AYM ve Yargıtay arasında savaş yaşanırken Bakan adalet sistemini öve öve bitiremedi: 'İyi işleyen bir yargı sistemi var!'
Adalet Bakanı Tunç, yargıdaki savaş sürerken, "İyi işleyen, güven veren ve eleştirilebilen bir yargı sistemi için son 21 yılda çok önemli adımlar attık atmaya devam ediyoruz” dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Türkiye’de Ceza Adalet Sisteminin Güçlendirilmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi İhlallerinin Önlenmesi için Yargı Mensuplarının Kapasitesinin Artırılması Projesi”nin kapanış konferansında açıklamalarda bulundu.
Tunç, Can Atalay’ın bireysel başvurusuna ilişkin verilen kararın uygulanmaması üzerinden Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Yargıtay arasındaki tartışmalar gündemden düşmemişken “İyi işleyen, güven veren ve eleştirilebilen bir yargı sistemi için son 21 yılda çok önemli adımlar attık atmaya devam ediyoruz” dedi.
Bakan Tunç, sözlerinin devamında, “Bundan sonra da hukukun üstünlüğü, insan haklarına ilişkin her alanda da işbirilikleri yapmaya devam edeceğiz. Çünkü Türkiye Yüzyılı’nı adaletin ve haklının da yüzyılı yapmanın yolunun ortak akıldan, istişareden geçtiğini biliyoruz” ifadelerini kullandı.
YARGITAY AYM'NİN KARARINI TANIMAMIŞTI
AYM, Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekili Can Atalay'ın başvurusuna ilişkin 'hak ihlali' kararı vermiş ve kararı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermişti. 13. Ağır Ceza, kararı uzun bir süre bekletip dosyayı Yargıtay 3. Ağır Ceza Dairesine gönderdi.
Yargıtay 3. Ağır Ceza Dairesi ise skandal bir kararla, AYM'nin vermiş olduğu kararı uygulamayıp, 'hak ihlali' veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyinin ortak programı olan ve 2012-2014 yılları arasında yürütülen "Türkiye'de Ceza Adaleti Sisteminin Geliştirilmesi Projesi"ne de değinen Tunç, bu projeyle ceza adaleti alanında uygulama kapasitesinin güçlendirilmesine yönelik önemli kazanımlar sağladıklarını bildirdi.
Bakan Tunç, temel hak ve özgürlüklerle ceza politikaları ve ceza muhakemesi arasında doğrudan bir ilişki bulunduğunu belirterek, "Suç ve ceza politikaları, suçlulukla mücadele kadar, hak ve özgürlüklerin caydırıcı yaptırımlarla korunmasında etkili bir yöntemdir." diye konuştu.
Tunç, ceza yargılaması sürecinde uygulanan kısıtlayıcı tedbirlerin, temel hak ve özgürlüklere direkt etki ettiğini dile getirdi.
Ceza adaleti sisteminin adil, etkili ve rasyonel işlemesinin, vatandaşların yaşamını huzur ve güven içerisinde sürdürebilmesine hizmet edeceğini bildiren Tunç, şöyle devam etti:
"Kapanış konferansını düzenlediğimiz bu projeyle ceza adaletine ilişkin önemli başlıklar olan temel insan hakları bağlamında usuli teminatlar, bilişim suçları ve terörizmin finansmanı alanlarında çalışmalar yürüttük ve önemli çıktılar elde ettik. Projede yer alan konulardan biri de tüm dünyayı tehdit eden terörle etkin mücadele kapsamında terörün finansmanı meselesidir.
Terör, demokratik toplum, özgürlükler ve hukuk devleti gibi müşterek değerlerin başlıca düşmanıdır. Bu nedenle terörle mücadele, en başta bu değerleri koruma mücadelesi olarak anlaşılmalıdır. Terörle etkin mücadele, güçlü bir mevzuat altyapısını gerektirmektedir. Bu kapsamda mevzuat ve uygulamaya yönelik önemli değişiklikler yaptık."
'DEVLETİN TEK BAŞINA MÜCADELE ETMESİ ZOR'
Terörizmin finansmanıyla mücadelede yaptıkları yasal düzenlemeleri anlatan Tunç, bundan sonra da ihtiyaç duyulması halinde çağdaş örneklere ve evrensel ilkelere uygun şekilde mevzuatta değişiklikler yapmaya devam edeceklerini söyledi.
Devletlerin, terör ve terörizmin finansmanı, silah, insan ve uyuşturucu ticareti, göçmen kaçakçılığı, para aklama ve siber suçlar gibi sınır aşan suçlarla tek başına mücadele etmesinin zor olduğuna işaret eden Tunç, şunları kaydetti:
"Terör insanlık suçudur. Yaşam hakkının, demokrasinin, özgürlüğün düşmanıdır. Terörle mücadelenin hukuk zeminindeki önemli bir boyutunu da hiç kuşkusuz ülkeler arasındaki iade talepleri, yani adli yardımlaşma oluşturmaktadır. Türkiye şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da adli işbirliği konusunda uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerine uymakta kararlıdır. Muhataplarımızdan da terörle mücadelede aynı samimiyet ve kararlılığı bekliyoruz."
Projenin bir diğer önemli ayağının siber suçlarla mücadele olduğunu ifade eden Tunç, bu suçla mücadelede yaptıkları düzenlemelere ilişkin de bilgi verdi.
Tunç, "Bilişim suçlarının işlenme sayılarının arttığı görülmektedir. Bilişim suçlarıyla ilgili, 2018'de 7 bin 609 sanık hakkında mahkumiyet kararı verilirken, 2023'te bu sayı 24 bin 709 olmuştur." dedi.
Kaynak: Gerçek Gündem