AKP'li İsim Öve Öve Bitiremezken, ÇAYKUR'un Önünde Eylem
AKP Rize Milletvekili Harun Mertoğlu, ÇAYKUR'un yaş çay alım fiyatlarını öve öve bitiremezken, emekli ÇAYKUR işçisi vatandaş kurumu önünde eylem yaptı. Emekli vatandaş, "Benim çocuklarımın haklarını, hukuklarını hep alıyorlar. Ben bir şey bilmiyorum ben de kanun diyorum ama kanun değilmiş. Bunlar kanun çiğniyor" diyerek isyan etti.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, AKP Rize milletvekilleri Muhammet Avcı ve Harun Mertoğlu ile Rize Ticaret Borsası'nda çeşitli sektör temsilcileriyle bir araya gelerek ÇAYKUR ve çay üreticilerinin sorunlarıyla ilgili değerlendirme toplantısına katıldı. Burada açıklama yapan Mertoğlu "Sayın bakanımıza teşekkür ediyoruz yapılan toplantıda yaş çay fiyatı gerçek olacak şekilde destek vermiş. Yaş çay alım fiyatları diğer tarım ürününe baktığımız zaman olabilecek en yüksek miktarda belirlendi" ifadelerini kullandı.
AKP’li Mertoğlu bu ifadeleri kullanırken, emekli işçi Alaattin Keskin, çalıştığı süre boyunca vizite kağıdı hakkının gasp edilmesi nedeniyle çocuklarının tedavisinin geciktiği ve tedavi masraflarını kendi imkanlarıyla karşıladığı iddiasıyla kurum önünde eylem yaptı. Keskin, "İki gün önce 23 yaşımdaki kızım bana 'baba benim bu gözümü zamanında tedavi yaptırsaydın, ben bu hale düşmezdim' dedi. Ben haklarımı istiyorum” ifadelerini kullandı.
‘ÇAY ALIMLARI HİÇBİR SORUN YAŞANMADAN GERÇEKLEŞTİ’
Açıklamalarında yaş çay alımı için en yüksek fiyatın verildiğini savunan AKP’li Mertoğlu, Çayı ve ÇAYKUR'u birkaç bölüme ayırmak gerektiğini düşünüyorum. AK Parti dönemlerinden öncesi- sonrası diye birlikte ele alınması gerekiyor. Biz AK Parti olarak çaya sadece çay olarak bakmıyoruz. Çay, çay müstahsili, ÇAYKUR özel sektör. Çünkü hepimiz aynı geminin içindeyiz. Hepimiz şahsen ben de çay müstahsiliyim. 200 bin ailenin neredeyse tamamın çayla bir bağlantısı var. O yüzden yaş çay fiyatı belirlenirken gerçekten sayın bakanımıza teşekkür ediyoruz yapılan toplantıda yaş çay fiyatı gerçek olacak şekilde destek vermiş. Tabi yaş çay çok yüksek miktarda, çok yüksek miktarda belirlenmesi gerekmiyor arkadaşlar. Özel sektörde bir taraftan kuru çaya zam yapılması gerekiyor. Hiçbir çay müstahsili, hiçbir Rizeli çay işiyle uğraşan hiçbir kişi, yaş çaya şu kadar zam yapıldı, kuru çaya niye yapılıyor veya, kuru çaya geçmişte şu kadar yapıldı, yaş çaya niye şu kadar yapılmıyor diyor. Aslında hem yaş çaya zam olması gerekiyor, hem kuru çaya zam olması gerekiyor ki bu çay sektörünün dönmesi gerekiyor. Yaş çay alım fiyatları diğer tarım ürününe baktığımız zaman olabilecek en yüksek miktarda belirlendi. Şimdi birinci sürgünde ve geçen senelerde hiçbir sorun yaşamadan çay alımları gerçekleşti şahidiz. Hatta geçen sene müstahsillerden bizi arayanlar, 'sayın vekilim bizim bohçamızı açtılar' dediler” dedi.
Mertoğlu, zaman zaman ‘ÇAYKUR’un satılacağı’ iddialarının gündeme gelmesiyle ilgili de konuşurken, "Bir de zaman zaman mecliste farklı muhalefet partilerinde dillendirilen bir şeyler var, 'işte ÇAYKUR özelleştirilecek, bunu alt yapısı yapılıyor' diye bir söylentiler oluyor. Arkadaşlar Recep Tayip Erdoğan başımızda olduğu müddetçe ÇAYKUR özelleştirilmeyecektir. Bunun kesin sözünü teminatını olarak biz milletvekilleri olarak veriyoruz"
MERTOĞLU ÇAYKUR’U ÖVERKEN; EMEKLİ İŞÇİ EYLEM YAPTI
Emekli işçi Alaattin Keskin, ÇAYKUR tarafından haksızlığa uğradığını iddia ederek ÇAYKUR Genel Müdürlüğü önünde eylem yaptı. Keskin, burada şunları söyledi:
"2002 yılından beri kanunlara uyuyorum, kimseye sövmedim, kimseyi dövmedim. 3 yıl boyunca benim çocuklarıma o yıllarda 6 aylık vizite kâğıdı vardı. 6 aya vizite kağıdını bu kurum vermedi. Bir sürü dilekçeler verdim, dilekçeleri bile yaktılar, yırttılar mahkemeye hiçbir şey sunmadılar. Ayağımdan sakatım engelliyim, bu kuruma 50 tane dilekçe verdim. Benim yazdığım vizite kâğıdı olmadığına dair bir sürü amirin ve memurun resmi evrakları var, bu yazılar nerede? Hepsini yaktılar. Ben kanunlara uyuyorum hakkımı yiyemez kimse. İki gün önce 23 yaşımdaki kızım bana 'baba benim bu gözümü zamanında tedavi yaptırsaydın, ben bu hale düşmezdim' dedi. Ben haklarımı istiyorum” dedi.
‘ÇAYKUR NEDEN GÖZ YUMUYOR?’
Alaattin Keskin, daha sonra yaptığı açıklamada ise şöyle konuştu:
"1998'de ÇAYKUR’a ben işçi olarak başvurdum kabul edildim ve işçi olarak çalışıyordum. Ondan sonra ben hastalığım nedeniyle sürekli heyet raporu alıyordum. Fabrika amiri memuru bana kafaya takarak, benim kanuni hakkım 506 sayının 104 maddesi der ki 'beş sene de rahatsız olabilir bu adama vizite kâğıdı vereceksiniz.' Ama benim amirim bana devamlı vizite kâğıdı veriyor 5 günlük, 6 aylık gösteriyorlar, hep sahte vizite kâğıdı. Benim çocuklarımın haklarını, hukuklarını hep alıyorlar. Ben bir şey bilmiyorum ben de kanun diyorum ama kanun değilmiş. Bunlar kanun çiğniyor, bir sürü ÇAYKUR'da yazışmalar var, ÇAYKUR’da olan dosyamdaki bütün yazışmaları bile mahkemede ne yaptılar bilmiyorum, yok ettiler. şu andaki fabrikadaki dosyada bir tane evrak kalmış, evrağın da fotokopisi yok, onu yakmayı unutmuşlar herhalde imha edememişler. Bu kadar kanunsuzluğa bu ÇAYKUR neden göz yumuyor."