90'lı yılların kabusu yeniden sahnede: Türkiye Hizbullahı, domuz bağı cinayetleri ve HÜDAPAR
90'lı yıllarda şiddet eylemleri ile adını duyuran Türkiye Hizbullahı, domuz bağı cinayetleriyle hafızalara kazındı. 2012 yılında Hizbullah'ın devamı olarak kurulan HÜDAPAR'ın Meclis'e girmesiyle tartışma yaratan örgüt, bugün işlenen bir domuz bağı cinayetiyle de yeniden gündeme geldi.
İstanbul Esenler'de bir binada çıkan yangına müdahale eden itfaiye ekiplerinin bulduğu cesedin, domuz bağı yöntemi ile öldürülen Pakistan uyruklu bir kişiye ait olduğu ortaya çıktı.
Esenler Kemer Mahallesi 903 Sokak’ta bulunan 5 katlı binanın giriş katında çıkan yangının söndürülmesiyle 90'lı yılların kabusu olan "domuz bağı" yöntemi ile öldürülen 42 yaşındaki Muhammad Tahir Khan isimli kişinin cesedi ortaya çıktı.
90'lı yıllardan sonra domuz bağı cinayetleri tarihe karıştı diye düşünülürken yaşanan bu olay, Hizbullah terör örgütünü ve o yıllarda yaşanan karanlık günleri yeniden hatırlattı. Türkiye'de Hizbullah'ın geçmişi ve HÜDAPAR'ın meclise girmesiyle yeniden gündeme gelen domuz bağı cinayetlerinin hortlama ihtimali endişe yarattı.
TÜRKİYE'DE HİZBULLAH
AKP listelerinden Meclis'e giren HÜDAPAR'ın terör örgütü olarak kabul etmediği Hizbullah'ın Türkiye ayağı, 1979 yılında Ankara Üniversitesi Siyasi Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü mezunu Hüseyin Velioğlu tarafından Batman'da kuruldu. Örgüt kurucuları, 1979-1980 yıllarında Diyarbakır'daki Vahdet Kitabevi'nde toplantılar yapmaya ve örgütlenmeye başladı.
Çalışmalarını hızlandıran Velioğlu, 1982 yılında İlim Kitabevi'ni açtı. Cumhuriyet' karşı olan ve halifeliğin kaldırılmasını eleştiren Hizbullah örgütü, daha sonraları "mevcut anayasal düzeni yıkarak şeri esaslara dayalı bir teokratik devlet" kurmakla suçlandı.
1979 yılında kurulmasına rağmen Türkiye'de Hizbullah adının duyulması, 1990'lı yıllara denk geliyor. 1990'lı yıllarda örgütün şiddet eylemleri başladı. Özellikle Doğu ve Güneydoğu'da gerçekleştirilen satırlı ve silahlı eylemlerin sorumlusu olarak Hizbullah gösterildi.
Hizbullah'ın işlediği cinayetlerden bazıları şöyle:
23 KİŞİYE ENSEDEN TEK KURŞUN
Diyarbakır'da 23 kişinin ensesine sıkılan tek kurşunla infaz edilmesi, 22 kişinin de satır ve silahla yaralanması tüm Türkiye'yi sarsmıştı. 23 kişiyi infaz eden 22 kişi de yaraladıkları gerekçesiyle 2007’de ağırlaştırılmış müebbet cezası Yargıtay tarafından onanan 10 Hizbullah tetikçisinin de AİHM kriterleri gerekçe gösterilerek yapılan "yeniden yargılama" sonucu 2019 yerel seçimlerinden önce serbest bırakıldığı ortaya çıktı.
MEHMET SİNCAR CİNAYETİ
Batman'da 1994 yılında HEP (Halkın Emek Partisi) Milletvekili Mehmet Sincar da Hizbullah üyeleri tarafından öldürüldü. 2023 yılında 30 yıllık zaman aşımı süresi dolacak olan davanın tek sanığı ise tutuksuz yargılanan Hizbullah hükümlüsü Cihan Yıldız.
