Boğaziçi'nde eylem: Yıldız Silier'e öğrencileri sahip çıktı
Boğaziçi Üniversitesi kayyum yönetimi, Felsefe bölümü Öğretim Üyesi Yıldız Silier’i görevden aldı. Öğrenciler, Silier ve önceden görevine son verilen 4 akademisyen için eylem yaptı.
Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyum Rektör Naci İnci’ye karşı protestolar devam ederken okulda akademisyenlere ve öğrencilere yönelik baskı devam ediyor.
Boğaziçi Üniversitesi yönetimi, Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Yıldız Silier’i, sona eren sözleşmesinin ardından yeniden atanmasının uygun bulunmaması nedeniyle görevden aldı. Geçtiğimiz süreçte ders vermesi engellenerek okulla ilişiği kesilen Can Candan, Özcan Vardar, Tolga Sütlü ve Mohan Ravichandran’a Yıldız Silier’in de eklenmesiyle Boğaziçi Üniversitesinden 5 akademisyen okuldan uzaklaştırıldı.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve bileşenleri, Yıldız Silier ve haksızca okuldan uzaklaştırılan diğer akademisyenleri için bugün Boğaziçi Üniversitesi’nde protesto gerçekleştirdi. Saat 12.00’de Mühendislik Binası önünde eylemlerine başlayan Boğaziçi öğrencileri önce Güney Meydan’a yürüyüş gerçekleştirdi, ardından basın açıklaması yaptı.
Yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Bugün burada Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü hocalarından Yıldız Silier’in okuldaki görevine hukuksuzca son verilmesinin ardından toplanmış bulunuyoruz. Yirmi yıla aşkın süredir bölüme ve okula değer katan kıymetli hocamız Yıldız Silier, 24 Ekim tarihli rektör yazısında belirtildiği şekliyle, sona eren sözleşmesinin ardından yeniden atanmasının uygun bulunmamasıyla okuldan gönderilmektedir. Yıllardır bu bölüme ve bu okula onca emek veren değerli hocamızın, sebep gösterilmeden, keyfi bir kararla, dönemin ortasında hala ders vermeye devam ederken okulla ilişiğinin kesiliyor olması kabul edilemez. Bölümlerine büyük katkılar sağlayan hocalarımızın, kayyum yönetimin akademik kaliteyi ve kampüs kültürünü göz ardı ederek kendi siyasal ajandalarını dayatmak adına uyguladığı bu politika başta biz öğrenciler olmak üzere tüm okul bileşenlerinin haklarına bir tehdittir.
'YILDIZ SİLİER YALNIZ DEĞİLDİR'
Atandığı günden beri adeta üniversitenin oturmuş düzenini ve işleyişini kökünden değiştirmeye ant içmiş gibi işler yapmayı kendine görev edinen yönetim, bu okula bir ömür veren ve bizlerin yanında olan hocalarımızın mevcudiyetini ortadan kaldırmak istiyor. Geçtiğimiz süreçte ders vermesi engellenerek okulla ilişiği kesilen Can Candan, Özcan Vardar, Tolga Sütlü ve Mohan Ravichandran hocalara Yıldız Silier’in de eklenmesiyle Boğaziçi Üniversitesinden 5 değerli akademisyeni koparan yönetim, hesaplanamaz bir kamu zararının altına imza atmakta ısrarcı olduğunu kanıtlıyor.
Kayyum rektör, kalan hocalarımızı ise istifaya zorlamak için mobbinge uğratıyor, fişleyip disiplin soruşturmalarına maruz bırakıyor, akademik hakları olan izinleri vermiyor, bütçe kısıtlamalarıyla mağdur ediyor, bölümlerin kendi mekanizmalarıyla yeni hocalar almasını dahi istemiyor. Boğaziçi Üniversitesi’ndeki akademik, kültürel, sosyal kaliteyi yok ederek okulu kendi oyun alanına dönüştürmeye çalışan yönetim, giden hocalarımızın yerini iktidara yakın olmaktan başka vasıfları olmayan dekan, bölüm başkanı ve hocalarla dolduruyor. Yılların tecrübesiyle artık tüm işleyişe hakim olan idari personeli baştan aşağıya değiştirerek var olan senelerin tecrübesiyle örülmüş düzeni ve kuralları yok sayan bir kadro oluşturuyor.
'KAYYUMLAR GİDECEK BİZ KALACAĞIZ'
Tabiri caizse işgalci tavırlarına son sürat devam eden atanmış yönetim sebebiyle Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olan bizlerin akademik hayatları gün geçtikçe daha da kötü etkileniyor, aldığımız eğitimin ve okuldaki sosyal yaşantımızın kalitesi sürekli olarak düşüyor. Kayyum, iktidarın gerici politikalarının gölgesini kampüsümüze indiriyor. Akademik özerkliği yok ediyor, en meşru ve haklı talebimiz olan demokratik üniversite talebimizi görmezden geliyor.
Bu işgalci ve ihmalkâr anlayış dersliklerde yurtlarda kampüslerde ve sokaklarda bizi mağdur etmeye ve yaşamımızı tehdit etmeye devam ediyor. Biliyoruz ki, dün Hacettepe'de yaşanan intiharla beraber son haftalarda gerçekleşen 5 sıra arkadaşımızı kaybedişimiz intihar değil, bu iktidarın cinayetidir.
'MÜCADELEDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
Bizlerse, demokratik üniversite talebimizde ve insanca yaşama arzumuzda son derece ısrarcıyız. Öğrenci Temsilciliği Kurulu aracılığıyla öğrencilerin sesi olmakta, sıra arkadaşlarımızın okulun her alanında yaşadıkları sorunlara karşı çözüm üretmek ve özerk, özgür üniversiteyi savunmak için bir araya gelmekte kararlıyız. Kayyumların aldığı keyfi kararların akademik ve sosyal yaşantılarımızı etkilemesine, bizleri okulumuzdan uzaklaştırmasına, evimiz bildiğimiz bu ortamın bize yabancılaşmasına, kendi kriterlerince uygun gördüğü kişileri karşımıza akademisyen olarak çıkarmasına karşı geliyoruz. Boğaziçi öğrencileri olarak bizler, Boğaziçi bileşenlerinin üzerine kara bulut gibi çöken bu iktidar mekanizmalarına karşı mücadele etmekten, akademisyenler, idari personeller ve sıra arkadaşlarımızla dayanışmaktan, okulumuza sahip çıkmaktan asla vazgeçmeyeceğimizi bu vesileyle buradan bir kez daha duyuruyoruz. Boğaziçi bizimdir, bizim kalacak!”