Can Atalay'dan Çorlu tren faciası davasına ilişkin mesaj
Siliviri Cezaevi’nde bulunan Avukat Can Atalay mesajında "Çorlu dahil, mağdurların suçlu, muktedirlerin masum kılındığı bütün toplumsal olaylara müdahil olursanız, daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi ve daha fazla adalet talep etme cüretini göstermişseniz, Çorlu’ya gidemeyeceğiniz gibi, Silivri’den öteye geçmeniz de mümkün olmuyor” dedi.
Gezi Parkı davasından cezaevinde bulunan Avukat Can Atalay, bugün yapılan Çorlu davası karar duruşmasıyla ilgili avukatları aracılığıyla bir mesaj yayınladı. Davaya gelemediği için üzgün olduğunu belirten Atalay, mesajında şunları dile getirdi:
"Ben, bugün, ne yazık ki, Çorlu Tren Katliamı’nda hayatını kaybeden ve yaralananların bu en önemli duruşmasına gelemedim. Bütün ailelerden ve yurttaşlarımızdan özür dilerim. Her duruşmasına gittiğim Çorlu davasına bu kez içinden geçemediğim daha doğrusu içinden çıkamadığım Silivri Cezaevi’nden selamlarımı, sevgilerimi ve mücadele coşkumu ileterek katıldığımı varsaymanızı istiyorum.
"HİÇ DERS ALAMAYANLARIN YÖNETTİĞİ BİR ÜLKEDEYİZ"
Çorlu dahil, mağdurların suçlu, muktedirlerin masum kılındığı bütün toplumsal olaylara müdahil olursanız, Soma’da yerin yedi kat altında can veren 301 madencinin hakları için mücadele ederken, hiç ders almayanların yönettiği bir ülkede, hemen ardından Aladağ’da tarikatların hem gerçek, hem de metaforik olarak üzerlerine yurdun kapısını kilitlediği küçücük kızların gelecek hayallerinin hesabını sormaya kalkarsınız, ve daha büyük bir 'suç' olarak, Gezi sürecinde parkla ilgili davayı açan avukat olmanın yanı sıra, Gezi’deki milyonlarla birlikte daha fazla park, daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi ve daha fazla adalet talep etme cüretini göstermişseniz, Çorlu’ya gidemeyeceğiniz gibi, Silivri’den öteye geçmeniz de mümkün olmuyor, Silivri Kapalı’da bugün itibarıyla tam 2 yılı hapishanede geçirmek durumunda kalıyorsunuz.
Ve Silivri’den sadece Çorlu’ya değil, deprem bölgesine ve büyük bir dayanışma ile beni seçen Hatay’a da gidebilmem mümkün olmadı ne yazık ki! Ne Gezi’nin hakikatinin, ne verilen oyların, ne en asgari hukuk normlarının, ne de Anayasa kararlarının bir hükmü olmadı. Birilerinin, bir yerlerin aldığı kararlarla emir sadece demiri değil, ülkedeki hukuku, asgari demokrasiyi, vicdanı, hakkaniyeti de kesti ve attı.
"BÜTÜN SORUMLULARDAN HESAP SORMAK ÜZERE ÇALIŞMALARIMI SÜRDÜRECEĞİM"
Burada sözümü daha fazla uzatmadan bitirirken, nasıl ki Çorlu Tren Katliamı’nın sorumlularının peşini bırakmadıysak, sadece görevlilerin, memurların ve idarecilerin ceza almalarını yeterli görmeyip, siyasi irade sahiplerinin de adil bir yargılamadan geçmeleri gerektiğini savunduysak, aynı biçimde depremin sadece jeolojik bir olay olmadığını bilerek, bütün o çürük binaların yapımını kolaylaştıran siyaset anlayışından ve bunun merkezi yönetim ve yerel yönetim ayırmadan bütün sorumlularından hesap sormak üzere çalışmalarımı sürdüreceğimi, seçilmiş Hatay Milletvekili olarak bütün Türkiye’ye ilan etmek istiyorum.
Ve son olarak Adalet Nöbetlerinde 2 yıl boyunca emek veren herkese de içten teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Adalet mücadelesindeki kararlılığınız ve fedakarlığınız, bu sürecin önemli bir parçası oldu ve umut verici bir dayanışma örneği sergilediniz. Sizlerle birlikte daha güçlüyüz."