İzmir’de Barış Akademisyenleri davasında erteleme

İzmir'de Barış Akademisyenleri davasında, Doç Dr. Halis Ulaş'ın duruşması ertelenirken, Ar. Gör. Özer Yersüren'in duruşmasında ise yetkisizlik kararı çıktı.

“Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisine imza attıkları için görevlerinden ihraç edilen akademisyenlerin davası devam ediyor.

Barış Akademisyeni Doç. Dr. Halis Ulaş’ın duruşması İzmir Adliyesi 21. Ağır Ceza Mahkemesinde görülürken, Ar. Gör. Özer Yersüren’in davası da 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Doç. Dr. Halis Ulaş’ın bir sonraki duruşması 26 Eylül’e ertelenirken, Ar.Gör. Özer Yersüren’in duruşmasında ise yetkisizlik kararı çıktı.

“BENİM DIŞIMDA GÖRÜLEN TÜM DAVALARDA YETKİSİZLİK KARARI VERİLDİ”

Karar sonrası BirGün’den Aycan Karadağ'a değerlendirmelerde bulunan Doç.Dr. Halis Ulaş şunları dile getirdi:

“Daha önce biz İstanbul’da duruşmada, mahkemenin yetkisiz olduğunu ve bu sebeple İzmir’de duruşma görülmesi için başvuruda bulunmuştuk. Bu başvurumuz kabul oldu. Sonrasında İzmir’de yeniden duruşma tarihi verildi. Benim duruşmamın ilginç yanı; benim dışımda görülen tüm davalarda yetkisizlik kararı verilerek dosyaları Yargıtay’a gönderdi.”

“ASLINDA BU METNİN SUÇ UNSURU OLUŞTURMADIĞINI HERKES BİLİYOR”

Avukatım, terörle mücadele kanunun 7. Maddesinin 2.fıkrasının anayasaya aykırılığı ile ilgili bir savunma yaptı. Bu gerekçe ile Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesine talep etti. Bunun üzerine savcı mütalaasında yetkisiz olunduğunu ve Anayasa Mahkemesi’ne gönderilecek ise yetkili olan mahkemenin bunu yapması gerektiğini ile ilgili mütalaa verdi. Benim duruşma tarihi kararı verildikten sonra sosyal ve sınıfsal durumumun araştırılması ile ilgili karakola tebligat gitmişti. Ben de bunları yanıtlamıştım. Avukatım ise böyle bir araştırmanın uygun olmadığını onun için yetkili olarak kabul edilmesi gerektiğini dair ifadesi oldu. Hakimler değerlendirme sonrasında Eylülün 26’sına bir duruşma tarihi verdi. Aslında bu metnin suç unsuru oluşturmadığını, terör örgütü propagandası olmadığını herkes biliyor. Maalesef siyasi konjonktür nedeniyle kimse bunu yüksek sesle dile getirmiyor. Hata bu gerekçe ile bir hocamız cezaevine girdi.”