Akşener İYİ Parti'deki tartışmalarda muhalefeti de suçladı: 'Erdoğan'a seçimi hediye edenlerin keyfi yerinde, İYİ Parti zor durumdaymış'

İYİ Parti lideri Meral Akşener partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Akşener, Erdoğan'a "Gelin ittifak sisteminin önüne geçelim" çağrısını yinelerken, İYİ Parti içinde yaşanan istifa dalgaları ve tartışmalara ilişkin ise muhalefete de suçlamalar yöneltti.

><

İYİ Parti Genel Başkanı partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

İYİ Parti’de ardı ardına gelen istifaların ardından, Akşener’in son olarak kesin ihraç talebiyle disipline sevk edilen Ümit Dikbayır’la ilgili iddialara ilişkin de açıklamalarda bulunması bekleniyordu.

Akşener, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden alevlendirdiği yüzde 50+1 tartışmasına ilişkin, "Erdoğan da, artık anlamış olacak; geçtiğimiz günlerde, çıktı ve dedi ki; “Mevcutta, 50+1 mecburiyeti, partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil…” Aynen böyle dedi… Yani; tamamen kendi eseri olan, ve inatla Türkiye’ye dayattıkları, ittifak sisteminden, bizzat kendisi şikayetçi oldu… Gerçekten ibretlik" ifadelerini kullandı.

Akşener, İYİ Parti'deki tartışmalara ilişkin ise, muhalefeti de suçlayarak, "Seçimleri el birliğiyle, Sayın Erdoğan’a hediye edenlerin, keyfi yerinde; parti içi hesaplarını görmek için, Türkiye’yi feda edenlerin, keyfi yerinde; Yüzde 60 şakşakçılarının, kola kutusu meraklılarının, keyfi yerinde; Ama tüm itirazlarında, haklı çıkan; sözünün değeri, daha yeni anlaşılan İYİ Parti, zor durumdaymış" diye konuştu.

Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Başöğretmenimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, istiklal kahramanı öğretmenlerimizi; yüreğimizdeki acısı dinmeyen, Aybüke öğretmenimizi; Gaziantep’te kaybettiğimiz, Ayşenur öğretmenimizi; ve tüm şehit öğretmenlerimizi; bir kez daha, saygıyla, sevgiyle ve rahmetle anıyorum. Mekânları cennet olsun.

24 Kasım’da, öğretmenlerimizin yüzünün, bir nebze de olsa, gülebilmesi için;

İYİ Parti olarak, Gazi Meclisimize; tüm öğretmenlerimize, bir maaş ikramiye verilmesi, eğitime hazırlık ödeneğiyle, ek ders ücretlerinin arttırılması ve 100 bin öğretmen atamasının, gerçekleşmesi için, önergeler verdik. Ancak maalesef, AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi… 2023’te öğretmenlere verilen eğitime hazırlık ödeneği 1400 lira. 2022’de 1325 liraymış. Artış %5,6. Merkez Bankası bile 2023 enflasyonun %65’i aşacağını söylüyor. 1400 lira ile eğitime öğretmenler nasıl hazırlanacak? Bu ödeneği kafi gören artırılmasının aleyhine oy verenlerin hesapla da vicdanla da bağları kalmamış.

Seçimlerden önce; mülakatın kaldırılacağını; ve adayların, KPSS puanıyla atanacağı sözünü veren, AK Parti; seçimlerden sonra, yine sessizliğe bürünmüş durumda… Havaya bakıp, ıslık çalıyorlar… On binlerce genç öğretmen kardeşime, söz verdiler; ama istediklerini aldıktan sonra; utanmadan, sıkılmadan, yüzleri kızarmadan, sözlerinden döndüler.

'DÜNYA 47 GÜNDÜR SOYKIRIMI İZLİYOR'

Aziz milletim; Dünya, tam 47 gündür, bir soykırımı izliyor. İnsanlığa karşı başlatılan bir savaşı, tüm dünya oturmuş, sadece izliyor… Katil Netanyahu’nun; katışıksız caniliğinin, şımarık sözlerinin, psikopatça tavırlarının karşısında; hiç kimse, hiçbir şey yapmıyor!

