Kazada ölen Tuğba’nın eşi: Gözüme uyku girmiyor
BURSA'da, hemşire Tuğba Pircan'a (42) çarparak ölümüne neden olan öğrenci servis minibüsünün sürücüsü Zülfü Balcı (50), hakkında 2 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle açılan davada, ilk kez hakim karşına çıktı.
Olay günü normal hızla seyir halinde olduğunu söyleyen Balcı, “Bağrışmalar olunca durdum. Aşağıya inip baktığımda, birisine çarptığımı görünce şok oldum" dedi. Pircan’ın eşi Recep Pircan ise, "Eşimin ölümünün üzerinden geçen 70 gündür gözüme uyku girmiyor. Sanığın cezalandırılmasını istiyorum" dedi.
Kaza, 15 Şubat günü saat 08.30 sıralarında merkez Yıldırım ilçesi Esenevler Mahallesi'nde Emir ve Türkmen caddelerinin kesiştiği Dörtyol kavşağında meydana geldi.
Görev yaptığı Hacivat Aile Sağlığı Merkezi’ne gitmek için evden çıkan 23 yıllık hemşire Tuğba Pircan'a, yolun karşısına geçerken Zülfü Balcı yönetimindeki 16 S 3232 plakalı öğrenci servisi çarptı. Minibüsün altında yaklaşık 10 metre sürüklenen Pircan, kaldırıldığı Yüksek İhtisas Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Gözaltına alınan Balcı, işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
'ÇARPTIĞIM KADINI GÖRMEDİM'
Bursa 6'ncı Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakkında, 'taksirle ölüme neden olma' suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemi ile dava açılan Zülfü Balcı’nın yargılanmasına başlandı.
Duruşmaya sanık avukatı, ölen Tuğba Pircan’ın eşi Recep Pircan ile avukatı hazır bulundu. Bilirkişi raporuna göre trafik kazasında tam kusurlu olduğu belirtilen tutuklu sürücü Balcı, kazayı şöyle anlattı:
"Olay sabahı Emir ve Türkmen caddesinin kesiştiği Dörtyol kavşağından sağa dönmek için sinyal verdim.Sol şeritte otobüs bana selektör yaktığını görünce, ben de dönüşe geçtim. Rahmetli Tuğba Pircan’ı görmedim. Bağrışmalar olunca durdum. Minibüsten aşağıya inip, arka tarafa baktığımda birine çarptığımı anladım. Halen kazanın şokundayım. Suçlamayı kabul etmiyorum."
'EŞİMİN ÖLÜMÜNDEN SONRA UYUYAMIYORUM'
Tuğba Pircan'ın eşi öğretmen Recep Pircan ise, "Eşim her sabah çalıştığı sağlık ocağına o yoldan giderdi. Ben erken çıktığım için okulda ikinci derste telefonum çaldı. Eşimin kaza geçirdiğini söylediler. Olay yerine geldiğimde kabalık vardı. Eşimi hastaneye kaldırmışlar. Hemen hastaneye gittim. Ameliyathane kapısını birincide açan doktor eşime müdahale edildiğini söyledi, ikincide açtığında 'başınız sağ olsun' dedi. Kaza olduktan sonra her gün kazanın olduğu yere gidip bakıyorum. Hala kazanın nasıl olduğuna inanamıyorum. Sanığın normal hızla gidiyordum dediğine inanmıyorum. Normal hızlı olsa, eşimde meydana gelen kırıklar bu kadar fazla olmazdı. Hızlı bir şekilde, sağa dönüş yaparken de bakmış olsaydı, yolun yarısına gelen eşimi mutlaka görürdü. Eşimin öldüğü 70 gün oldu. Hala geceleri uyuyamıyorum. Ailece yaşamıyoruz artık" dedi.
Mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına ve bazı tanıkların dilenmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.