Akbelen Ormanı'nın katli Bodrum için büyük tehlike! Tüm şehir susuz kalabilir
Akbelen Ormanı’nın maden sahasına dönüşmesiyle birlikte Bodrum’un sularının da tehlikeye gireceği ifade edildi. Bodrum Belediye Başkanı Aras, “Suyu, termik santralin soğutmasında kullanarak heba ediyoruz” diye belirtti.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy Mahallesi’ndeki Akbelen Ormanı, Limak-İçtaş ortaklığındaki Yeniköy-Kemerköy Enerji tarafından açılmak istenen kömür madeni için kesiliyor.
Ancak ormandaki ağaçların kesilmesi ve değişen ekosistem Bodrum’un da su kaynaklarını tehdit ediyor. Muğla bölgesinde, turizm açısından önemli merkezler olan Bodrum, Marmaris, Datça ve Milas’ta ciddi su krizi yaşanıyor. Barajların doluluk oranı yüzde 30’ların altına düşmüş durumda ve birçok ilçede bazı mahallelere düzenli su verilemiyor. Bölgenin su ihtiyacını karşılayan Geyik Barajı’nın doluluk oranı ise yüzde 33’e düştü.
Bu tabloya rağmen su havzasının maden sahasına dönüştürülmesi, Bodrum’da da endişeye neden oldu. Bu konuyu dillendiren isimlerden biri olan Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Bodrum’un açığı kadar su miktarının, Yeniköy Termik Santrali’nin soğutmasında kullanıldığını söyledi.
BODRUM’UN SU AÇIĞI 16 MİLYON METREKÜP
Gazete Duvar’dan Selçuk Arslan’ın haberine göre, yarımada genelinde 16 milyon metreküp su açığının olduğunu ifade eden Aras, “Rakamlarla söylersek Bodrum Yarımadası’nın su ihtiyacı, yıllık 44 milyon metreküp. Şu anda mevcut kaynaklardan tahsis edilen su miktarı, 28 milyon metreküp, yani yarımadada 16 milyon metreküp su açığımız var. Bu su açığı, çok net bir şekilde hissediliyor. Bu su açığı, sadece israftan ve aşırı kullanımdan değil; nüfusa karşılık verilecek olan su miktarının verilememesinden kaynaklanıyor. Yatağan Termik Santrali’nin kullandığı soğutma suyu, bir yılda 19 milyon metreküp ve santral bu suyu, Lagina dediğimiz binlerce yıldır orada olan bir kaynaktan temin ediyor. O bölge, tarımsal üretimde çok üst düzeyde olan bir bölge. Yatağan bölgesindeki tahribatı, doğa ve tarih tahribatını hepimiz görüyoruz. Akbelen’de de aynı şey var” dedi.
‘SANTRALLER KAPATILIRSA BODRUM’UN SU SORUNU KALMAZ’
Termik santralin kullandığı suyla ilgili bilgi veren Aras, “Yatağan Termik Santrali’nin kullandığı 19 milyon metreküpü düşünün. Yeniköy Termik Santrali, bize su sağlayan Geyik Barajı’ndan toplamda 14 milyon metreküp su alıyor; bu miktar Bodrum’un su açığı kadar neredeyse. Suyu biz, Yeniköy Termik Santrali’nin soğutmasında kullanarak heba ediyoruz. Düşünsenize, yaşamsal ihtiyaç olan suyu arz edemiyorsunuz; doğayı kirleten, fosil yakıtlarla çalışan, ormanı ve köylünün binlerce yıllık medeniyetini, kültürünü, tarımsal potansiyelini, üretim potansiyelini, geleceğini yok eden çok büyük bir tahribatı, o suyu kullanarak besliyorsunuz. Onu destekliyor ve suyu yok ediyorsunuz. Su konusunda zincirleme çok büyük bir tahribat var. Sıcaklar ve buharlaşma ile birlikte her geçen gün su krizi artıyor. Daha ağustos ayının başındayız, bugün böyle, belki yarın ya da bir ay sonra barajlardaki doluluk oranı daha da düşecek. Halihazırda çok büyük bir krizle karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
Aras, bölgede yaratılan tahribatın aslında yenilenebilir enerji kaynaklarıyla karşılanmasının mümkün olduğunu söyleyerek, 2030 İklim Anlaşması’nı hatırlattı. Aras, tarımsal sulamada kullanılan suyun da söz konusu termik santraller tarafından yok edildiğini belirterek Bodrum’daki su krizini termik santrallerin kapatılmasıyla sona ereceğini savundu.
‘BODRUM’U ZOR GÜNLER BEKLİYOR’
Bodrum’un karşı karşıya olduğu tehlikeye dikkat çeken bir diğer isim geçmiş dönem Bodrum Kent Konseyi Su Grubu’nda yöneticilik yapan Erhan Yürüt oldu. Bodrum’daki su sorununu, yıllar önce geliştirdiği modelle ortaya koyan Yürüt, Akbelen’deki tahribatlar nedeniyle sorunun derinleştiğine dikkat çekti. Yürüt, “İki adet uluslararası havalimanı bulunan cennet Muğla’nın bir taraftan dünyaca meşhur bir turizm kenti olmasına çalışılırken, diğer taraftan termik santraller tarafından kemirilmesi çok yaman bir çelişkidir. Muğla, havadan bakıldığında taş ocaklarıyla dişleri kırılmış, termik santraller ile adeta kafa derisi yüzülmüş gibidir. Bu bağlamda, bu su havzasının tahrip edilecek olması, Bodrum’un su krizini derinleştirecek. Yine santrallerin soğutmada kullandıkları suları barajlardan çekiyor olması da başlı başına büyük bir felakete yol açabilir. İnsanların kullanacakları temel suları yok ediliyor. Genel gidişat açısından bakıldığında Bodrum’u zor günler bekliyor. Bir an önce tedbirler alınmalı” dedi.