CHP'li Zeynel Emre 'Kara Tabloyu' Paylaştı: Adeta Büyük Bir Savaşın İçindeyiz
CHP'li Zeynel Emre, toplumda var olan şiddet sorununu verilerle birlikte açıkladı. Emre, yayımladığı “AKP’nin Çeyrek Yüzyıllık Kara Mirası: Tükenmişlik ve Toplumsal Şiddet” videoda hayatın her alanında şiddetin var olduğunu belirtti. Emre, "Çeyrek yüzyıllık süre içerisinde çok büyük karamsarlıklar yaşadık, çok büyük eziyetler çektik, öfkeli bir toplum ortaya çıktı. Ama geleceğimizi kurtarabiliriz" diyerek erken seçime işaret etti.
CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Zeynel Emre, şiddete yönelimin çığ gibi büyüdüğünü ve sokakta, okulda, sağlık kuruluşlarında, evde, Meclis’te, hemen hemen her alana şiddetin hâkim olduğuna dikkat çekerken, çeyrek asra yaklaşan bir süredir tek parti iktidarı konumundaki AKP’nin, bu durumun asıl sorumlusu olduğunu ifade etti.
Emre, “Şiddetten kaynaklı adeta büyük bir savaşın içindeyiz ve binlerce insanımız ölüyor, yaralanıyor. Çeyrek yüzyıllık AKP iktidarının bütün bunlar karşısında tweet atmak dışında yaptığı hiçbir şey yok” dedi.
CHP’li Emre, Youtube üzerinden “AKP’nin Çeyrek Yüzyıllık Kara Mirası: Tükenmişlik ve Toplumsal Şiddet” başlıklı yeni bir video yayınladı. Zeynel Emre’nin, AKP iktidarı süresince şiddet vakalarındaki artış ve yoğunlaştığı alanlar ile nedenlerini sorguladığı ve başta resmi rakamlar olmak üzere çeşitli verileri paylaştığı videoda, öne çıkan başlıklar şöyle:
GELECEĞİMİZİ KAYBEDİYORUZ
Türkiye, en son Narin kızımızın başına gelenleri ve orada duyulan acıyı içinde hissediyor, büyük bir şekilde yasımızı tutuyoruz. Tabii yas tutmak bize yetmiyor. Çünkü çocuklar bu toplumun en masumları, en savunmasızları ve çocuklar bizim geleceğimiz. Çocuklarını koruyamayan bir iktidarın Türkiye'ye vereceği hiçbir şey yoktur. TÜİK’in verdiği rakamlar ve istatistiklere baktığımız zaman, sadece 2023 yılında çocukların karşılaştığı şiddet olayları, yani güvenlik birimlerine gelen çocuk sayısına baktığımız zaman 537 bin. Bu 537 binin neredeyse yarısında çocuk, suçun mağduru olarak güvenlik birimlerine getirilmiş. Bunların yüzde 61’i yaralama başlığıyla gelmiş, yani bu çocukların yüzde 61'i yaralanmış. Çocukların yüzde 12'si cinsel suçun mağduru olarak gelmiş. Tehdit mağduru olan var, aile içi şiddet mağduru olan var.
ÇOCUKLARIN YÜZDE 40'I YARALAMA SUÇU İLE GÜVENLİK BİRİMLERİNE GİTMİŞ
Diğer yarısına bakıyorsunuz, suça sürüklenen çocuk. Oradaki sayılara baktığınızda da çok kötü bir tablo var. Çocukların yüzde 40'ı yaralama suçu ile güvenlik birimlerine gitmiş, yüzde 20'si hırsızlık, önemli bir kısmı uyuşturucu kullanımı. Bu, madalyonun görünen yüzü yani buzdağının görünen kısmından bahsediyorum, bir de bunun görünmeyeni var, bilinmeyeni var. Çünkü içinde yaşadığımız toplum itibariyle ‘kol kırılır, yen içinde kalır’ mantığıyla birçok olay güvenlik birimlerine yansıtılmadan kapatılıyor. En son Narin kızımızın olayında gördük.
ADETA BÜYÜK BİR SAVAŞ İÇİNDEYİZ
Çocuklara sahip çıkamayan ve çeyrek yüzyıllık iktidarı boyunca yeterli önlem almayan bir iktidar, şiddetle mücadele açısından diğer alanlarda başarılı mı dediğimizde, oradaki rakamlar da korkunç. Resmi rakamlara göre; 2023 yılında basına yansıyan silahlı şiddet olayı sayısı 3 bin 773. Bunun 2 bin 318’inde ölüm gerçekleşmiş, 3 bin 820 de yaralama vakası var. Şiddet haritasına baktığımız zaman Marmara Bölgesi bu alanda zirvede. Türkiye’nin en fazla suç işlenen bölgesi ve bu tablo sürekli artıyor.Umut Vakfı’nın verilerine göre ise 2014 yılından bugüne kadar 34 bin 197 silahlı şiddet olayı yaşanmış, 21 bin 434 kişi ölmüş, 31 bin 207 kişi yaralanmış. Yani biz adeta büyük bir savaşın içindeyiz ve insanlarımız ölüyor, yaralanıyor.
