ABD'de Fakirleşenler, Türkiye'de Fırsatı Paraya Çevirenler... Kamala Harris'in Mal Varlığı Saray'la Yüzleştirdi

ABD Başkanı Joe Biden’ın seçim yarışından çekildiğini açıklamasının ardından Kamala Harris ismi ön plana çıktı. Harris'in düşük riskli yatırımlar yapması ve bu nedenle maddi olarak az kazanması ise siyasete girmeden önce gecekonduda yaşadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu anki mal varlığını akıllara getirdi...

ABD'de Fakirleşenler, Türkiye'de Fırsatı Paraya Çevirenler... Kamala Harris'in Mal Varlığı Saray'la Yüzleştirdi

ABD seçimlerinde Kamala Harris ismi ön plana çıkıyor. Harris'in mal varlığı ise ayrı bir gündem konusu.

Mehmet Y. Yılmaz T24'teki köşe yazısından Harris'in mal varlığı ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mal varlığını kıyasladı.

Yılmaz, Harris'in eşi Doug Emhoff'un karısı başkan yardımcısı seçilince "fakirleşmeyi" tercih ettiğini anlattı.

Mehmet Y. Yılmaz'ın T24'teki köşe yazısı şöyle:

"Siyasete girmeden önce gecekonduda yaşamakla övünenlerin, bugün sülalece saraylarda yaşıyor olmaları, ABD'li politikacılara örnek olmalı...

Kamala Harris, Demokratların yeni ABD Başkan adayı olunca mal varlığı ile ilgili bildirimleri de kamuoyunun gündemine geldi.

WSJ'nin bu konudaki haberine göre Kamala Harris'in şu an için hayatındaki en sıkıcı şey, birikimlerini değerlendirdikleri yatırım araçları.

Bugüne kadarki birikimleriyle hep düşük riskli yatırımlar yapmışlar, onun için az kazanabiliyorlar.

Zaten Kamala Harris'in eşi Doug Emhoff, karısı Başkan Yardımcısı seçilince "fakirleşmeyi" tercih etmiş.

Yılda 1 milyon 200 bin dolar kazandığı avukatlık bürosundaki işini bırakıp, yılda 175 bin dolar kazandığı üniversite hocalığına geçmiş. Dedikodudan çekindiği için! Ne garip değil mi?

Onun için de son yıllarda ailenin en büyük gelir kaynağı Harris'in maaşı ile yazdığı kitaptan elde ettiği telif geliri. Bunun içinden hayır kurumlarına da 23 bin dolar bağışlamışlar.

Ve Kaliforniya'daki evleri için yüzde 2,6 faizle kredi borcu ödüyorlar ve bugüne kadar yaptıkları en akıllı yatırım da bu.

Çünkü krediyi faizlerin en düşük olduğu dönemde almışlar.

'Fırsatları paraya çevirme konusunda' bizimkiler kadar zeki ve kıvrak olmadıkları anlaşılıyor."

Yazının devamı için tıklayın.