Rabia Naz'ın babasına işkence!

Sözcü yazarı Çiğdem Toker, devlet eliyle karartılan Rabia Naz'ın ölümünü ve babasına yapıştırılan "deli" damgasını, gözaltına alınma - serbest kalma sürecini aktardı.

Rabia Naz'ın babasına işkence!

Çiğdem Toker, bugünkü yazısında da Rabia Naz'ın şüpheli ölümüne değindi ve baba Şaban Vatan'a yapılan rapor ve gözaltı işkencelerini anlattı.

İşte Toker'in "Zorla deli gömleği" başlıklı bugünkü yazısı:

Sadece üzüntü değil.
11 yaşındaki evladı Rabia Naz Vatan'ı kuşkulu bir ölümde kaybeden Şaban Vatan'a yaşatılanları dinleyince insanın içinden bir isyan dalgasının yükselmemesi zor.


Cuma günkü yazımızda; kızının kendisine benimsetilmeye çalışıldığı gibi intihar değil, otomobil çarpması sonucu öldüğünü, Eynesil'in yerel yöneticileriyle bağlantılı ve Ankara'nın yüksek tepelerine uzanan çıkar ilişkileri nedeniyle bu ölümün üzerinin örtüldüğünü haykırmasına karşın, soruşturmaya ışık tutabilecek başvuruları dahi

NEDENSE dikkate alınmayan Şaban Vatan'ın öyküsüne yer verdik. Bir yıldır kızının ölümünün aydınlatılmasını beklerken bir de üstüne gözaltına alınan Vatan, aynı akşam serbest bırakılmıştı.
Fakat bu serbest bırakma öyle kolay olmamış.…


Hatta hiç kolay olmamış. Yatmadığı hastanelerde yatmış gibi sorgulanan Şaban Vatan'ın, daha önce psikiyatr hekime bir kez gitmiş olması ve kızının ölümünden sonra yaptığı sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek ‘akıl hastanesi'ne yatırılması uygun görülmüş.


Hem de 21 gün süreyle. Evet, ışık hızıyla hazırlanan doktor raporu ve aynı hızda işleyen mahkeme kararıyla.
Dahası, avukatı Ufuk Kılıç, doğru zamanda doğru refleksi gösterip o kararın bir itiraz yolu olduğunu söylemese, Şaban Vatan'ın hemen oracıkta hastaneye gönderilmesi için araç bile çağrılmış.


Avukatının bugün Giresun Adliyesi'ne itiraz dilekçesini sunacağı Şaban Vatan ile dün uzunca bir telefon görüşmesi yaptık. Vatan, 21 Mart günü Eynesil-Görele-Giresun hattında, “mevcutlu” götürüldüğü adliye ve hastane koridorlarında yaşadıklarını anlattı.

Yatmadığım klinikte ‘yattın' dediler

“Bana dediler ki: 2011 yılında Özel İmperial Hastanesi psikiyatri servisinde üç gün yatmışsın. Yatmadım halbuki. Sonra işin aslını kendim öğrendim. Bir kez doktora gitmiştim. Ancak özel hastanelerde bir randevu alınca kaydınız 10 gün açık kalıyor, yeniden kontrole gelindiğinde, hastanın tekrar para vermemesi için. İşte bu açık kalma halini yatış olarak değerlendirmişler.
Yatış olmadığının belgesini aldım.


İkincisi bir de Giresun Kent Hastanesi'nde kızımın ölümünden bir ay önce 10 gün yattığımı söylediler. Hem doktor sordu bunu hem de hakime hanım.
Yatmadım dedim. Kent Hastanesi'nden 23 Mart 2019 itibarıyla onun da belgesini aldım. Hem de SGK'dan, ayakta muayene diye. Herhalde devletimizin Sosyal Güvenlik Kurumu'nun belgesini, devletimizin mahkemesi dikkate alacaktır.”

Sosyal medya paylaşımları

“Giresun Devlet Hastanesi psikiyatri bölümüne polis eşliğinde girdik. Doktor önce dosyaya bakacağını söyledi. Bence ilk önce bunu söylemesi ilginçti.
Sonra ‘Sosyal medya paylaşımları mı yaptın' diye sordu. ‘Evet, pek çok sosyal medya paylaşımı yaptım' dedim doktora.


Doktor dosyayı okudu. Bana hemen gözetim altında yatış raporu verdi 21 gün.
Oradan çıkınca 70 kilometre geriye gittik. Tekrar Görele Adliyesi'ne.
Baktım mahkeme hazırlanmış. ‘Avukatım olmadan girmem' dedim. Telefonumu almışlardı. Başka bir telefondan eşime, o da avukatıma ulaştı.


O gelince hızlı bir şekilde mahkeme yaptılar. 21 gün süreyle yatmam için sevk kararı çıktı. Ve biliyor musunuz, eğer avukatım o anda itiraz edeceğini söylemese, araç da çağırmak üzereydiler.”


Şaban Vatan, elindeki belgelere dayanarak bugün Giresun Adliyesi'nde yapılacak itirazın kabul edilmesini umut ediyor.


Kızını kuşkulu bir ölümde yitirmiş bir babanın şu söylediklerine bakın:
“Verilen mahkeme kararına göre, hastanede kalmamı uygun gördükleri süre 21 gün. Ama biliyor musunuz, izlediğim bir film geliyor aklıma. Orada elektroşok vererek daha uzun süre tutuyorlardı. İşte bunun kuşkusunu taşıyorum.”

Her şey siyasetle ilgilidir

Memleketin gelmiş geçmiş en kritik yerel seçimlerine günler kalmışken, iktidar kampanyasının yıkıcılığının dozu her geçen gün artarken, ABD'nin en büyük yatırım bankası hakkında döviz manipülasyonu yaptığı gerekçesiyle çifte soruşturma başlatılmış ve bu soruşturmanın nerelere nasıl uzanacağı bilinmezken, çocuğunu yitirmiş bir babanın öyküsüne uzun uzun vermemi yadırgayan okurlar olabilir. Yadırgamayın.


Çünkü bu ülkedeki gazetecilik serüveninin öğrettiği hazine değerindeki derslerden biri, her şeyin ama her şeyin siyasetin kapsama alanı içinde olduğudur.


Tam da bu nedenle, 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan'ın ölümünün aydınlanmaması, olaydan bir yıl sonra susmayan baba Şaban Vatan'a “deli gömleği” giydirme girişimi, “diğerleri” açısından nasıl yönetildiğimizin aynasından başka bir şey değildir.
Hakikat adil yargılamayla ortaya çıkarsa, bu tablo çok daha net görülecektir.

Etiketler
Rabia Naz Vatan Gözaltı