Ağır hastalar, harabe olmuş yollarda, sedyelerin üzerinde taşınıyor. Binlerce insan, güvenli bir yere gitmenin yollarını arıyor. Ama nafile! Çünkü artık maalesef, gözü dönmüş Netanyahu’nun karşısında, güvenli bir yer bile kalmadı. Birleşmiş Milletler’e ait binalar bile vuruluyor. Bakıma muhtaç insanların kaldığı hastaneler; Kadınların, çocukların sığındığı okullar, ibadethaneler bombalanıyor… Yani; tüm dünyanın gözleri önünde, resmen bir soykırım gerçekleşiyor.

Bu arada, enteresandır, ne hikmetse; Gazze’de yaşanan katliamların karşısında, eli kolu bağlanan, tüm bu olanlara, sadece üzülmekle yetinen, Birleşmiş Milletler; mesele Kıbrıs olunca, bir anda aslan kesilebiliyor.

Buradan, tüm dünyaya, bir kez daha, çağrıda bulunuyorum: Netanyahu, hukuktan muaf değildir! İnsani değerleri, ahlakı ve savaş hukukunu, hiçe sayan; başta Cenevre Sözleşmesi olmak üzere; tüm uluslararası sözleşmelere, aykırı davranan bu cani; daha fazla cezasız kalamaz.

EKONOMİK KRİZE İLİŞKİN

Ülkemizin içinde bulunduğu şartlar; ne yazık ki, her geçen gün; daha da ağırlaşmaya, devam ediyor. Her hafta, farklı bir suni gündemle, üstü örtülmeye çalışılsa da ekonomimizdeki kriz, yerinde duruyor. Milletimiz her gün; geçim sıkıntısıyla, biraz daha boğuluyor.

Biliyorsunuz, geçtiğimiz hafta, Kırıkkale’deydim. Yanıma gelen bir emekli kardeşimiz, ne dedi biliyor musunuz? “Aldığımız maaş, 7 buçuk lira, geçim ölü…” Bugüne kadar, hep geçim sıkıntısı diyorduk. Sıkıntı o kadar büyümüş ki; İnsanlarımız artık, “ölü” olarak tarif ediyor.

İstanbul Ticaret Odası Başkanı, geçenlerde bir açıklama yaptı. Dedi ki:

“Asgari ücret, hedeflenen enflasyon oranında artırılmalı.” Bunu, daha önce, Hazine ve Maliye Bakanı, Mehmet Şimşek de dile getirmişti…

Niyet belli! Ücret zamlarını, enflasyondan düşük yapmak. Biliyorsunuz, bu arkadaşlar bize, seçimlerden önce; "IMF’yle çalışacaklar" diye, utanmadan çamur atıyorlardı… İşte size, gerçek bir IMF politikası… Ücretlinin, dar gelirlinin sırtına bin; alım gücünü bitir; talep azalsın, enflasyon düşsün… Millet fakirleşmiş mi; insanların hayatları zorlaşmış mı; umurlarında bile değil…

Kendi hatalarınızın bedelini, daha fazla bu milletin sırtına yüklemeyin. Yıllardır, sebep olduğunuz yüksek enflasyonun, altında ezilen, dar gelirlilere ve ücretlilere, daha fazla bedel ödetmeyin!

Bedel ödeme sırası, artık; ekonomiyi krize sürükleyenlere, ve krizin neden olduğu enkazın üzerinde, sefa sürenlere geldi. Önce siz tasarruf edeceksiniz! Önce siz kemer sıkacaksınız! Önce siz, lüks hayatlarınızdan vazgeçeceksiniz!

