Dokuma işçisi bel fıtığı oldu, tazminatsız işten çıkarıldı
Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN), Gaziantep'te Merinos halı fabrikasında çalışan 33 yaşındaki İbrahim Halil Yabatı'nın bel fıtığı olduktan sonra, tazminatsız bir şekilde işten atıldığını iddia ederek olaya tepki gösterdi.
Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN), Gaziantep'te Merinos halı fabrikasında çalışan 33 yaşındaki İbrahim Halil Yabatı'nın bel fıtığı olduktan sonra, tazminatsız bir şekilde işten atıldığını iddia ederek olaya tepki gösterdi.
Yaşanan olaya tepki gösteren BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, şu ifadeleri kullandı:
"İbrahim Halil Yabatı. 33 yaşında. 7 yıldır Merinos’ta çalışıyor. Merinos’taki pek çok işçi gibi bel fıtığına yakalandı. Geçtiğimiz Kurban Bayramı’nda beli kitlendi. Rapor aldığı için uyarı aldı, kullanmadığı senelik iznini istedi vermediler. Üstüne tazminatsız işten attılar... Vardiya amirine bilgi verdiği halde devamsızlık yazıldı. O haldeyken, adeta sürüne sürüne fabrikaya gitti. Buna rağmen tazminatsız işten atıldı. Şimdi Merinos yönetimine soruyoruz: Bel fıtığı olana kadar çalıştırıp sonra işten attığınız işçiyi işe alıp özür dileyecek misiniz?"
"GAZİANTEP'TE PATRONLAR KANUNLARIN ÜSTÜNDE Mİ"
EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca ise, BİRTEK-SEN'in söz konusu paylaşımını alıntılayarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na şu soruyu sordu:
"7 yıllık Merinos işçisi İbrahim Halil Yabati'yi daha 33 yaşındayken bel fıtığı hastası yapan ağır çalışma koşulları değilse nedir? Bir işçi hasta olduğunda, rapor almak hakkı değil mi? Rapor aldığı için uyarı vermek hangi hukukta var? Senelik iznini kullanmak istediğinde neden iznini kullanamadı? Bel fıtığı olan ve durumu ağırlaşan bir işçiyi zoraki işe çağırmak ne oluyor? Peki ya neye göre tazminatsız işten çıkardınız? Merinos patronu iş yasalarına tabi değil mi? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Antep'te patronlar kanunların üstünde mi?"
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen Gaziantep'teki dokuma işçilerinin yaşadığı sorunları ve işten tazminatsız çıkarılan İbrahim Halil Yabatı hakkında şunları söyledi:
"DIŞARIDAKİ SICAKLIĞIN İKİ KATI SICAKLIKLARDA İŞÇİLER ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYOR"
"Merinos'taki son örnek İbrahim Halil Yabatı hakkında işçi arkadaşımızın yaşadığı mağduriyet, özellikle tekstil sektöründe pek çok iş kolunda olduğu gibi işçilerin iş sağlığı ve güvenliğinin ne kadar kötü durumda olduğunu gösteriyor. Daha dün Osmaniye'de bir tekstil fabrikasında Esin Albayrak adında 40 yaşında bir işçi çalıştığı yerde fenalaşarak hayatını kaybetti. Burada sıcaklar çok fazla. İnsanların hayatını tehlikeye atan düzeyde. Hatta ilgili bakanlıklar belirli saatlerde dışarıya çıkmayın diye uyarıyorlar ama insanları dışarı çıkmayın denen bu koşullarda, üstelik fabrikaların yarattığı ısının da eklendiğini düşünürseniz normalde dışardaki sıcaklığın iki katı, üç katı çıkan sıcaklıklarda işçiler çalışmaya devam ediyor. Bu fabrikaların pek çoğunda ne yazık ki klima sistemi ya hiç yok ya da tamamen yetersiz. Bu yüzden bir tekstil işçisi hayatını kaybetti.
