Bir suikastın anatomisi: Dava öncesi, 10 soruda Sinan Ateş cinayeti

Siyaset, emniyet, yargı üçgenine uzanan eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in cinayeti adalete olan ihtiyaç ve Türkiye’nin siyasi atmosferine dair birçok şey anlatıyor.

Bir suikastın anatomisi: Dava öncesi, 10 soruda Sinan Ateş cinayeti

GERÇEK GÜNDEM - Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş 30 Aralık 2022’de Ankara’nın göbeği Çukurambar’da, gün ortasında 5 kurşunla vurularak öldürüldü. Yakın arkadaşlarına birçok kez ‘beni öldürmek için plan yapıyorlar’ diyen Sinan Ateş’in öldürülmesi hakkında ‘Kırmızı Pazartesi’ romanına göndermeler yapıldı. Ateş de dahil herkesin bildiği ama kimsenin engel olmadığı cinayet adeta göz göre göre geldi. Cinayetin ardından Ateş’in yıllarca içerisinde olduğu ülkücü camiadan ve MHP’den başsağlığı mesajları gelmemesi dikkat çekiciydi. Başta bir alacak-verecek meselesi gibi gösterilen cinayette soruşturma derinleştikçe siyasete, yargıya ve emniyete uzanan detaylar ortaya çıktı, suikast Türkiye siyasetinin gündemine oturdu.

Cinayetine ilişkin açılan davanın ilk duruşması 1 Temmuz 2024'te Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Dava öncesi suikasta dair bilinmesi gerekenleri 10 soruda özetledik.

1. Sinan Ateş kimdir?

Sinan Ateş, 1984 yılında Balıkesir'in Dursunbey ilçesinde doğdu. İlkokul, ortaokul ve liseyi burada okudu. Lisans eğitimini 2002-2006 yılları arasında Gazi Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümünde, yüksek lisans eğitimini ise 2007-2009 yılları arasında Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü'nde tamamladı.2010-2018 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü'nde doktora yaptı. Ateş, 2000-2002 yılları arasında Bursa Ülkü Ocakları'nda 'Lise Başkanlığı' yaptı. 2002-2006 yılları arasında Ülkü Ocakları Ankara ve genel merkez yönetimlerinde yer aldı. 2019 yılında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin talimatıyla Ülkü Ocakları Genel Başkanı olan Ateş 2 Nisan 2020 tarihinde yine Devlet Bahçeli'nin isteği ile genel başkanlık görevinden istifa ederek Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü'nde çalışmaya başladı. Ayşe Ateş ile evliydi ve 2 kız çocuk babasıydı.

FİTİLİ MERSİN’DE YAŞANANLAR MI ATEŞLEDİ?

2. Ateş neden öldürüldü?

İddianamede bu soruya net bir yanıt bulmak mümkün değil. Tetikçi Eray Özyağcı’nın “Kendisine gösterdiğim vefaya karşılık vermediği için aramızda kişisel bir husumet oluştu” cümlesi dışında Sinan Ateş’in neden öldürüldüğüne değinilmiyor. Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş iddianamede yer almayan savcılık ifadesinde “Rahmetli eşim; kendisine karşı medya üzerinden yapılan saldırıların, Mersin’de meydana gelen olay ve devam eden süreçlerde yaşananların ve kendisinin aleyhine gerçekleştirilen faaliyetlerin mevcut Ülkü Ocaklar Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkan olan Ahmet Yiğit Yıldırım ve kendisinden önce Ülkü Ocaklar Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanlığı yapan halen de MHP Mersin Milletvekili olan Olcay Kılavuz’un birlikte hareket etmek suretiyle planlandığını defalarca kez bana ifade etmişti" demişti.

Ateş’in bahsettiği Mersin’de yaşanan olayların suikastın fitilini ateşlediği düşünülüyor.