AKŞENER'DEN 50+1 AÇIKLAMASI

İktidarın, bir daha açılmamak üzere, kapattığını söylediği bir sayfa; bir de baktık ki, bugün yeniden açılmış... Dün; büyük büyük, hamasi cümlelerle savundukları; İtirazlarımızı da, her türlü hakaret ve iftirayla reddettikleri, 50+1 sistemini; bugün, değiştirmek istiyorlar. Hem de bizzat, Sayın Erdoğan’ın sözcülüğüyle…

Sabah şeriflerin hayrolsun, Sayın Erdoğan…

Biz zaten; hesapsız kitapsız, alelacele getirdiğiniz, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin; Türkiye’nin başına, bela olacağını; daha 2017 yılında söylemiştik! Bu ucube sistemin, Türk demokrasisinde, derin yaralar açacağını söylemiştik! Zaten var olan kutuplaşma ortamının, daha da derinleşeceğini söylemiştik! Ve biz, o nedenle, o gün, “hayır” demiştik!

AK Parti iktidarının; “Bu ülke koalisyonlardan çok çekti.” diyerek, çıktığı yolun sonunda, Türk siyaseti, ittifaklara mahkum oldu. Aradan geçen yılların ardından, Sayın Erdoğan da, artık anlamış olacak; geçtiğimiz günlerde, çıktı ve dedi ki; “Mevcutta, 50+1 mecburiyeti, partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil…” Aynen böyle dedi… Yani; tamamen kendi eseri olan, ve inatla Türkiye’ye dayattıkları, ittifak sisteminden, bizzat kendisi şikayetçi oldu… Gerçekten ibretlik…

İşte, o nedenle, biz, İYİ Parti olarak; İttifak sisteminin neden olduğu bu yozlaşmaya, karşı çıktığımız için; 2024 yerel seçimleriyle birlikte; hür ve müstakil bir siyasetin yolunu açtık. Nitekim; geçtiğimiz Ağustos ayında; tüm siyasi partilere de, bir çağrıda bulunduk. “Gelin, seçimlere ayrı ayrı girelim; Vatandaşlarımızın, tercihlerini özgürce yansıtacağı, bir rekabet ortamı oluşturalım.” dedik. “Türk siyasetini; bugün içinde bulunduğu, ve milletimizin aleyhine çalışan; siyasi pragmatizm sarmalından çıkaralım.” dedik. “Gelin, koltuklara değil, milletimize hizmet için yarışalım.” dedik.

ERDOĞAN'A ÇAĞRISINI YİNELEDİ: GELİN İTTİFAK SİSTEMİNİN ÖNÜNE GEÇİN

Madem ki, Sayın Erdoğan da; 50+1 şartının dayattığı, ittifak sisteminden bu kadar rahatsız; o zaman, buradan, bizzat kendisine sesleniyorum: Gelin, Ak Parti olarak; ittifak sisteminin, ülkemize dayatılmasının, siz de, bizim gibi, önüne geçin.

Ama Sayın Erdoğan; eğer ki, bu açıklamayı yapmaktaki amacın; anayasa değişikliğinin, arkasına sığınıp; sistem ile birlikte, 2 dönem kuralını değiştirmekse; işte o zaman, hiç kusura bakma, çok beklersin!

İYİ PARTİ'DEKİ İSTİFA DALGASINA İLİŞKİN AÇIKLAMA

Biliyorsunuz, ilginç günlerden geçiyoruz. Bir yanda, sözde muhalif basın. Diğer yanda, yandaş basın. Türkiye’yi araya alıp, mutlu mesut yaşayan, iki kutup; İYİ Parti’ye karşı birleşmiş. El birliğiyle, herkes İYİ Parti’yi tartışıyor. Ne mutlu bize. Neymiş? İYİ Parti zor durumdaymış… Bak sen hele...

