8. Yargı Paketi ne getirecek? Toplumun talep ettiği hiçbir düzenleme pakete giremedi
Adalet Günlüğü programında Avukat Kemal Aytaç, konukları ÇHD Şube Sekreteri Avukat Ezgi Önalan ve ÖHD üyesi Avukat Emrah Baran ile birlikte 8. Yargı Paketi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Adalet Günlüğü’nün bugünkü programında Avukat Kemal Aytaç, konukları Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Şube Sekreteri Avukat Ezgi Önalan ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Avukat Emrah Baran ile birlikte geçtiğimiz günlerde TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek kabul edilen 8. Yargı Paketi hakkında konuştu.
ÇHD ŞUBE SEKRETERİ AVUKAT EZGİ ÖNALAN: 8. YARGI PAKETİ DEVLETİN KENDİSİ İÇİN YAPTIĞI BİR DÜZENLEME
Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Sekreteri Avukat Ezgi Ünalan, yeni yargı paketinin halka yönelik bir paket olmadığını söyledi. Ünalan, “Yeni yargı paketinde ilk taslağında baktığımız zaman taslaktan geriye çok bir şey kalmamış. Taslak çok daha tartışmalıydı. Ancak şu anda gözüzümüze çarpan birkaç tartışmalı maddesi var. Bunlardan biri, örgüt üyesi olmamakla birlikte örgütle ilgili suç işleme suçu. Bunu Anayasa Mahkemesi iptal etmişti. Bunu da yeniden düzenlediler. Bir de tazminat komisyonu meselesi var. Bu yeni yargı paketi içinde halka yönelik bir paket değil” dedi.
Yeni yargı paketinin devletin kendisi için yaptığı düzenlemelerden oluştuğunu belirten Avukat Ünalan, beklenen düzenlemelerin hiçbirinin pakette olmadığını söyledi:
“Burada uzun zamandır talep edilen herhangi bir kanunun değiştiğini görmüyoruz. Daha dün Eros davasında örneğini gördük. Hayvan hakları için beklenen düzenlemeler var, bunların yapıldığını görmüyoruz. Kadınların şiddetten korunmak için beklediği düzenlemeler var. Ev sahipleri ile kiracıların yaşadıkları sorunlarla ilgili beklenen düzenlemeler var. Biz bunları görmüyoruz.”
Avukat Önalan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hükmün açıklanmasının geri bırakılması Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından kaldırılmıştı. Özellikle belli bir sınırın altında kalan siyasi suçlarda bunun çok fazla kullanıldığını görüyorduk. Beraat kararı vermemek için hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul eden sanığa hemen küçük bir cezayla hükmün açıklanmasının geri bırakılması cezası veriliyordu. Bu ne gibi bir sorun yaratıyordu? Sanık beraat kararı alamamış oluyordu. Herhangi bir mahkumiyet hükmünü gerektiren bir suçlama olmamasına rağmen beraat etmesine engel olunuyordu. Bunun dışında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği için tazminat hukukuna ilişkin sorunlar çıkıyordu. Bu gibi sorunları çözmek için AYM kaldırmıştı ama şimdi bunun çözümünü yeni kanunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi için bu sanığa bu kararı kabul edip etmediğinin sorulmasına gerek olmadığı düzenlemesi yapıldı. Bununla birlikte artık istinaf ve temyiz yolu açılmış oldu. Önceden sadece itiraz yolu açıktı.”
ÖHD ÜYESİ AVUKAT EMRAH BARAN: AYM DE ÖRGÜT KAVRAMININ BELİRSİZ OLDUĞUNU SÖYLEDİ
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Avukat Emrah Baran, yeni yargı paketinde yer alan ‘örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyenlerle’ ilgili yapılan düzenlemeyle ilgili konuştu. Baran, “2016 yılında Venedik Komisyonu tarafından Türkiye Raporu açıklandı. Söz konusu raporda örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyenlerin de örgüt üyesi gibi cezalandırılması durumunu, belirlenebilirlik ve öngürülebilirlik yani suçun kanuniliği ilkesine aykırı olduğuna dair bir değerlendirmesi olmuştu. Anayasa Mahkemesi de örgüt kavramının belirsiz olduğunu söyledi. Bunun keyfi bir şekilde değerlendirilebileceğini söylediler. Bu nedenlerden dolayı AYM söz konusu düzenlemenin suç ve cezanın kanuna aykırılık ilkesi olduğunu belirtti” diye konuştu.
'TAMAMEN HAKİMİN TAKDİRİNE BIRAKILMIŞ'
Örgüt üyesi olduğu tespit edilen kişilerin 5-10 yıl arasında cezalandırıldığını söyleyen Avukat Baran, örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyenler için de aynı cezanın uygulanacağını ifade etti:
“Bazı durumlarda hakimlerin söz konusu cezayı yarıya kadar indirme takdiri var. Bu da tamamen hakimin takdirine bırakılmış, herhangi bir somut kriter yok. Sonuç olarak gerek Venedik Komisyonu’nun gerek AİHM’nin ya da AYM’nin ihlale yol açan düzenlemesine ilişkin hükümetçe bir düzenleme yapılmadı. Adeta dalga geçer gibi aynı düzenleme, 314’üncü maddeye eklendi. Nisan ayında 226 yürürlükten kalkacaktı ama zaman kazanmak açısında böyle bir yola girdiler.”
Kaynak: Gerçek Gündem