Sinan Ateş, 2020 yılında MHP lideri Bahçeli’nin kendisine ‘istifa et’ demesinin ardından Ülkü Ocakları başkanlığı görevini bıraktı. Ateş’in görevden alınmasının asıl nedeni açıklanmasa da hakkında parti içerisinde başlatılan ‘FETÖ destekçisi’ kampanyasının etkili olduğu öne sürüldü. Ateş’e yakın kesimler ise Bahçeli’den sonra partinin başına geçecek en güçlü isimlerden biri olduğunu, bu nedenle rakipleri tarafından kendisine siyasi bir kumpas hazırlandığını iddia etti. Ateş’in ardından başkanlığa Ahmet Yiğit Yıldırım getirildi. Ateş’in görevden alınma kararına karşı çıktığı belirtilen dönemin Mersin Ülkü Ocakları başkanı Çağrı Ünel de görevden alınmıştı. MHP Genel Merkezi’ne yakınlığı ile bilinen Orhun Haber isimli sosyal medya hesabından Ateş hakkında “FETÖ’cü” şeklinde ithamlarda bulunulmaya başlandı. Çağrı Ünel ise Ateş’e destek veren paylaşımlarda bulundu. Ünel, Mart 2022’de Mersin’de bıçaklı saldırıya uğradı, kavgada silahını ateşlemesi sonucu Emrullah Kaplan adlı ülkücü hayatını kaybederken üç kişi yaralandı.

Ateş’in yerine Ülkü Ocakları genel başkanlığına getirilen Ahmet Yiğit Yıldırım Emrullah Kaplan’ın ölümünün ardından “Bu alçak saldırıyı azmettirip destek olan tüm odaklardan, hukuki süreci de yakından takip ederek her türlü hesabı soracağız” dedi.

Dönemin Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz ise olayın ardından aileye ziyarette bulunarak “Mersin’de alçak bir silahlı saldırıda hayatını kaybeden canımızın parçası kardeşimiz Emrullah Kaplan’ın Kadirli’deki anne babası ve kardeşlerini ziyaret ederek acılarını paylaşıp başsağlığı diledik. Acımız çok büyük!.. Davasını sonuna kadar takip edeceğiz” mesajını paylaştı.

Mersin’deki saldırının ardından gazeteci İsmail Saymaz’a konuşan Sinan Ateş ise, Ülkü Ocakları'ndaki görevinden ayrıldıktan sonra hedef haline getirildiğini belirterek, şöyle demişti: "İpe sapa gelmez iddialar yazıldı. Bir şeyim varsa hukuka müracaat edersiniz. Ben öyle yaptım, suç duyurusunda bulundum. Sosyal medya hesaplarımı kapatmak durumda kaldım. Ne FETÖ'cülüğümüz kaldı..."

3. Nasıl öldürüldü?

İddianamede anlatıldığı haliyle; 30 Aralık 2022’de saat 11:30 sıralarında Sinan Ateş'in halasının oğlu Selman Bozkurt Ateş’i evinden araçla alarak Ankara Çukurambar’da bulunan ofisine götürdü. Saat 12.00 sularında Ateş'in üniversite öğrencisi Ahmet Keçik ofise geldi. Bir müddet sonra Ateş, Bozkurt ve Keçik yaya olarak Firdevs Camii’ne giderek burada Cuma namazını kıldı. Ateş’in o saatte orada olacağını bilen tetikçi Eray Özyağcı, sanık Vedat Balkaya’nın sürdüğü motorla olay yerine gelerek Ateş’in camiden çıkmasını bekledi. Namazın ardından üçü camiden çıkıp ofis istikametine doğru yürümeye başladı. Bu esnada Özyağcı, önlerine çıkarak Sinan Ateş’e çok sayıda ateş etti. Mermilerden 5’i isabet eden Ateş yere düşerken tetikçi Özyağcı Ateş’in yanında bulunan Selman Bozkurt’a da birkaç el ateş açtı. Özyağcı koşarak olay yerinden kaçarken Bozkurt yaralandı. Olay yerine çağrılan ambulansla hastaneye kaldırılan Ateş aynı gün yaşamını yitirdi.

SAVCI KRİZİ YAŞANDI

4. Soruşturma aşamasında neler oldu?

Sinan Ateş cinayeti soruşturmasını Cumhuriyet Savcısı Ayhan Ay başlattı. Eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş'ın gözaltına alınması talimatı vermesi ve bazı şüphelileri tutuklatması üzerine Ay hakkında MHP Genel Merkezi’ne yakınlığı ile bilinen Orhun Haber isimli hesaptan tıpkı Sinan Ateş’e yapıldığı gibi “FETÖ’cü” olmakla suçlayan paylaşımlar yapılmaya başlandı. Paylaşımlara dair başlatılan soruşturma kapsamında hesabı yöneten Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Mert Kerim Ejder ve kardeşi Servet Ejder tutuklandı.

Daha sonra ise adli tatil nedeniyle izne çıkarılan Ayhan Ay'ın yerine MHP’ye yakın olduğu iddia edilen Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Durdu Özer ve Cumhuriyet Savcısı Durmuş Ali Özcan görevlendirildi. Temmuz 2023'te adli tatile girilmesi gerekçesiyle dosya bu kez izne çıkan Durdu Özer ve diğer savcılardan alınarak Başsavcı Vekili Ahmet Altun'a devredildi.

