Cumhurbaşkanı ‘İmamoğlu’ Sessizliğini Bozdu: 'Belgeler Kendi Partilileri Tarafından Aktarıldı'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptali ve gözaltına alınmasına ilişkin sessizliğini bozdu. Cumhurbaşkanı, "Gerek diploma gerekse yolsuzluk meselesinde yargının ortaya koyduğu iddialara asla cevap vermiyor, veremiyorlar. Bu bilgi ve belgelerin çoğunun bizzat kendi partilileri tarafından yargıya aktarıldığının da farkındalar" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’da “AK Parti Önceki Dönem Milletvekilleri ile İftar” programında açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"İslam dünyası olarak Ramazan'ın manevi iklimini teneffüs ettiğimiz şu mübarek günlerde siyonist İsrail yönetimi ateşkesi bozarak, Gazze'deki katliam ve soykırım politikasına tüm hoyratlığıyla devam ediyor. Gözünü kan ve nefret bürümüş bu barbar sürüsünün başlattığı yeni saldırılarda çoğu çocuk ve kadın 500'den fazla Filistinli daha şehit oldu. Gazze'de sivillerin üstüne yağdırılan bombalar nice yavruyu yetim ve öksüz bıraktı.
İsrail'in işlediği savaş, soykırım ve insanlık suçlarına engel olmayanlar, hem tarih önünde hem de insanlık vicdanında er ya da geç hesap verecekler. Sırtını dayadıkları güçlerden cesaret alarak çocukları katledenler Allah'ın izniyle döktükleri masum kanlarında boğulacaklardır. Türkiye olarak Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya, tarihin doğru tarafında yer almaya, tüm gücümüzle Gazzeli mazlumları desteklemeye devam edeceğiz.
Türkiye'yi son 2 asırdır çektiği sıkıntılı cendereden çıkarmak AK Partili kadrolara nasip oldu. Bize oy versin vermesin, bu ülkede yaşayan herkesin hayatına dokunmayı başardık. Ülkemizin çıkarlarını savunmanın ötesinde küresel düzeyde adalet, hakkaniyet ve merhamet müdafaası üzerine kurulu dış siyasetimizle dünyada milyarlarca insana umut aşıladık. Ülkeye, millete ve insana hizmet yolunda üstlenilen sorumluluklar ile ortaya konulan çabaları, sahip olunan unvanlardan bağımsız şekilde değerlendirmek gerekir. Sizleri milletvekilliğinin ötesinde memleketimizin sevdasını hizmet erleri olarak böyle bir mertebede görüyorum. İşte hep birlikte kazandığımız bu müktesebat hem bu dünyada hem öteki dünyada en önemli ibra vesilemiz olacaktır. Her şeyin eskisi olabilir ama ülkeye ve millete hizmet davasında eski sıfatına yer yoktur. Hele hele AK Parti'de yolunu ayıranlar veya yolunu şaşıranlar dışında eski diye bir kavram asla söz konusu değildir. Kendini sürekli yenileyen bir parti olarak bunu yaparken kimseyi dışlamıyoruz. Tam tersine geniş ailemizi sürekli büyüterek üstad Necip Fazıl'ın ifadesiyle yolumuza pekleşe pekleşe devam ediyoruz. Bayrak yarışında geride kalanlar oyunun dışına çıkmıyor, sadece zaferin sevincini takım arkadaşlarıyla paylaşmak, bunun için nefesleniyor.
Parti olarak hiçbir arkadaşımızın birikimini, gayretini, tecrübesini heba edecek lükse sahip değiliz. Önceki dönem milletvekillerimizin bir kısmı genel merkez, il teşkilatları, bürokraside çeşitli mevkilerde hizmetlerine devam ediyor. Sağlığı ve motivasyonu olan her bir arkadaşımız için yeni görevler açıktır. AK Parti'ye aidiyet son nefese kadar sahip çıkılacak, nesilden nesile gururla aktarılacak onurlu bir mirastır. Bu çatı altında kimse kendisine kurumsal bir görev verilmesini beklemez, beklememelidir. Bu harekette küsme, darılma, uzaklaşma söz konusu olamaz. Kırgınlık olursa giderilir, sorun varsa çözülür, yanlış anlaşılma varsa bir yol bulunup, mutlaka düzeltilir. Biz üyesiyle gönüllüsüyle teşkilat mensubu ve yöneticisiyle sayısı milyonları aşan muhteşem ve muazzam bir aileyiz.
