AKP, seçim öncesi basını susturmak istiyor: "Amaçlanan, gazetecinin işinden olmamak için özgür biçimde haber yapamaması"
Gazete ve haber sitelerinin resmi ilanlarına dair yönetmelik yayımlandı. Gerçek Gündem’e yasayı değerlendiren Ömer Faruk Eminağaoğlu düzenlemenin seçimlerden kısa bir süre önce yayınlamasına dikkat çekti. Erol Önderoğlu ise, “Düzenleme haber sitelerini diken üstünde tutacak boyutlar içeriyor” dedi.
Basın İlan Kurumu (BİK) Genel Kurulu’nun 13 Ocak 2023 tarihindeki olağanüstü toplantısında kabul edilen Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği, 1 Şubat 2023 tarihli ve 32091 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. BİK Genel Kurulu'nda kabul edilen, resmi ilan ve reklamların gazete, dergi ve internet haber sitelerinde yayımını düzenleyen yönetmelik, özellikle muhalif basına karşı önemli düzenlemeler içeriyor.
GAZETECİYE DAVA AÇILDIĞINDA İLAN KESİLECEK
Yönetmelikte yer alan kararlar arasında en öne çıkanı, 'yayımlama hakkı yaptırımlarına dair istisnalar' başlığı altındaki Madde 114. Bu maddeyle birlikte bir haber sitesinin ilan yayımlama hakkının durdurulması ya da tamamen sürdürülmesi için mahkeme tarafından ceza verilmesine gerek kalmayacak. Yani sahibine ya da kadroda yer alan bir gazeteciye açılacak 'terör' davası, ilan hakkının elinden alınmasına yol açabilir.
Yönetmelikte dikkat çeken diğer bir konu ise patronların tercih yapmak zorunda bırakılması. Yani patronlar ya dava açılan gazeteciyi beş gün içinde kadrodan çıkaracak ya da çalışanına sahip çıkıp ilan hakkından feragat edecek.
Hazırlık görüşmelerine katılan Gazeteciler Cemiyeti, taslak halinde kabul edilen yönetmeliğe muhalefet şerhi düşmüş ve yargı yoluna başvuracağını açıklamıştı.
“İKTİDAR MUHALİF BASINI SUSTURMAK İSTİYOR”
Basın İlan Kurumu'nun, gazete ve dergilere yönelik hükümler içeren Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği'ndeki değişiklikleriyle ilgili yasayı değerlendiren Eski Yargıtay Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu, seçimlere çok az bir zaman kala böyle bir yönetmeliğin yayımlanmasının önemine dikkat çekti.
Gerçek Gündem’in sorularını yanıtlayan Eminağaoğlu, iktidarın bu yönetmelikle, zorluklar altında yayın hayatını sürdürmeye çalışan muhalif basını baskı altına almak için yeni bir adım attığını söyledi. Eminağaoğlu, “İktidarın, yaptığı her türlü düzenlemeyi, kendi hukuk dışı işlemlerine zemin yaratmak için kullandığını biliyoruz. Seçimlere çok az bir zaman kalmışken, böyle bir yönetmelik yayınlanmasında da aynı durum göze çarpıyor. Her türlü zorluğu göğüsleyen muhalif basın, tüm zorluklara karşı koyarak, yaşamaya, yayın hayatını sürdürmeye devam ediyor. İktidar ise yönetmeliği çıkarma fırsatçılık ile muhalif basını baskı altına almaya çalışıyor” dedi.
“İKTİDAR BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ HEDEF ALIYOR”
Basın özgürlüğünün en önemli unsurlarından birisinin basının mali yönden özgür olabilmesine dikkat çeken Eminağaoğlu, iktidarın basın ve ifade özgürlüğünü hedef aldığını söyledi. Eminağaoğlu, yönetmelikle birlikte iktidarın basın özgürlüğü konusunda muhalif basını kuşatıp nefes alamaz hale getirdiğini ifade etti.
“AMAÇLANAN GAZETECİNİN İŞİNDEN OLMAMAK İÇİN ÖZGÜR BİÇİMDE HABER YAPAMAMASI”
Basın mensuplarının böyle bir düzenlemeye muhatap edilmesiyle onların bütün güvencelerinin ortadan kaldırılmak istendiğini belirten Eminağaoğlu, muhalif basının susturulmaya çalışıldığını ifade etti. Eminağaoğlu, basın özgürlüğünün iktidarın iki dudağı arasına terk edildiğini söyleyerek, basının özgür olmadığı bir ortamda demokrasinin varlığının düşünülemeyeceğini vurguladı:
“Basın mensuplarının, Türkiye’de iktidarın uygulamalarına ve mevcut koşullara baktığımızda bu suçlamalara sıklıkça muhatap edildiği bilinen bir gerçek. Yargının bağımsız olmadığı mevcut koşullarda da basın mensupları oldukça fazla davayla muhatap kalıyor. Böyle bir düzenleme ile amaçlanan, gazetecinin işinden olmamak için özgür biçimde haber yapamaması. Basın mensubunun böyle bir düzenlemeye muhatap edilmesi demek, mesleğini yapamaz duruma getirilmek istenmesi ve gazeteciliğin elinden alınmasının amaçlanması.”
“BU DÜZENLEME TAMAMEN HUKUKA AYKIRI”
Kararın Anayasadaki masumiyet karinesine aykırı olduğunu söyleyen Eminağaoğlu, “Hakkındaki karar kesinleşmeden, gazetecinin suçlu ilan ederek böyle bir işleme tabi tutulması, Anayasa’ya, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi hükümlerine açıkça aykırı. Böyle bir düzenlemenin varlığı tamamen hukuk dışı olduğu gibi, bunun bir yönetmelikle yapılması da aykırılığın ne kadar ağır olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
“HABER SİTELERİNİ DİKEN ÜSTÜNDE TUTACAK MADDELER İÇERİYOR”
Gerçek Gündem’e yasayı değerlendiren RSF Türkiye temsilcisi ve Bianet medya özgürlüğü raportörü Erol Önderoğlu, düzenlemenin masumiyet karinesini tamamen hiçe saydığını söyledi. “Devlete karşı veya terör suçları” bakımında Türkiye yargı gerçeğinden uzak bir şekilde, medya sahibi veya gazeteciye açılacak bir davayla ilan hakkının elden gidebileceği bir sistem getirildiğini söyleyen Önderoğlu, düzenlemenin alternatif haber sitelerini diken üstünde tutacak boyutlar içerdiğini ifade etti:
“İlan ve Reklam Yönetmeliği, eleştirel gazetelere yönelik mevcut Basın İlan Kurumu (BİK) pratiği göz önünde bulundurulduğunda, sorumluluğunu ‘yerine getiren’ alternatif haber sitelerini diken üstünde tutacak boyutlar içeriyor. Neredeyse performans bazlı bir hak dağıtımı söz konusu olduğundan da Türkiye’de haber yayıncılığının güçlüklerini arka plana atan bir yönü de var.”
BİK, RTÜK ve Basın Kartları Komisyonu’na dair stratejilerin gazetecilik alanlarına açık müdahaleyi temel aldıklarını belirten Önderoğlu,” Bu ve benzer yönetmelik veya düzenlemelerin, sektörün yetkin çevrelerine danışılarak çıkarılması önünde temel bir engel oluşturur. Sonuç olarak, ilan hakkı kazanan haber sitelerinin kalıcı bir hakka kavuşamadığı, buna karşılık bağımsız yayın politikaları benimsedikçe tedirgin kalacakları bir sistem vaat ediliyor” dedi.
Kaynak: Gerçek Gündem