Son olarak ise iddianame, soruşturmayı yürüten başsavcı vekili Ahmet Altun’un değil, savcı Mehmet Aykut Cihangir’in imzasıyla hazırlandı. Bu durum Altun’un iddianameye imza atmaktan imtina ettiği şeklinde yorumlandı. İddianame Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek 1 Temmuz’a duruşma tarihi verildi.

Yargı kulislerinde, dosyadan alınan Özer'in Sinan Ateş cinayeti soruşturmasına MHP’nin isteğiyle getirildiği konuşuluyordu. Ancak Özer’in soruşturmayı genişletmesi ve Ülkü Ocaklarını da soruşturmaya dahil etmesi nedeniyle görevden alındığı konuşuldu.

Savcı krizi bununla da bitmedi. Son açıklanan Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun (HSK) yargı kararnamesinde, soruşturmayı yürütürken görevden alınan Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Durdu Özer, tenzili rütbe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi'ne atandı.

5. Davada kimler yargılanıyor?

Soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede 22 tutuklu sanık bulunuyor. Tutuklu sanıklar arasında tetikçi Eray Özyağcı, Özyağcı’yı motorla cinayet alanına götüren ve oradan kaçıran Vedat Balkaya, tetikçinin organize edilmesinde rol alan Doğukan Çep ve Suat Kurt, tetikçiyi Ankara'ya getiren özel harekat polisleri Aşkın Mert Gelenbay ve Muratcan Çolak, MHP İstanbul İl Yöneticisi Ufuk Köktürk, Ateş'in adresini Tolgahan Demirbaş'a atan Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal, MHP'li Avukat Serdar Öktem, eski MİT mensubu Çağlar Zorlu, tetikçiyi Ankara'dan İstanbul'a kaçıran Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel ve Tolgahan Demirbaş öne çıkıyor.

17 KİŞİNİN DOSYASI AYRILDI

6. Kimler yargılanmıyor?

Kamuoyunda cinayete dair en çok tartışılan konuyu yargılananlardan çok yargılanmayan isimleri oluşturdu. Haklarında cinayete ilişkin soruşturma başlatılan 17 kişinin dosyası ayrıldı. İsimleri mevcut iddianamede sanık olarak yer almazken haklarında henüz ayrı bir iddianame de hazırlanmadı. 17 ismin arasında;

-Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yıldırım,

-Dönemin Mersin Milletvekili ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin danışmanı Olcay Kılavuz,

-Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç,

- Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı Ömer Şanlı,

- Ülkü Ocakları Ankara İl Başkan Yardımcısı Suat Yılmazzobu,

-Eski Çubuk Ülkü Ocakları Başkanı Gürsel Horat yer alıyor.

7. Kim, neyle suçlanıyor, ne kadar ceza isteniyor?

145 sayfalık iddianamede “toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme” suçlamasıyla müşterek fail olarak yer alan Eray Özyağcı, Vedat Balkaya ve Suat Kurt ile azmettirme suçlamasıyla yargılanan Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş için ağırlaştırılmış müebbet istendi. Şüpheliler Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal’ın “iştirak halinde, tasarlayarak kasten öldürme suçuna yardım”dan cezalandırılmaları talep edildi.

SİYASİ BAĞLANTILARA DOKUNULMADI

8. İddianame neden eleştirildi?

22 sanıklı iddianame başta Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş olmak üzere kamuoyunun sert tepkilerine neden oldu. Ayşe Ateş ilk tepkisinde “İddianame adı verilen içi boş kağıt parçasının kabul edildiğini büyük bir üzüntü içerisinde öğrenmiş bulunmaktayım” dedi.

İddianamede cinayetin siyasete uzanan kısımları yok sayıldı, Ateş’in eski Ülkü Ocakları Başkanı olduğu bilgisi dahi savcı tarafından iddianamede geçirilmedi.

Ateş’in soruşturma aşamasında verdiği 17 sayfalık ifadesi iddianamede yalnızca 3 satır yer bulabildi. Ateş ifadesinde, cinayetin kilit isimleri olarak Ülkü Ocaklar Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkan Ahmet Yiğit Yıldırım ile MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’a işaret ediyordu. Bu isimler iddianamede hiçbir şekilde geçirilmedi. Eski Ülkü Ocakları Genel Merkez yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın MHP eski milletvekili Olcay Kılavuz’un evinde yakalandığına yönelik iddialara da iddianamede yer verilmedi. İddianamedeki bir diğer önemli eksiklik ise Cinayetin nedeninin yeterince açıklanmıyor oluşuydu.