Seçmene verdiği sözlerin, hiçbirini tutmayanların, keyfi yerinde; milletimizi, enflasyona ezdirenlerin, keyfi yerinde; memleketi, kaçak hendeğine çevirenlerin, keyfi yerinde; Ama yetkiyi alıp, Türkiye’yi düze çıkarmak için sabırsızlanan, İYİ Parti, zor durumdaymış…

Seçimleri el birliğiyle, Sayın Erdoğan’a hediye edenlerin, keyfi yerinde; parti içi hesaplarını görmek için, Türkiye’yi feda edenlerin, keyfi yerinde; Yüzde 60 şakşakçılarının, kola kutusu meraklılarının, keyfi yerinde; Ama tüm itirazlarında, haklı çıkan; sözünün değeri, daha yeni anlaşılan İYİ Parti, zor durumdaymış…

Dün; “Yüzde 60 ile kazanırız.” yalanını üretenler; Bugün çıkıp; İYİ Parti üzerinden, yeni yalanlar türetiyorlar. Varsın olsun. Biz artık alıştık. Çünkü bunların, tıyneti böyle… Hiç kusura bakmasınlar: İYİ Parti’de; Güneş yerinde, her şey yolunda...

Ama bu yaşadıklarımız, kesinlikle tesadüf değil. Hatırlayın: Dün; Sözümüz dinlenseydi ve milletin tartısına, milletimizin, bizden talep ettiği bir adayla çıksaydık; bu en çok kimi üzerdi? Elbette saray ve eşrafını üzerdi… İşte bu nedenle, “kazanacak aday” dediğimiz için, bizi topa tuttular ama, “yüzde 60’la alırız” diyen akılsızlara, dokunmadılar.

Peki bugün; İYİ Parti’nin, hür ve müstakil siyasetinden, en çok kim çekiniyor? Elbette saray ve eşrafı çekiniyor. Peki sizce; Saray medyası ve trolleri; Neden, İYİ Parti’ye ittifak baskısı kuran, malum odaklara, destek veriyor? Sebebi çok açık. Çünkü; İttifak içinde flulaşan, parti kimliğimizin; artık berrak bir şekilde, görünmesinden korkuyorlar. Çünkü; milletimizle, İYİ Parti arasına diktikleri duvarların, ortadan kalkmasından korkuyorlar. Çünkü; Müstakil kimliğimizle; kaşıyabilecekleri bir yaramız, istismar edecekleri bir açığımız, olmadığı için korkuyorlar! Çünkü; Milletimizi İYİ Parti’den uzaklaştıracak, yeni bir bahane, bulamadıkları için korkuyorlar!

Ve de en önemlisi: Siyaset ve ticaret için inanç hortumculuğunun Uydurdukları sahte milliyetçiliğin sefasını, artık süremeyecekleri için korkuyorlar. Çünkü; Dejenere olmamış, Türk milliyetçilerinden korkuyorlar! Geleneklerine, değerlerine ve Cumhuriyetine, sıkı sıkıya bağlı, Atatürkçülerden korkuyorlar! Vatanına, milletine, bayrağına sadık, Türkiye sevdalılarından korkuyorlar! Yani; Türkiye’nin, İYİ ve cesur evlatlarından korkuyorlar! Yandaş medya da, sözde muhalif medya da; istediği gibi yazıp çizsin… Korkmaya devam edecekler! Çünkü biz, daha yeni başlıyoruz!

İYİ Parti olarak, bugün açtığımız yol; işte öyle çetin ve kutlu bir yoldur! Milletin cebine elini sokanlarla, bu yol aşılmaz! Gözünü hırs bürüyenlerle, bu yol aşılmaz! Vicdanını, nefsine esir edenlerle, bu yol aşılmaz! Kendini milletten çok sevenlerle, bu yol aşılmaz! Kişisel hesapların peşine düşenlerle, bu yol aşılmaz! Yalandan, dedikodudan, iftiradan medet umanlarla, bu yol aşılmaz!

Bu yol, cesurlarla aşılır! Bu yol, erdem sahibi, vicdan sahibi insanlarla aşılır! Bu yol, “önce millet, önce memleket” diyenlerle aşılır! Bu yol, 'İYİ'lerle aşılır! Emin olun; bu yolu hep birlikte aşacağız! Ve yolun sonunda; mutlaka başaracağız!

Kaynak: Gerçek Gündem

Etiketler
Meral Akşener İYİ Parti Ümit Dikbayır Recep Tayyip Erdoğan AKP Muhalefet Hazine ve Maliye Bakanı