Cumartesi Anneleri, Özgür Gündem Muhabiri Ferhat Tepe'nin Akıbetini Sordu

Cumartesi Anneleri, 1011. hafta buluşmasında, 31 sene önce gözaltında kaybedilen Özgür Gündem gazetesi Bitlis muhabiri Ferhat Tepe'nin akıbetini sordu. Yapılan açıklamada, "Kaç yıl geçerse geçsin Ferhat Tepe için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz" denildi.

Cumartesi Anneleri, Özgür Gündem Muhabiri Ferhat Tepe'nin Akıbetini Sordu

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 1995 yılından bu yana İstanbul Taksim'deki Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri, 1011'inci haftada, 1993'te gözaltında kaybedilen Özgür Gündem Bitlis muhabiri Ferhat Tepe'nin akıbetini sordu.

Gazeteci Ferhat Tepe 28 Temmuz 1993’te Bitlis’te kaçırılmış, cansız bedeni işkenceye uğramış halde 4 Ağustos’ta Elazığ’ın Hazar Gölü kıyısında ölü bulunmuştu. Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelen kayıp yakınlarının bu haftaki açıklamasını, gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren'in yeğeni Setenay Eren okudu.

Açıklama şöyle:

"Gözaltında kaybedilişinin 31. yılında Gazeteci Ferhat Tepe için adalet istiyoruz. 1011. haftamızda yine hiç bir hukuki ve vicdani dayanağı olmayan engelleme nedeniyle bizi kayıplarımızla buluşma mekanımız Galatasaray Meydanı’ndan ayıran polis bariyerleri önündeyiz. 1011. haftamızda 31 yıl önce gözaltında kaybedilen gazeteci Ferhat Tepe için adalet istiyoruz. 19 yaşındaki Ferhat Tepe, Özgür Gündem gazetesi Bitlis muhabiriydi. Ağır hak ihlallerine maruz kalanların sesini duyurmaya çalışıyordu. Ferhat, 28 Temmuz 1993 tarihinde Bitlis şehir merkezinde, silahlı ve telsizli üç kişi tarafından kaçırıldı. Ailenin ve çalıştığı gazetenin ısrarlı başvurularına rağmen, devletin ilgili tüm kurumları onun gözaltına alınmadığını söyledi.

'AĞIR İŞKENCE GÖRDÜ'

Kaçırılmanın ardından, ailenin evine telefon eden bir kişi, Ferhat Tepe’yi, Türk İntikam Tugayı adına kaçırdıklarını, serbest bırakılması için babası İshak Tepe’nin partisinden istifa etmesi ve 1 milyar lira para ödemesi gerektiğini söyledi. O dönemde DEP Bitlis İl Başkanı olan İshak Tepe, telefonda konuştuğu kişinin sesini, kısa süre önce bir toplantıda kendisini tehdit eden Tatvan Tugay Komutanı Korkmaz Tağma’nın sesine benzettiğini kamuoyuyla paylaştı. Her yerde Ferhat’ı arayan ailesi ve gazetesi onun ağır işkence görmüş bedenine 13 gün sonra "meçhul kişi" olarak gömüldüğü Elazığ Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaştı. Resmî kayıtlara göre Ferhat, kaçırıldığı yere yaklaşık 400 kilometre uzaklıktaki Hazar Gölü’ne yüzmeye gitmiş, ancak yüzme bilmediği için boğulmuş ve balıkçılar tarafından bulunmuştu.

'DOSYANIN YENİDEN AÇILMASI ENGELLENDİ'

Ancak Ferhat Tepe’nin bedeninde ağır işkence izleri vardı. Ayrıca, onu kaçırılırken gören ve Diyarbakır Jandarma Alay Komutanlığı’nda işkenceli sorguda gördüğünü açıklayan 14 tanık mevcuttu. Buna rağmen, iç hukuk yollarından bir sonuç alınamadı. Bunun üzerine aile AİHM'e başvurdu. AİHM, Ferhat Tepe soruşturmasında “şaşırtıcı eksiklikler” olduğunu tespit etti. Olayın aydınlanması için Hükümetin, AİHM’le işbirliği yapmadığını; gerekli bilgi, belge ve tanıklara ulaşımı engellediğini ve etkin bir cezai soruşturma yürütmediğini belirterek Türkiye’yi mahkum etti. Ailenin son olarak başvurduğu Anayasa Mahkemesi, 16 haziran 2016 tarihli kararında, Ferhat Tepe doyasında savcılığın soruşturmayı genişletmek için somut bir talimat vermediğini, olayı aydınlatacak adımlar atmadığını, delillerin toplanmasında gerekli özeni göstermediğini ve soruşturmanın sürüncemede bırakıldığını kaydederek “etkili soruşturma yapılmadığı” gerekçesiyle hak ihlali kararı verdi. Ancak zamanaşımını gerekçe göstererek dosyanın yeniden açılmasını engelledi.

'KAYIPLARIMIZ İÇİN ADALET İSTEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ'

Sonuç olarak, AİHM’in de belirttiği gibi, iç hukukta “etkili bir soruşturma yürütme hususunda bilinçli olarak gösterilen yargısal direnç” bugüne kadar devam etti. Adli süreç, Ferhat Tepe’yi işkenceyle öldürenler ve bedenini kaybedenler için cezasızlıkla sonuçlandı. Ferhat’ın kaybedilişinin 31. yılında bir kez daha vurguluyoruz: Türkiye’de yaygın bir sorun olan cezasızlık uygulamaları, mevcut iç hukuk yollarının kayıp yakınlarına hiçbir çözüm sunmamasına neden olmaktadır. Etkili bir soruşturmanın amacı, hesap verebilirliği sağlamak ve suçlular üzerinde caydırıcı etki yaratmaktır. Devletin etkin soruşturma yapma yükümlülüğünü yerine getirmemesi, benzer suçların bugün ve gelecekte işlenmesine zemin hazırlamaktadır. Kaç yıl geçerse geçsin Ferhat Tepe için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz."

Etiketler
Cumartesi Anneleri