yerlerimizin yüzde 87'si yerle bir olmuştu. Şu anda Allah'a şükür depremin yaraları sarıldı. Prefabriklerimiz tamamen ortadan kalktı. Buralar hep prefabrikti. Biz çok katlı yapıları tekrar yapmıyoruz. Burada 10 katlı, 9 katlı binalar vardı. Onların şu anda hiçbiri yok. Bunlara müsaade edilmedi, edilmemesi de lazım. Bizim en temel kriterimiz çok katlı yapıların olmaması" dedi.
DEPREMİN İZLERİ SİLİNSE DE YAKINLARINI KAYBEDENLERİN ACILARI HALA TAZE
Düzce ve Bolu'da depremin ardından yaşanan gelişim ile depremin yarattığı yıkımın izleri silinse de, yakınlarını kaybedenlerin acısı, üzerinden 19 yıl geçmesine rağmen ilk günkü gibi taze. Depremin merkez üssü olan Kaynaşlı ilçesinde kurulan deprem şehitliği ve anıt mezara gelenler, kaybettikleri yakınlarını ziyaret ediyor. Depremde annesinin de aralarında bulunduğu 7 akrabasını yitiren Nurten Levent, "Annem, kardeşim ve yeğenlerimi kaybettik. Bizim sülalemizden 7 kişi bu mezarlıkta. O akşam kızım da oradaydı. Kızım da göçük altında kalmıştı. Kolunu kesme ihtimalleri oldu. Çok şükür kurtuldu. O günü hiç unutmuyoruz. Her şeyi hatırlıyoruz. O gün unutulmaz. Çünkü annemi kaybettik. Hep aklımızda. Her gece, her gün aklımızda. Hiç unutulmuyor. Yıllar geçmesine rağmen her şeyi hatırlıyoruz." dedi.
2 KIZIYLA 30 SAAT BOYUNCA GÖÇÜK ALTINDA YAŞAM MÜCADELESİ
Mehmet Aykut da, 2 kızıyla 30 saat göçük altında kaldıktan sonra kurtarıldığını belirterek, "Çocuklarımla beraber 30 saat boyunca enkaz altında kaldık. Enkazdan çıktık. Hastanede kaldık 1,5- 2 ay boyunca. İnşallah Allah bu felaketleri insanlarımıza yaşatmasın bir daha. 19 yıl geçti. 19 yılın ardından gereken dersleri aldığımızı söyleyemem. 30 saatlik süre içerisinde 2 çocuğum yanımdaydı. O süreçte yaşanan acılar kelimelerle ifade edilemez. Eviniz gitmiş, eşyalarınız gitmiş. Her şeyiniz bitmiş. Yeni bir hayata başlayacaksınız. O süreç çok zorlu. O süreçte bunun maddi manevi yaralarının sarılmasının yanı sıra insanların rehabilite edilip hayata hazırlanması gerekirdi. Bu süreçte bunlara gerekli önem verilmedi. Deprem kolay kolay atlatılacak bir şey değil" diye konuştu.