Financial Times: Türkiye vahim bir şekilde demokrasiden sapıyor
İngiliz Financial Times (FT) gazetesi bugünkü başyazısında, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) İstanbul kararını yorumladı.
Financial Times'a göre bu karar, ekonomideki zayıflamanın daha da şiddetlenmesi de dahil bir dizi riski beraberinde getirdi. Gazete, "Türkiye'nin TL üzerinde oluşacak yeni bir baskıya karşı kendini koruyabileceğine dair soru işaretleri var" diyor.
Financial Times'ın başyazısında başlığı, "Türkiye vahim bir şekilde demokrasiden sapıyor".
Yazı, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yönetimi altında yıllar içerisinde otoriterliğin giderek arttığı düşünüldüğünde, İstanbul'un Belediye Başkanlığı seçiminde muhalefetin zaferi, Türkiye'de demokrasinin ölmediğine dair bir umut ışığı uyandırdı. Yüksek Seçim Kurulu'nun sonuçları iptal etme kararı bu ışığı söndürdü" ifadeleriyle başlıyor ve şöyle devam ediyor:
"Seçimlere yeniden girmek Erdoğan'a ve partisi AKP'ye ülkenin en büyük şehrinde iktidarı yeniden ele geçirme şansı veriyor olabilir. Ama sonuç ne olursa olsun, Türkiye'nin siyasi ve ekonomik durumu için şok etkisi yaratacak."
BBC Türkçe'de yer alan habere göre, AKP'nin İstanbul'da yenilmesinin, "Türkiye'de kusurlu da olsa işler bir demokrasinin olduğunu" göstermesi açısından önemli olduğunu kaydeden gazete, YSK'nın kararının bunu "ortadan kaldırdığı" görüşünde.
Erdoğan'ın başta "istikrarlı ve modernleştirici sivil bir lider" görünümü çizdiği belirtilen başyazıda, özellikle 2016'daki darbe girişiminin "Türkiye'nin liberal geleneklerden uzaklaşmasında bir dönüm noktası olduğu" kaydediliyor.
Haberde, "YSK'nın seçimleri iptal etmesi, ender görülse de, siyasi özgürlüklere bir darbe daha indirdi" deniyor.
'Karar birçok riski beraberinde getiriyor'
Bu kararın birçok riski beraberinde getirdiğini kaydeden gazete, bunlardan ilkini Türk halkının barışçıl demokratik siyasetten umudunu kesmesi riski olduğu dile getiriliyor.
AKP'nin İstanbul'daki yenilenen seçimleri kazanması halinde bu riskin artacağı vurgusu da yapılıyor.
Yazıda 2013 yılındaki Gezi protestoları örnek verilerek "Türkiye'de toplumsal olaylar daha önce şiddete dönüşmüştü" deniyor.
2016 darbe girişiminden sonra görevden ihraçların yaşandığı ordunun, "AKP'ye olan sabrının tükenebileceği" de bir diğer risk olarak sıralanıyor.
Türkiye'nin ekonomik olarak zayıflamasının şiddetlenmesi de gazeteye göre bir başka risk.
Ülkenin ekonomisinin resesyona girdiği, enflasyonun yüzde 20'ye yakın seyrettiği, Türk Lirası'nın YSK kararının ardından daha da değer kaybettiği belirtilen haberde, "Merkez Bankası'nın döviz rezervlerini kısa dönemli borçlanmalarla milyarlarca dolar desteklediğinin ortaya çıkmasının ardından, ülkenin para biriminde oluşacak yeni bir krizde kendini koruyabileceğine dair soru işaretleri var" deniyor.
'Ekonomiyi güçlendirmeye odaklanmalı, siyasi dalavereye değil'
Başyazı şöyle devam ediyor:
"Yabancı yatırımcılar, daha tecrübeli ekonomistlere rağmen damadını Hazine ve Maliye Bakanı yapan, ülkeyi demir yumrukla yöneten bu kaprisli lidere zaten mesafeli yaklaşıyor. Türkiye'nin ticari başkentinin siyasi geleceği üzerinde 2 ay sürecek belirsizlik buna sadece bu kuşkuları artıracak."
"Erdoğan'ın hükümeti ekonomiyi güçlendirmeye odaklanmalı, siyasi dalavereye değil" ifadelerinin de yer aldığı başyazı, şu ifadelerle sona eriyor:
"Erdoğan, son haftalarda bir seçimle karşı karşıyaydı. Ekonomik ve siyasi başarısızlıklara bağlı olarak AKP'nin İstanbul yenilgisini kabullenebilirdi ve reform sözü verebilirdi. Bunun yerine, güç arzusuyla kendini yiyip bitirmiş görünüyor, Türkiye'yi hem ülke içinde hem de uluslararası alanda zayıflatıyor.
"İstanbul'da kaybetmek hem cumhurbaşkanı hem de partisi için acı vericiydi. Seçim politikalarının altını oymak hem Türkiye hem de vatandaşları için kesinlikle daha acı verici olacak."