AYM Eski Raportörü Aydın: YSK kararı meşru değil
Eski Anayasa Raportörü Ali Rıza Aydın, YSK'nın aldığı kararı değerlendirdi.
Tolga Kaan Ateşli/YURT - Eski Anayasa Raportörü Ali Rıza Aydın, YSK'nın aldığı kararı değerlendirdi.
"Seçme hakkını, genel oy hakkını, serbest ve eşit seçim hakkını, seçmen iradesini yok saymakla ve seçmenin yerine geçmekle de hukuksuz ve aynı nedenlerle kararın meşruluğu yok" diyen Aydın, YSK ve AKP'nin karardaki sakatlığa ortak olduğunu ifade etti.
YSK'nın kendi aldığı kararlara dahi uymayarak eşitsizlik ve adaletsizliğe yol açtığını vurgulayan Aydın, "Seçim hakkının, genel oy hakkının özü her bireyi, her partiyi, her başvuruyu eşit ve hukuka uygun değerlendirmeyi gerektirir" diyerek, karardaki eşitsizliğe dikkat çekti.
İşte Ali Rıza Aydın'ın değerlendirmeleri:
> YSK'nın aldığı kararı hukuki açıdan nasıl değerlendiriyorsunuz?
Seçimlerin yönetim ve denetiminden sorumlu olan YSK, bu yönetim ve denetimi Anayasanın seçme ve seçilme hakkı ilkelerine ve buna bağlı olarak, bu ilkelere uyan yasalara göre hareket etmesi gereken bir kurumdur. Seçmen kütüklerinden, seçime girecek parti ya da adaylara, seçim kampanyasından oy kullanmaya, sayım ve dökümden oyları birleştirmeye ve kesinleştirmeye kadar tüm seçim süreçlerinden sorumludur. Bu sorumluluğunu ve seçimi bir takvime bağlar, ilan eder. Böylece serbest, eşit, gizli genel oy hakkının esaslarını seçme ve seçilme hakkının kullanımı için genelleştirir, eşitleştirir. Takvim içinde sandık kurulları da var. YSK’nin İstanbul Büyükşehir Başkanı seçimi için aldığı karar, bu hukuksal süreç ve takvim için de nihayetlenen sandık kurullarına dayanıyor. Gerekçe açıklanmadı ama AKP’li üyenin açıklaması öyle…
YSK, “Sandık kurulları oluştuktan sonra burada ortaya çıkan kanunsuzluklar kendi içinde sorumluluk içerir, seçmen iradesini ve seçim sonucunu ilgilendirmez” dedi daha önceki kararlarında. Doğru söyledi, çünkü seçmen sandık başında iradesini ortaya koyarken, işin arka planını bilmez. Bağımsız yargı yönetim ve denetiminde serbest, eşit ve gizli olarak oy verdiğine inanır.
GENEL OY HAKKI YOK SAYILIYOR
Bu özet hukuk bilgileri, daha ayrıntıya ve hukuk tekniğine girmeden YSK İstanbul kararının hukuksuzluğunu ortaya koyuyor. Kaldı ki YSK kendi sorumluluğunda olan ve kendi kusuruyla ortaya çıkan bir konuya dayanıyor ki burada da başka hukuksuzluk var.
Seçme hakkını, genel oy hakkını, serbest ve eşit seçim hakkını, seçmen iradesini yok saymakla ve seçmenin yerine geçmekle de hukuksuz ve aynı nedenlerle kararın meşruluğu yok. Seçmenin bilmediği ve müdahale edemeyeceği bir konu da; seçmen iradesi yok sayılamaz.
> AKP ve YSK arasındaki ilişki oldukça tartışılıyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu konuda daha başta biçimsel sorun var. Yargıya her türlü müdahaleyi yapan, yüksek yargı üye seçimlerine müdahale eden, yargı yönetimine sahip olan HSK’yı belirleyen AKP ve başkanı. Dolayısıyla, YSK üyelerinin Yargıtay ve Danıştay içinden gelmesi biçimsel ve müdahaleye açık sakatlığı çözmüyor. Ek olarak bu YSK, AKP iradesi ve isteğiyle süresi uzayan YSK. Anayasa Mahkemesinin buna onay vermesi de sakatlığı çözmez.
Aynı YSK, daha önce bu tür başvuruları reddeden kurum. Hem kuruluşuyla hem de süre uzatımıyla iktidara gebe. Bir de kendi kararlarına uymayarak eşitsizlik ve adaletsizliği kendisi yaratıyor. Seçim hakkının, genel oy hakkının özü her bireyi, her partiyi, her başvuruyu eşit ve hukuka uygun değerlendirmeyi gerektirir.
KAPİTALİZMİN ÖZÜ ADİL DEĞİL Kİ YARGISI ADİL OLSUN
Yargı en küçük kuşkuyu bile kaldırmaz. Cümle alem YSK’nın yukarıdan gelen talebe uyduğunu biliyor ve söylüyorsa artık bağımsız yargıdan, adil karardan söz edilemez. Meşruluktan hiç söz edilemez. Bu ilişki, burjuva hukuk ilişkisinin de dışa vurumu ve çatlağı aslında. Serbest piyasa derseniz ardından, keyfiliğin hukuku gelir, yargı da bunun onay makamı olur. Ne adaleti? Kapitalizmin özü adil değil ki, hukuku ve yargısı adil olsun. Kendi kurallarına takla attırmak onların marifeti.
SAKATLIĞA YSK ve AKP ORTAKTIR
> Bildiğiniz gibi CHP iptal başvurusu yaptı. Sizce bunun hukuki bir sonucu olacak mı?
Önceki yanıttan devam edersek, ki etmeliyiz, bir tarafta kurallara takla attıran AKP var, diğer tarafta da taklaları reddeden CHP. Burada muhalefet diyelim, ama düzen muhalefeti.
Madem öyle, Büyükşehir Belediye Başkanı dışındaki seçimler de hatta önceki seçimler de sakat demek doğru gözükebilir. Pozitif hukuka uygun olan budur, YSK da bunu uygulamamıştır. Sakatlığa YSK ve AKP ortaktır.
Ama bu düzen içi çelişkilerle düzeni hizaya çekmek anlamından öte gitmez. Zamanında hukuka takla attırılırken hayır diyemeyenler şimdi o hukukun içinden çıkan yargıdan umut bekleme durumuna düşüyor. Düzenin özü hizasızdır, eşitsizdir, adaletsizdir. Kapitalizmin ekonomi politiğidir bu.