Beşiktaş'ta İmamoğlu ve Özel'den Net Seçim Mesajı: Cumhurbaşkanı'na Seslendiler
Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın gözaltına alınmasının belediye binası önünde CHP'lilerin 'demokrasi nöbeti' sürerken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu açıklamalarda bulundu. İmamoğlu "Göreceksiniz hep birlikte onları Türkiye’nin tarihinden silip evlerine yollayacağız, bu kadar net. Her şey çok güzel olacak" ifadelerini kullanırken, Özel, Cumhurbaşkanı'na 'erken seçim' çağrısı yaparak, "Cesaretin varsa sandıktan ve milletten kaçma" dedi.
Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'la iştirak şirket Beltaş yöneticileri ve çalışanlarının sabah saatlerinde gözaltına alınmasının ardından belediye binası önünde demokrasi nöbeti başlatıldı.
CHP tarafından yapılan çağrı sonrası çok sayıda kişi Beşiktaş Belediye binası önünde toplandı. Sloganlar, alkışlar ve ıslıklarla gözaltılara tepki gösterildi. Yapılan anonslarda demokrasi nöbeti başlatıldığı, Akpolat'ın gözaltındaki işlemleri bitip belediyeye gelene kadar bekleyişin süreceği belirtildi.
İMAMOĞLU: 'ŞİRAZEYİ KAÇIRMIŞ ZİHNİYET...'
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu belediye binası önünde açıklama yaptı. İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Ne yazık ki demokrasi mücadelesi, hak hukuk ve adalet mücadelesi kolay olmuyor. Hele hele karşınızda şirazeyi kaçırmış koltuğu kendi malı gibi gören milletin malını kendine ait hisseden bir zihniyet ile mücadele ediyorsanız iş daha da zorlaşır. Bakın hatırlayın; daha dün 16 milyon insanın iradesini 31 Mart 2019 yılında sizlerin oylarıyla seçildiğimiz bir seçimi öyle edip böyle edip altından girip üstünden çıkıp uydurarak kaydırarak, bir de utanmadan çaldılar diyerek seçimi iptal etmediler mi? İşte o seçimi iptal eden akıl niçin etti biliyor musun? 'Ben seçimi iptal ederim, yine allem ederim kallem ederim bu seçimi alırım işime bakarım, İstanbul bana ait' dedi. Öyle 'İstanbul benim aşkım' falan hikaye. Bu duygu, bu bakış açısı, bu tek kişilik akıl memleketimizi bu duruma getirdi. Bugün İstanbulumuzun kalbi, göbeği, merkezi, onlarca başkonsolosluğun, yüzlerce yabancı firmanın sermayenin olduğu bir Beşiktaş ilçesinde uydurarak kaydırarak belli bir yaşın üstündeki evin büyüklerini korkutarak, sabahın köründe şafak vakti ev baskını yaparak, 'Ben adaleti yerine getiriyorum' diyen bu akıl aynı akıldır. Bu gördüğünüz yerde bu anlattığım insanların bulunduğu yerde yaptığı iş bir koltuğu kaybetmenin hırsıyla, İstanbul'u kaybetmenin hırsıyla yarın da Türkiye'yi kaybedeceğini bugünden hissettiği o korkuyla yapılmış bir adımdır. Bu işin başka bir açıklaması yoktur.
Bakın bu akıl, sevgili kardeşimiz, yol arkadaşımız Rıza Akpolat'ı hukuksuz bir biçimde şu anda gözaltına alıp sözüm ona bir sürecin içine katarak meseleyi yürütmekte. Aslında mesele ne Esenyurt ne Beşiktaş. Mesele elbette daha büyük. Mesele bir otoriter aklın, otoriter bakış açısının sürece dair yol yürüme stratejisi ve biçimidir. Bakın bir yandan milletçe bir açılım yapalım, kardeş olalım barışalım bakış açısı ama bir başka yerden ise yine milletin aklını karıştırarak, milletin aklıyla oynayarak milletin aklını vicdanını hukuka bakış açısını küçümseyerek atılan bu adımlar...
