5 mahkum yanarak can vermişti! Yargıtay kararı bozdu
5 mahkumun yanarak can verdiği olaya ilişkin açılan davada araç sürücüsü ve komutanı hakkında verilen beraat kararı, Yargıtay 12’nci Ceza Dairesi’nce bozuldu. Dava 7 yıl sonra başa döndü.
İstanbul’daki Metris Cezaevi’nden 11 Eylül 2011’de yola çıkan cezaevi aracı, 5 gün sonra Kayseri Pınarbaşı’nda alev aldı, içindeki 5 mahkûm yanarak can verdi. Araç sürücüsü ve komutanı hakkında verilen beraat kararı, Yargıtay 12’nci Ceza Dairesi’nce bozuldu. Dava 7 yıl sonra başa döndü.
Hürriyet gazetesinden İsmail Saymaz'ın haberine göre İstanbul’daki Metris Cezaevi’nden 11 Eylül 2011’de yola çıkan cezaevi nakil aracı, 5 günde 7 şehir ve 5 ilçe dolaşıp 3 bin 166 kilometre yol kat etti. 16 Eylül 2011’de Kayseri Pınarbaşı’nda seyir halindeyken motorundaki arıza nedeniyle tutuştu. Araçta, kilitli bölmelerde elleri kelepçeli halde bulunan 5 tutuklu yanarak can verdi. Sürücü Cafer Sarı ve araç komutanı İsmail Bostan hakkında ‘taksirle adam öldürmeye sebebiyet’ iddiasıyla Kayseri 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
DÖRT RAPOR YAZILDI
İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi’nce hazırlanan ilk raporda ‘araçların servis hizmeti bakımından yeterli ve özenli bir alt bakım görmediği’ belirtildi. Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Otomotiv Mühendisliği Bölümü ve Karayolları Genel Müdürlüğü’nce sunulan ikinci ve üçüncü raporlarda ise facianın yakıttan kaynaklandığı savunularak aracın yakıt aldığı Elazığ’daki Çayda Çıra Petrol İstasyonu suçlandı. İTÜ’den 5 akademisyen ve 2 avukatın kaleme aldığı son raporda ise önceki üç rapor yalanlanarak benzin istasyonu çalışanları, servis yetkilileri, sürücü ve araç komutanı ile Adalet Bakanlığı görevlileri suçsuz bulundu ve “Yangının önceden tahmin edilemeyen teknik bir arıza sonucu çıkmış olduğu” iddia edildi. Dava, son rapor doğrultusunda 8 Haziran 2015’te bitti ve bütün sanıklara beraat kararı verildi. Avukat Necdet Edemen karara itiraz etti. Yargıtay12’nci Ceza Dairesi, 7 Kasım’da sürücü Sarı ve komutan Bostan’ın cezalandırılması için kararı bozdu.
Kararda aracının yakıt aldıktan sonra hızının düştüğü, rampa çıkarken zorlandığı, motordan ses geldiği, otomatik kapının açıldığı, arka kısımda oturan erler durumu bildirince aracın durdurulduğu vurgulandı. Sarı’nın arızalı olan otomatik kapının içeriden bağlanması söylediği, erlerin silah askı kayışıyla kapıyı bağladığı ifade edildi. Bu şekilde, saat 20.00’den ertesi gün saat 05.30’a kadar yol gidildiği anlatılarak “Güzergah üzerinde veya yakınında yer alan servise müracaat etmeyen” Sarı’nın kusurlu olduğu kaydedildi. Bostan’ın da araç komutanı olduğu ve arıza halinde aracı ilgili komutanlığa çekerek savcılığa bildirme görevlerini yerine getirmediği işaret edildi.
‘KAÇIŞ KAPISI YOKTU’
Avukat Necdet Edemen, yargılamada makul sürenin fazlasıyla aşıldığını kaydederek “Aslında bu üzücü olayın meydana gelmesine sebebiyet veren onlarca fail daha vardır. Örneğin, Ceza ve Tevfikevleri Genel Müdürlüğü yetkilileri... Çünkü cezaevine aracında kaçış kapısı yoktu. Şayet bir kapı olsa tutuklular kurtulabilirdi. Bu görevliler hakkında dava açılmadı. Olay sürücü ile bir komutanın üzerine kaldı” dedi.