Türkiye her gün yeni ve bir diğerini geride bırakan gündemlerle uyanan, belki de dünyanın en hareketli ülkesidir. Bu gündemlerin bir kısmı ülkenin gerçekten ihtiyacı olan hususları ihtiva ederken bir kısmı da suni olarak köpürtülmüş konulardan oluşuyor. Muhalefetin kendi iç kavgalarını veya hukukla olan sıkıntılarını ülkenin en önemli meselesi gibi gösterme gayreti riyakarlığın dik alasıdır. 'Hata hata ile savunulamaz' diye bir söz var. Ülkemiz muhalefeti de herkesi kör alemi sersem sandığı için yaptığı hataları daha büyük hatalarla savunmayı şecaat arz ederken sirkatin söylemeyi siyaset zannediyor. Halbuki böyle yaparak kendilerini, bırakınız halkı, en yakınlarının dahi yüzlerine bakamayacak hale düşürdüklerinin farkında bile değiller. Hırsları ve ihtirasları adeta akıllarını esir almış durumda. Polisimize saldıracak, hakime savcıya mahkemelere tehditler savuracak kadar muazeneyi yitirmiş vaziyetteler. Dikkat ederseniz CHP'siyle medyasıyla ve diğer yapılarıyla muhalefet tarafı gerek diploma meselesinde gerekse yolsuzluk hırsızlık meselesinde yargının ortaya koyduğu iddialara asla cevap vermiyor, veremiyor. Bunun yerine konuyu siyasi sloganlara hapsederek, kendi tabanlarını tahrik etme milleti aldatma kolaycılığına kaçıyorlar.
Deseler ki 'Kardeşim bu diploma alın teriyle usulüne uygun şekilde alınmış belgedir', bunu hukuki argümanlarla konuşup tartışmak mümkündür. 'Kardeşim belediye hırsızlık, yolsuzluk, haksızlık, karanlık, karmaşık ilişki yok' deseler hukuki deliller ışığında konuşup tartışmak mümkün. Ama bunları yapmıyorlar, yapamıyorlar. Hepsinin ve çok daha fazlasının doğru ve gerçek olduğunu en iyi kendileri biliyor. Bu bilgi ve belgelerin çoğunun bizzat kendi partilileri tarafından yargıya aktarıldığının da farkındalar. Kamuoyu önünde timsah gözyaşı döken CHP yöneticilerinin çoğunun parti içi çekişmede rakip elediği için kapılı kapılar ardında sevinçten yerlerinde duramadıkları ortadadır.
CHP'nin meseleleri ülkenin ve milletin değil, kendi genel merkezlerindeki bir avuç muhterisin konusudur. Bizim ne şahsen, ne parti ve ne de ittifak olarak muhalefetin müsamerelerine ayıracak vaktimiz yok. Bizim havanda su döverek boşa harcayacak zamanımız, pervasızca etrafa saçacak kirli ve karanlık para kulelerimiz de yok. Yalanın, dolanın, hilenin, yüze gülüp sırtından hançerlemenin eksik olmadığı muhalefet zaten bunları ziyadesiyle yapıyor. AK Parti olarak ülkenin gerçek gündemiyle meşgulüz. Çünkü milletimiz bizden kendisi ve evlatlarının geleceği için somut adımlar, kayda değer icraat ve kalıcı eserler bekliyor. 23 yılımızın her günü her anı bu şekilde ülkemize sayısız eser ve hizmet kazandırarak geçti.
81 vilayetimizin her karışına yatırımlarımızla mührümüzü vurduk. Bu şekilde de yola devam ediyoruz. Son dönemde bu doğrultuda attığımız adımlardan biri de 'terörsüz Türkiye' vizyonudur. İktidara geldiğimizde ülkenin geçmiş dönemdeki pek çok sorunu gibi terörle mücadeleyi de devralmıştık. Sessiz devrimlerimizle bir yandan terörün istismar zeminini ortadan kaldırırken, diğer yandan da kararlı ve etkili operasyonlarla topraklarımızı teröristlerden temizledik. Sadece teröristlerden mi? Yolsuzluklardan da temizledik. Yeni bir sürecin içinde bulunuyoruz. Son adımı Kürt kardeşlerimizle birlikte vatandaşlarımızın tamamının canına, huzuruna ket vuran bölücü örgütünün feshi ve silahlarının teslimi olarak özetleyebiliriz.
Devlet ve yönetim olarak bu konuda üzerimize düşeni yerine getirerek gerekli çağrı yapılmasını temin ettik. Şimdi örgütünün kurucusunun çağrısına uyarak silahların teslim edilmesine gelmiştir. Bu gerçekleşirse Türkiye 40 yıllık bir husumetten suhuletle kurtulmuş olacaktır. Aksi takdirde biz terörü kaynağında yok etme stratejimize bakarız. Teröre ve ona müzahir olanların akıl ve izan dışı olarak bu tarihi fırsata heba etmeyerek yeni bir kapıyı aramaları yönündedir. Terörün karanlık gölgesi siyasetin üzerinden çekildikçe inşallah sözün gücü artacak, siyasetin demokratik alanı daha da genişleyecektir. Bu demokrasimizin sorun çözme kapasitesini yükseltecektir. Biz iktidar ve ittifak olarak Türkiye'yi 40 yıllık kamburundan kurtarma noktasında hem kararlı hem samimiyiz. Ortaya koyduğumuz her tavır ve sözde daima hüsniniyetle hareket ediyoruz. Karşımızdakilerden de aynı hasbi yaklaşımı bekliyoruz.
Kaynak: Haber Merkezi