Bu işçi arkadaşımızın yaşadığı dokuma fabrikalarında işçilerin hangi koşullarda çalıştığının önemli bir örneği. Ben de eski bir dokuma işçisiyim, halı dokuma işçisiyim. Merinos benim de eskiden çalıştığım bir fabrika. Ben orada çalışırken de bel fıtığına yakalandım ama ben kısa süre sonra işi bıraktığım için ilerlemedi. Merinos'ta bunu çok sık duyuyoruz. Üstelik Merinos, Gaziantep'te halı fabrikaları içinde, ücret ve koşullarından dolayı en kurumsal en iyi fabrikalarından biri olarak biliniyor. Özellikle hak gaspları, yasa dışı uygulamalar gibi şeylerin de en az yaşandığı fabrikalardan biri olarak bilinir. En iyi bilinen fabrikanın durumu görmek, diğer fabrikadaki işçilerin hangi koşullarda çalıştığını anlamak bakımından fikir verir diye düşünüyorum.
"SAHİP OLDUKLARI SERVET, İBRAHİM HALİL GİBİ İŞÇİLERİN BELİNE BASARAK ÇIKTIKLARI BASAMAK"
Merinos Erdemoğlu Holding'e bağlıdır. Merinos'un patronu İbrahim Erdemoğlu bu yıl açıklanan listede Türkiye'nin en zenginleri listesinde birinci sırada. Kardeşi, yine bu fabrikanın patronlarından Ali Erdemoğlu'da üçüncü sırada. Yani Türkiye'nin en zenginlerinden üç kişiden ikincisi Merinos fabrikasının patronları. Ama Merinos'ta çalışan işçilerinde durumu da İbrahim Halil örneğinde olduğu gibi. Bir tarafta Türkiye'nin en zenginleri listesine giren fabrikanın patronu var, diğer tarafta da 7 yıldır bu fabrikada çalıştığı halde hala kirada oturan bir de bu fabrikada bel fıtığına yakalanan ve bel fıtığından dolayı rapor alıp izin istediği için devamsızlıktan tazminatsız işten atılan bir işçi var. Burada şunu görmek gerekiyor, çalışmayacak duruma gelen bir işçinin ya da tekstilde çalışırken çalıştığı yerde fenalaşıp ölen bir işçinin, bu tekstil patronlarının elde ettiği servet arasında doğrudan bir bağ var. Şunu söyleyebiliriz, Merinos patronunun Türkiye'nin en zengini olmasını aslında İbrahim Halil gibi işçilerin bel fıtığı olma pahasına bu şansa sahip oluyor. Bu şu demek, sahip oldukları servet, sahip oldukları zenginlik İbrahim Halil gibi işçilerin beline basarak çıktıkları basamak. Geride yüzlerce işçinin meslek hastalığına, çalışmayacak duruma gelene kadar meslek hastalığına yakalanması ve bir o kadar da işçinin hayatını kaybetmesi pahasına bu zenginlikler elde ediliyor. O yüzden Merinos'ta bu olayın münferit olmadığını söylemek isterim. Çünkü Merinos işçileri içinde, özellikle beş yıldan fazla çalışmış işçilerin çoğunda bel fıtığı boyun fıtığı gibi aslında meslek hastalığı diyebileceğimiz hastalıklar var.
"20 YIL ÖNCE 3 KİŞİNİN YAPTIĞI İŞİ ŞİMDİ BİR KİŞİ YAPIYOR
Merinos'ta şöyle bir uygulama var, görece ücretler diğer fabrikalara göre biraz daha fazladır. Ama örneğin bu fabrikada çalışan bir işçi diğer fabrikalara göre çok daha fazla çalışmak zorundadır. Ben 20 yıl önce çalıştım o fabrikada. Benim çalıştığım dönemde 3 kişinin yaptığı işi Merinos'ta şimdi bir kişi yapıyor. Ben 20 yıl önce Merinos'ta dokuma kalfasının aylığı asgari ücretin tam 4 katıydı. Ama şimdi asgari ücretin iki katına kadar düşmüş durumda. Geride kalan 20 yılda Merinos'ta çalışan bir işçi 2 kişinin yaptığı bir işi bir kişi yapıyor. 20 yıl önce bir kişinin aldığı ücreti iki kişiye paylaştırıyorlar ve ücretleri de aynı şekilde erimiş. Bu aslında sömürünün boyutunun ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Bunun sonucunda, İbrahim Hali örneğinde olduğu gibi işçiler, yıllarca çalıştıktan sonra bel fıtığı, boyun fıtığı gibi işyerinin yüksek temposuna ayak uyduramayacak hale geliyorlar. Buna ayak uyduramayınca çok sık rapor almak zorunda kalınca da kapı önüne atılıyorlar."