GEÇEN YIL ÖLDÜRÜLEN KADIN SAYISI 438
Türkiye’de insanlar sokaklarda kendilerini güvende hissetmiyor. Bu oran kadınlarda yüzde 50’nin üzerinde. Yani sokağa çıktığında kendini güvende hissetmeyen kadınların sayısı... Kadınlarla ilgili bir başka veri Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu 2023 raporunda; buna göre sadece 2023 yılında 438 kadın cinayeti yaşandı. İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılırken ‘Biz daha farklı önlemler alacağız, bu sayıyı düşüreceğiz’ demişlerdi ya... Rakamlara bakın, o günden bugüne sürekli yaşanan bir artış var ve bu artış önlenemiyor. Bu 438 kadının neredeyse yarısı ateşli silah yaralanması, bıçakla yaralanma, yüksekten düşerek ölüme sebebiyet vermek yani erkekler tarafından yüksekten atılma, boğaza sıkılarak öldürme... Ve bunlar içerisinde o kadar çarpıcı bir rakam var ki: 28 kadın hakkında koruma kararı var.
CİNSEL SALDIRI SUÇLARI SON 6 YILDA YÜZDE 75 ARTTI
Ölümlerden bahsediyoruz ama şiddet çok yönlü bir kavram. Mesela Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi verilerine göre, Türkiye'deki cinsel saldırı vakalarının yıllara göre artışı; 2016 yılında 5 bin 528 olan vaka sayısı, 2022 yılında 9 bin 675’e yükselmiş. Çeyrek yüzyıllık bir iktidarın, bütün bu rakamlar karşısında tweet atmak dışında yaptığı hiçbir şey yok.
SAĞLIKTA ŞİDDETTE ENFLASYON ARTIŞI GİBİ ARTIŞ: YÜZDE 83
Hiçbir alanda şiddetsiz yaşayamıyoruz. Bizim sağlığımızı korumak, iyileştirmekle görevli doktorlarımızın, hemşirelerimizin, hasta bakıcılarımızın karşılaştığı şiddet olaylarına baktığımız zaman, 2023 yılında sağlıktaki şiddet vakasında sadece artış yüzde 83, yani enflasyon artışı gibi bir artış söz konusu. Vaka sayısı 2022'de 249 iken 2023’te 457’ye çıkmış.
HER BEŞ KİŞİDEN BİRİ DİJİTAL ŞİDDETE MARUZ KALIYOR
Şiddet kavramı o kadar yaygın ve her alana öylesine nüfuz etmiş ki hangi alandan bahsetsek elimizde kalıyor. Türkiye'deki dijital şiddet araştırması 2020 raporuna göre her 5 kişiden biri dijital şiddete maruz kalıyor. Bu ne demek? Hakarete maruz kalıyor, görünüşüyle ilgili dijital şiddete maruz kalıyor, cinsiyetiyle ilgili maruz kalıyor, yaptığı açıklamalarla ilgili maruz kalıyor.
ÖZGÜR DEĞİLİZ VE GENÇLERİMİZ GELECEKLERİNİ YURT DIŞINDA ARIYOR
Sokakta şiddet, okulda şiddet, kadına karşı şiddet, sağlıkta şiddet, öğretmene şiddet, Meclis’te şiddet… Çeyrek yüzyıllık AKP iktidarının, bu ülkeye hem ekonomik açıdan yaşattığı zorluklar, kullandığı dil, ortaya çıkan o kutuplaşma ortamının vermiş olduğu zarara baktığımız zaman, şiddet olaylarının bu seviyeye geldiğini görüyoruz. ‘Ak’ dediler, kara çıktı; tamamen karamsar, kötücül, insanlara tükenmişlik sendromu yaşamaya sebebiyet veren, bu ülkenin yetişmiş, pırıl pırıl gençlerinin yüzde 70’i kendi geleceğini yurt dışında arayan bir ortamın bizzat sorumlusu bir iktidarla karşı karşıyayız. İstikrar dediler, kaosu yarattılar. Bu ülkedeki gençler arasındaki işsizlik rakamına baktığınızda yüzde 20.
Sadece son 5 yılda psikolojik destek arayanların oranının yüzde 40 arttığı bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız. İnsanların bu hale gelmesinin faktörlerinden biri de kendilerini özgür hissetmemeleri. 2023 yılı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 165’inci sırada yer alıyoruz.
TEK ÇIKIŞ YOLU ‘EN’ ERKEN SEÇİM
Çeyrek yüzyıllık süre içerisinde çok büyük karamsarlıklar yaşadık, çok büyük eziyetler çektik, öfkeli bir toplum ortaya çıktı. Ama geleceğimizi kurtarabiliriz. Bunun için muhakkak dayanışmayı artırmamız lazım. İlk seçimde, ne kadar erken gerçekleştirebiliyorsak, mevcut iktidardan kurtulup geleceği birlikte kurgulamamız, gelecek için birlikte çalışmamız lazım.”
Kaynak: Gerçek Gündem