Candan Kardeşler Dördüncü Kez Hakim Karşısında! 'Kardeşiniz Tahliye Olur mu?' Sorusuna Tek Hareketle Cevap

Bahar ve Nihal Candan kardeşlerin yargılandığı davanın dördüncü duruşması görülüyor. Müşteki ifadelerinin dinlendikten sonra adliyeden çıkan Nihal Candan, "Kardeşinizin tahliye olacağını düşünüyor musunuz ?" sorusuna tek eliyle kalp işareti yaparak cevap verdi.

'Dolandırıcılık' ve 'suç örgütüne üye olmak' suçlamalarıyla haklarında başlatılan soruşturma kapsamında Bahar Candan ve ablası Nihal Candan’ın da aralarında olduğu 21 sanığın yargılanmasına devam ediliyor. Küçükçekmece Adliyesi 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada tutuklu bulunan Bahar Candan ile sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilen ablası Nihal Candan hazır bulundu.

TEK HAREKETLE CEVAP VERDİ

Müşteki ifadelerinin dinlenmesinin ardından duruşmaya ara verildi. Verilen arada adliyeden çıkan Nihal Candan "Kardeşinizin tahliye olacağını düşünüyor musunuz?" sorularına tek eliyle kalp işareti yaparak cevap verdi. Candan gazetecilerin diğer sorularını ise yanıtsız bıraktı.

Candan Kardeşler Dördüncü Kez Hakim Karşısında! 'Kardeşiniz Tahliye Olur mu?' Sorusuna Tek Hareketle Cevap - Resim : 1

5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya verilen öğle arasının ardından devam edildi. Mimar olan Sinan Damgacı, sanıklarla bir klinik açılışı vesilesiyle tanıştıklarını, sanıklardan Refik Ersin Eroğlu’nun kendisine kliniğin işleri için teklif getirdiğini ve kendisinin de kabul ettiğini belirtti. Damgacı, 'Refik Ersin Eroğlu, sürekli Onursal Adıgüzel ile vekillikle ilgili konuşuyordu. Milletvekili adayı olacağını söylüyordu. Ben bunları gördükçe karşımdaki insanların güçlü olduklarına kanaat getirdim. Refik Ersin Eroğlu bana 'Bize çok faydan oldu, klinik çok güzel oldu bir araç işimiz var' dedi. Elinde TMSF’nin el koyduğu araçlar olduğunu, ihale sürecini sadece kendilerinin yönettiğini ve buradan bana piyasa fiyatının altında birkaç araç verileceğini söyledi. Ben denemek açısından bir araca yazıldım. Bazı toplantılarda Nihal ve Bahar Candan’ı da görürdüm. Onların da araç aldıklarını sanıyordum. Bir toplantıda Bahar Onur Apaydın’dan para istemişti ancak niye istediğini bilmiyordum. Onur da ona kızmıştı' ifadelerini kullandı. Daha sonra sanıkların ve vekillerinin sorularına cevap veren Damgacı, mahkeme başkanının 'Sanıklardan şikayetçi misiniz?' sorusuna ise 'Şikayetçiyim' diye cevap verdi.

SANIK BAHAR CANDAN'DAN TANIĞA SORU

Bahar Candan bunun üzerine müşteki Sinan Damgacı’ya soru sordu. Candan 'Sinan Bey konuşmasında Bahar Candan ve Nihal Candan’ın hiçbir şeyini görmedim dedi. Sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi. Ben 1 yıldır cezaevindeyim. Kendisini dolandırdım mı? Bizden şikayetçi mi?' diye sordu. Tanığın 'Eğer bu dolandırıcılık sisteminin içindeyse şikayetçiyim' demesi üzerine Candan, 'Böyle saçma şey mi olur?' cümleleriyle duruma tepki gösterdi.

AĞLAYARAK DURUŞMA SALONUNDAN ÇIKTI

Duruşma sırasında Bahar Candan soru sorduğu sırada ablası Nihal Candan da konuşmaya dahil oldu. Candan, 'Biz mış-muş’larla çok uzun süre ceza yattık' diye konuştu. Mahkeme başkanı ise, sanıklara 'Şimdi sırası değil daha sonra size de söz hakkı vereceğim' dedi. Nihal Candan ise, mahkeme başkanından özür dileyip ağlayarak duruşma salonundan çıktı.

İDDİANAMEDE NELER VAR?

Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 38 müşteki, 1 müşteki sanık, Gülnihal Çiçek ve Alisya Bahar Candan'ın da aralarında bulunduğu 21 sanık yer alıyor.

İddianamede, Onur Apaydın ve İlker Oflu'nun şebekenin elebaşları olduğu, dolandırıcılık ve tefecilik suçlarından gelir elde etmek üzere teşekkül eden organize suç örgütünün üyesi olan şüphelilerin, örgüt yapısı ve iş bölümünün sağladığı kolaylıktan faydalanarak suç dünyasında "sazan sarmalı" olarak tabir edilen dolandırıcılık yöntemini uyguladıkları belirtiliyor.

İddianamede, Alisya Bahar Candan'ın ablası Gülnihal Çiçek'e göre suç örgütü içinde daha etkin rol oynadığı, sanık Çiçek'in tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alınıp adli kontrol şartıyla tahliye edildiği aktarılıyor.

İddianamede, Alisya Bahar Candan'ın, "suç örgütüne üye olmak" ve "kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık" suçlarından 14 yıldan 44 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Gülnihal Çiçek'in ise aynı suçlardan 8 yıldan 24 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. Diğer 20 sanık hakkında ise farklı suçlardan değişik sürelerle hapis cezası öngörülüyor.