Hukukçulardan 'Yargı Reformu' yorumu: Hayaller bülteni
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün açıkladığı Yargı Reformu Stratejisi Belgesi’ni hukukçular değerlendirdi.
İstanbul Barosu Başkanı avukat Mehmet Durakoğlu açıklanan yargı reformunu, “yargı ile ilgili yapılacakları açıklayan bir hayaller bülteni” olarak nitelerken, İzmir Barosu Başkanı avukat Özkan Yücel, “Bu reform belgesinin çoğu maddesinin altına imzamı atmam mümkün. Metinler iyi niyet belgeleri gibi görünüyor. Biz barolar ve hukukçular olarak dönüp uygulamada ne yaptılar ona bakacağız." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün açıkladığı Yargı Reformu Stratejisi Belgesi’ni hukukçular Cumhuriyet'e değerlendirdi.
Mehmet Durakoğlu: Bu taslağı özü itibarıyla Avrupa Birliği çerçevesinde özellikle 23-24’üncü fasılların açılmasıyla ilgili olarak birliğin bizden talep ettiği bir geleceğe yönelik projeksiyon diye değerlendirmek gerekiyor. Yani yargı ile ilgili yapılacakları açıklayan bir hayaller bülteni diye de bakmak lazım. Bu çok açık bir biçim de bizim için burada belirtilen şeylerin yasa maddesi gibi değişmiş olduğundan değil değişeceğinden bahsetmek lazım. Dolayısıyla burada iki konu önemli. Bunlardan bir tanesi Türkiye’nin en temel eksikliği olan bir hukuk devleti olmayı başarabilmek ve yargının bağımsız ve tarafsız olmasını sağlayabilecek değişikliklerin öngörülüp, görülmediğidir. Hukuk devleti olmaya yönelik bazı düzenlemelerin yapılmakta olduğuna tanık olabiliyoruz. Ama geçmişe doğru baktığımızda özelliklede bu hükümetin geçmişten bu yana 17 yıl boyunca yargı alanında ortaya koyduğu değerlendirmeler bizim açımızdan onun geçmişe nasıl baktığını gösterirken, yargı sabıkasının geleceğe yönelik olarak bize umut verebilecek noktaya getireceğini düşünmek için erken olduğu söylemek istiyorum. Hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı konusunda söylenenler benim açımdan yeterli değil. Buna muhabil avukatlık sınavının yapılacak olması bizim için önemli bir gelişme.
‘Uygulamaya bakacağız’
Özkan Yücel: Temennilerden ibaret bir belge. Giriş bölümünde bile birtakım problemleri barındırıyor. 2015’te de bir strateji geliştirme projesi vardı. Bu reformda yenilenmiş bir şey yok öncekilerin devam ettirilmesi. Bir hukukuçunun hayır diyemeyeceği unsurları da barındırıyor içerisinde. Fakat 12. numara başlıkta ‘hak ve özgürlüklere ilişkin temel perspektif’de diyorki tutuklama bir cezalandırma aracı değildir’. Mevzuatı bu konuda iyileştireceğiz diyorlar. Anlaşılmayan nokta şu konu mevzuat değil problem bu mevzuatı uygulayacak hâkimler ve savcıların olması. 1 yıldan 4 yıla cezayı gerektiren ‘Cumhurbaşkanın hakaret suçlaması’ sebebiyle siz yargı önüne çıkanı tutuklarsanız mevzuata ne yazarsanız yazın. Zaten mevcut mevzuatta bunların hepsi var. İnsanlar bu suçlama sebiyle 4 ay 5 ay tutuklu kalıyorlar. 2015’te de aynı maddeler sunuldu ama sene olmuş 2019 biz hala aynı maddeleri konuşuyoruz. Önemli olan şey bunların uygulanabileceği ortamı sağlamak. Yargı bağımsızlaştırılmalıdır.