HALİT GÜREN CİNAYETİ
Hizbullah, o dönem rakip gördüğü Menzil Tarikatı üyelerini de hedefine koydu. 2000'e Doğru Dergisi'nin Diyarbakır Temsilcisi Halit Güngen 16 Şubat 1992'de "Hizbullah Çevik Kuvvet Merkezinde Eğitiliyor" haberinin 2000'e Doğru dergisinde yayımlanmasından iki gün sonra, 18 Şubat 1992'de derginin Diyarbakır bürosundan silahlı saldırıya uğradı ve hayatını kaybetti.
DOMUZ BAĞI CİNAYETLERİ
Hizbullah'ın domuz bağı adı verilen işkence yöntemiyle işlediği cinayetler ise 1990'ların sonunda ortaya çıktı. Kaçırılan kişiler, domuz bağlı yöntemiyle bağlanarak günlerce işkence görüyor ve bu anlar kameraya alınıyordu.
KONCA KURİŞ
Bu isimlerden biri de 1998'de kaçırılan yazar Konca Kuriş'ti. 16 Temmuz 1998'de evinin önünden gece yarısı eşi Orhan Kuriş etkisiz hâle getirilerek kaçırılan ve 38 gün işkence yapılan Kuriş'in cesedi 555 gün sonra Konya'da bir evin bodrumuna gümülü halde bulundu.
GAFFAR OKKAN
Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ve beş koruma polisi yine Hizbullah tarafından 2001 yılında öldürüldü. 24 Ocak 2001 tarihinde Okkan ve koruma polisleri Mehmet Kamalı, Mehmet Sepetçi, Selahattin Baysoy, Sabri Kün ve Atilla Durmuş'un hayatını kaybettiği suikastın faillerinden Suat Çetin'in de 31 Mart 2019'daki yerel seçimlerden iki ay önce “yeniden yargılanma” talebi doğrultusunda hakkında infaz durdurma kararı verilerek tahliye edildiği öğrenildi.
Hizbullah'a yönelik en büyük operasyonlardan biri 17 Ocak 2000'de İstanbul Beykoz'daki bir villaya yönelik yapıldı ve örgüt lideri Velioğlu ölü ele geçirildi. Aynı operasyonda ele geçirilen belgelerle örgüt büyük oranda deşifre edildi. Vahşet evlerinde yapılan kazılarda domuz bağı yöntemiyle öldürülmüş cesetler ele geçirildi.
Örgütün askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar ve siyasi yöneticilerinden Edip Gümüş gözaltına alınarak tutuklandı. Aynı operasyonda tutuklanan 18 sanık 165 vatandaşın öldürülmesi, 85'inin yaralanmasından sorumlu tutularak ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırıldı.10 yıl tutuklu kalan Edip Gümüş, Cemal Tutar, Fuat Balca, Sinan Yakut, Kemal Gülşen ve Mustafa İpek tahliye edildi.
Tahliye edilen ve 109 kişiyi bizzat tetik çekerek öldüren askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar mahkeme heyetini, "Sizi, Gaffar Okkan’ın yanına göndeririz" diyerek tehdit etmişti.
2000 yılında yapılan operasyonda güç kaybeden ve ifşa olan Hizbullah Terör Örgütü, 2004 senesinde Mustazaflarla Dayanışma Derneği'ni kurarak yasadışı örgüt olmaktan çıktı. Ancak derneğe Hizbullah'ın devamı olduğu gerekçesiyle 2008 yılında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca kapatma davası açıldı.
Dernek, 2012 yılında mahkeme tarafından kanuna aykırı faaliyetler yürüttüğü gerekçesiyle feshedildi. Ancak derneğin AİHM'ye yaptığı başvuru sonucunda "Hizbullah'ın amacı doğrultusunda faaliyet gösterdiği" gerekçesiyle 2012'de kapatılan Mustazaf-Der, Diyarbakır'da yeniden açıldı.
Hizbullah, Mustazaf-Der'in kapatılmasının ardından HÜDA PAR'ı 2012'de kurarak sivil alandaki faaliyetlerini sürdürdü. Parti lideri Zekeriya Yapıcıoğlu ise 2014 yılında bir gazeteciye verdiği mülakatta Hizbullah ile olan bağı olduğu iddiasını reddetti.