9. Ateş’in öldürülmesi Ülkü Ocakları ve MHP’ye nasıl uzanıyor?

Cinayetin ardından akıllara gelen ilk sorulardan biri sürecin siyasilere uzanıp uzanmayacağıydı. Cinayetten 16 ay sonra hazırlanan iddianame bu soruya noktayı koydu. Cinayete ilişkin araştırılması gereken çok sayıda ismin adı ve hatta araçların plakaları bile iddianamede es geçilmişti.

T24’ten Asuman Aranca duyurduğu Tolgahan Demirbaş’ın yazışmalarına ilişkin bilirkişi raporu, Sinan Ateş’in, Ahmet Yiğit Yıldırım’ın talimatıyla cinayetten dokuz ay önce takip edilmeye başlandığını ortaya koydu.

Ayşe Ateş, Sinan Ateş’in suikasttan birkaç ay önce kendisine “Olcay Kılavuz ve Ahmet Yiğit Yıldırım beni öldürmek için kiralık katil arıyor” dediğini aktarmıştı.
Yine Aranca’nın başka bir haberinde, iddianameye girmeyen ve plaka tespit sistemi (PTS) kayıtlarından ulaştığı tetikçi Özyağcı’nın Tolgahan Demirbaş tarafından Ankara’dan İstanbul’a kaçırıldığı AUDİ marka aracın plakasını yayınladı. 06 AT 5021 plakalı aracın Ülkü Ocakları Başkanı Yıldırım tarafından kullanıldığı ortaya çıktı.

Öte yandan azmettirici olmakla suçlanan Tolgahan Demirbaş’ın, Ayşe Ateş’in cinayetin ‘kilit ismi’ olarak nitelendirdiği isimlerden Olcay Kılavuz’un evinde saklandığı ve burada gözaltına alındığı iddia edildi. İddiaya göre Kılavuz, Demirbaş’ı vermek istemedi ve polislere direndi. Tartışma sonrası Demirbaş’ın söz konusu adresten alındığına ilişkin tutanağın kaybolduğu, dosyaya ise Demirbaş’ın dışarıda yürürken alındığına dair bir başka bir tutanak girdiği öne sürülmüştü.
Ayşe Ateş’in şikâyeti sonrası Kılavuz’la ilgili işlem yapıldığı, Kılavuz’un olay tarihinde milletvekili olduğu gerekçesiyle dosyanın parlamenter soruşturma bürosuna iletildiği de belirtiliyor.
Kılavuz, yakın zamanda Bahçeli’nin danışmanlığı görevinden alındı.

‘REİS’, ‘KANKA’… EMNİYET’TE DİKKAT ÇEKEN İLİŞKİLER

10. Cinayet Emniyet’e nasıl uzanıyor?

Sinan Ateş cinayeti Emniyet’e uzanıyor ve Emniyet görevlilerin adı iddianamede geçiyor.

Hakkında farklı suçlardan arama kararı bulunan tetikçi Eray Özyağcı İstanbul’dan cinayeti işlemek üzere gittiği Ankara’ya, kontrol noktalarından özel harekat polisleri Aşkın Mert Gelenbay ve Muratcan Çolak sayesinde kolayca geçerek ulaştı.

Cinayetin Emniyet’e dair en çarpıcı detayı ise olay tarihinden 8 ay önce, kendisine “kanka” diyerek seslenen Tolgahan Demirbaş'ın isteği üzerine Sinan Ateş'in cep telefon numarasını sorgulayıp ev adresini Demirbaş’a gönderen ve dosyada tutuklu yargılanan Ankara Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal’ın Ateş'in öldürülmesine dair soruşturmayı Cinayet Büro Amiri olarak yürütmüş olması. Ayrıca Aykal ile Demirbaş, suikastten bir gün önce üç, suikastin gerçekleştiği gün ise iki kez görüştü.

Ankara Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube’de komiser olan Talha Atalay da 31 Aralık 2022’de Emniyet’in suikaste ilişkin hazırladığı bilgi notunu Demirbaş’a gönderdi.

Kaynak: Gerçek Gündem

Etiketler
Sinan Ateş MHP Ülkü Ocakları Hacettepe Üniversitesi Devlet Bahçeli Suikast