Bugün İstanbul'dan Ankara'ya giderek Genel Başkanımız ile bu konuları konuştuk. Genel Başkanımız ile paylaştım, ihaleye fesat iddiası nedeniyle belediye başkanı gözaltına alınamaz. 5108 sayılı kanuna göre belediye başkanları ihale ve harcama yetkilisi değildir. Bakın buradan şunu söylemiyoruz; hiç kimse dokunulmaz değildir, ama bu gözaltına alma biçimi hukuk dışıdır. Bunun adı itibar suikastıdır, bunun adı yargı tacizidir, bunun adı yargının siyasete alet edilmesidir. Bir çağrı yaparsınız, o insanlar gelmez de başka yollara girişirsiniz. İlk günden itibaren bu insanlar çağrı yapmadılar, ev bastılar.
'HADİ ORADAN, İŞİNİZE BAKIN'
Bakın bir şirket üzerinden bir işlem yürütüyorlar. Ve bu şirketin başındaki insanı da çetenin başı olarak açıklıyorlar. Bir şirket ki o şirket sadece Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden iş almamış; bu şirket İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin iştiraklerinin de işini almış, açık ihaleyle almış. Ama bu şirket aynı zaman da Yargıtay'ın TBMM'nin Türk Hava Yolları'nın ve burada sayamayacağım birçok kamu hastanesinin, çok sayıda üniversitelerin, Trabzon Büyükşehir Belediyesi'nin, başka büyükşehir belediyelerinin, AK Parti'nin başka belediyelerinin, havalimanı işletmeleri gibi onlarca kamu kuruluşu ve onlarca AK Partili ilçe belediyesinin işlerini almış. Şimdi buradan Savcı beylere, bu iddianameyi hazırlayan bu kalbi kötü uygulaması kötü Savcı beylere sormak isterim; Esenyurt'ta ya da Beşiktaş'ta yaptığınızın aynısını TBMM için de AK Partili belediyeler için de yapacak mısınız? Sayın Cumhurbaşkanı'na sesleniyorum, Başsavcı Bey'e bir sorun; bu şirketin devletin kurumlarından aldığı ihaleleri de inceleyecekler mi? AK Parti'nin yöneticileri muteber, sütten çıkmış ak kaşık ama CHP'liler lekeli, hadi oradan, işinize bakın."
ÖZEL: 'SEYYAR GİYOTİN YİNE İŞE GİRİŞTİ'
İmamoğlu'nun konuşmasının ardından CHP lideri Özgür Özel sahneye çıktı. Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar ise şöyle:
"Amaç itibar suikastı. Rıza Akpolat'ı sabahleyin uyuşturucu baronlarına yapmadıkları muameleyi yaparak evini basarak almaya çalışanlar; öğleden sonra doktor muayenesine giderken görüntüleri çekilsin diye götürüleceği hastaneyi muhabirlere bildirenler ve dün akşam haberin ilk verildiği televizyon... Görüntüleri ilk yayan televizyonun sahibine bakın, o televizyonu ziyarete giden bir kamu görevlisi var mı bakın, o televizyonun sahibiyle o savcının yolları ne zaman kesişmiş bakın. Yapılanın adalet arayışı değil; Ankara'dan devletin en tepesinden verilen talimatla bir itibarsızlaştırma olduğunu bütün Türkiye duysun. Benim seyyar giyotin dediğim, bugüne kadar nerede bir muhalife haksızlık yapılacaksa belediye başkanı, milletvekili, sanatçı, akademisyen hepsinin başını vuracak başka bir cellat bulamadığı için aynı celladı mahkeme mahkeme gezdirdiler. O seyyar giyotin bu sabah da bu işe girişti.
'KORKMUYORUZ, EĞİLMEYECEĞİZ'
Esenyurt'ta başlayıp, Beşiktaş'la bağlayıp adım adım ilerleyerek, bir türlü bileğini bükemediği, yenemediği, siyaset hayatında ona hiç yenilmemiş olan Ekrem İmamoğlu'na gideceğini sanıyorsa, o iş o kadar kolay değil. Korkmuyoruz, eğilmeyeceğiz, yenilmeyeceğiz; biz kazanacağız, korkaklar ve kötüler kaybedecek!"
Kaynak: Haber Merkezi