"İŞÇİ ARKADAŞIMIZI TAZMİNATSIZ İŞTEN ATIYORLAR"
Türkmen, Yabatı'nın işyerinde yaşadığı sorunları ise şöyle anlattı:
"Burada İbrahim Halil Yabatı örneğinde yaşanan olay şu; işçi arkadaşımız 7 yıldır bu fabrikada çalışıyor. Ağır koşullarda çalışıyorlar. Bu tempo sonucunda bu işçi bel fıtığına yakalanmış ama haberi bile yok. Geçtiğimiz Kurban Bayramı'nda evdeyken beli kitleniyor. Bunun üzerine rapor alıyor. Raporu bitmeden birkaç gün önce duyuyor ki işyerindeki bölümünün müdürü rapor almasını sorun ediyormuş. İşçi arkadaşımız da vardiya amirini arıyor ve diyor ki; 'ben işten çıkmak istemiyorum, işimden memnunum. Benim işe ihtiyacım var ama benim durumum bu. Bel fıtığı oldum, belim kitlendi. Eğer rapor sorun oluyorsa iş yeri için, benim senelik iznim var içeride kullanmadığım. Bana izin verin. Rapor almayayım izne sayın diyor. '
Normalde senelik izin işçinin tatil hakkı için kullanılması. İşçi rahatsız olduğunda rapor alır aslında. Ama işçi bunu bile gözden çıkarıyor, fedakarlık yapıyor. Bunu bile yapmıyorlar, gitmediği rapordan sonra, gitmediği günleri 3 gün devamsız yazıyorlar. İşçi bu durumu anlatmak için fabrikaya gidiyor, vardiya amiri ile görüşüyor. İşçi vardiya amirinden küfür hakaret işitiyor. Sonra işçi müdüre şihayet edince, işçiyi hakaret konusunda haklı buluyor; vardiya amirini işten atıyorlar. Ama vardiya amirini tazminat vererek işten atıyorlar. Bu işçi arkadaşımızı da tazminatsız işten atıyorlar. Böyle bir durum. 7 yıl çalışmış orada bel fıtığına yakalanmış, rapor aldığı için rapor sorun oluyor diye izin kullanmak istemiş, senelik iznini bile vermemişsiniz bir de üstüne işçiyi işten atmışsınız.
"MESLEK HASTALIĞI OLARAK KAYDA GEÇİRMEK NEREDEYSE İMKANSIZ"
Sendika avukatının, işçi İbrahim Halil Yabatı için hukuki sürecin başlattığını belirten Mehmet Türkmen, şunları söyledi:
"Halı sektöründe, sektörün devi olan Merinos gibi bir fabrikada bir işçi, 7 yıl çalışıp bel fıtığı olma pahasına gece gündüz çalışıp sonra tazminatsız işten atılıyorsa, koşulları kötü fabrikalardaki işçilerin durumu hakkında da bize fikir veriyordur. O yüzden biz BİRTEK- SEN olarak burada örgütlü değiliz. Üyemiz değil. Ama üyemiz olsun olmasın, mücadele ediyoruz ve bu işçi arkadaşımız için avukatımız işlemleri başlattı. Biz bununla kalmayacağız. Eğer merinos bu mağduriyeti çözmezse bu kabul edilebilecek bir şey değil, bu arkadaşımızın yeniden işe alınması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Gerekirse Meclis’te gündeme getireceğiz.
İbrahim Halil arkadaşımızın durumu bir meslek hastalığı. Meslek hastalığı sayılması gereken birçok hastalık bu ülkede meslek hastalığı sayılmıyor. Meslek hastalığı olarak kayda geçirmek neredeyse imkansız. Türkiye sanayisinin en büyük kentlerinden olan Gaziantep'te meslek hastalıkları hastanesi yok. Bu aynı zamanda bu durumda olan işçilerin sorunlarını gündeme getirmek bakımından da önemli."