Taksim Dayanışması'ndan Gezi soruşturmasına tepki
Gezi direnişiyle ilgili yeniden soruşturma başlatılmasına Taksim Dayanışması bir açıklama yaparak tepki gösterdi.
EVRENSEL - Taksim Dayanışması, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi'nde Gezi direnişi ile ilgili yeniden soruşturma başlatılmasına yönelik basın toplantısı düzenledi.
Taksim Dayanışması adına basın açıklaması, Mücella Yapıcı tarafından okundu. “Gezi ülkemizin toplumsal tarihinin en parlak ve en onurlu sayfasıdır” denilen açıklamada iktidarın hukuk tanımayan uygulamalarının mayıs ayı sonunda amansız bir şiddete dönüştüğü hatırlatıldı. Devamında özgürlük ve demokrasi talepleriyle ülkenin dört bir yanında eylemlerin başladığı hatırlatılarak bu eylemin ilk günden beri karalanmaya, hak taleplerinin suç unsuru gibi gösterilmeye ve gerçekliğin çarpıtılmaya çalışıldığına dikkat çekilerek Gezi direnişinin yargılanamayacağı, hakkında şaibe dahi yaratılamayacağı vurgulandı. Açık şekilde tartışmalar yapılarak kararlar alındığı hatırlatılan açıklamada, "Gezi'nin şefi yoktur" denildi ve "içeride veya dışarıda finansörü" olmadığı kaydedildi. Bu süreçte onlarca kişinin gözünü kaybettiği, binlerce kişinin yaralandığı, katledilenlerin faillerininse korunduğuna dikkat çekilen açıklamada yargılanması gerekenlerin ölüm ve yaralanmalara neden olanlar olduğu ifade edildi. Haklı talepler karşısında düşman yaratma, suç icat etme ve "darbe ve terör örgütü" çıkarma girişimlerine tepki gösterilerek ilk günkü taleplerinin arkasında oldukları belirtildi.
'GEZİ'Yİ TERÖRİZE ETMENİN TOPLUMDA KARŞILIĞI YOK’
Açıklamanın okunmasının ardından Taksim Dayanışması bileşenlerinin temsilcileri konuştu. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Gezi direnişinde yaşamını yitiren 8 yurttaşı anarak sözlerine başladı. Çerkezoğlu, “Gezi bu ülkedeki tek adam rejimine karşı en büyük ilk itirazdır. Gezi işçidir, emekçidir. Gezi gençliktir, asla yenilmeyecek kadar da kadındır. Gezi bu ülkenin halkıdır. Gezi’ye suç ve suçlu elbisesi giydirmenin, terörize etmenin toplumda hiçbir karşılığı yoktur. Bu ülkenin emekçileri olarak mücadele tarihimizde Gezi’ye sahip çıkıyoruz" diye konuştu.
KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik de “Tek adam rejimi suç üretmeye çalışıyor, üzerinden 5 buçuk yıl geçmesine rağmen. Bu mantığın boş olduğunu, buradan hiçbir şey çıkmayacağını açıkça bir kez daha ifade ediyoruz” dedi. Bozgeyik, yaklaşan yerel seçimler ve kriz nedeniyle demokratik haklarını kullananlar hakkında geçmişe dönük taramalar yapılarak böylesi adımlar atıldığını ifade etti. O dönem aldıkları 2 günlük grev kararının arkasında olduklarını vurgulayan Bozgeyik, “O gün ne söylediysek, bugün de onları söylüyoruz. Asla geri adım atmayacağız. Gezi'de yitirdiğimiz arkadaşlarımızı saygı ile anıyoruz" diye konuştu.
“Gezi direnişin üzerinden 5 yıl geçti ama siyasi iktidarın gezi kabusu bitmedi” diyen TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz da “Siyasi iktidarın tüm fütursuzluklarına karşı çıkıştır Gezi. Gezi bu ülkenin başına gelmiş en güzel şeydir. Bizler bu direnişin içinde olmaktan gurur duyuyoruz. Bu onurun kirletilmesine izin vermeyeceğiz. Gezi onların kabusları olmaya devam etsin" ifadelerini kullandı.
CHP milletvekilleri Ali Şeker, "Milletin sabrını denediler ama pişman oldular. Gezi korkuları ve kabusları oldu. Gezi şehitlerini bir kez daha saygı ve sevgi ile anıyorum. O çocuklara borcumuz var. Kente, özgürlüklere ve demokrasiye ihanet edenler karşılarında insanlığı buldular. Gezi'ye katılanlara bir bir dava ve soruşturma açma peşindeler. Bu davalar bizim madalyalarımız" dedi.
"Gezi, 80 ilde sokağa çıkan milyonlardır. Halktır. Gezi bu ülkede eşitlik, özgürlük, demokrasi, kardeşlik isteyenlerdir" diyen HDP milletvekili Oya Ersoy "Siz kağıt üzerinde bir takım değişiklik yapabilirsiniz, anayasayı da, yasaları da değiştirebilirsiniz. Ama bu ülkede istediğiniz gibi diktatörlüğünüzü kuramazsınız diyenler Gezi'deydi. AKP iktidarının Gezi'yle uğraşması bu nedenledir. Türkiye'de, halk kazanacak faşizm yenilecek" ifadelerini kullandı.
CHP Milletvekili Gökan Zeybek ise "Gezi üzerinden AKP'nin bir projeyi hayata geçirmek istediğini görüyoruz. Soruşturmaların yeniden başlaması, organize bir faaliyet olduğunu gösteriyor. Burada verilmesi gereken mesaj bu kente dair kararlar kim ya da kimler tarafından alınacak? Halk adına gelmiş olanlar yerine atanmışların ülkeyi yönetmesi, kentler adına karar vermesi ile ilgili bir süreç yaygın bir biçimde hayata geçiriliyor" dedi.