"Editör, kardeş, zor gün yoldaşı..." Barış Pehlivan: Ve şimdi de sadece gerçeğin önünde eğildiği için mahpus bir gazeteci
Gazeteci Barış Pehlivan, Cumhuriyet'teki yazısında tutuklanan editörümüz Furkan Karabay'ı anlattı. Pehlivan, “Furkan gibi bir gazetecinin, “terör örgütlerine hedef gösterme” gibi zül sayılacak bir ithamla cezaevine atılmasının ayıbını yazmayacağım” diye yazdı.
Sarallar grubundan Barış Saral’ın yargılandığı davanın tutanağını haberleştirmesinin ardından “terörle mücadelede görev almış kişiyi hedef gösterme” suçunu işlediği iddiasıyla tutuklanan editörümüz Furkan Karabay’ı gazeteci Barış Pehlivan Cumhuriyet’teki ‘Unutmayın’ başlıklı yazısında anlattı.
Pehlivan, yazısının başında Furkan’ın gelişim öyküsünü şöyle anlattı:
“Kayseri’de, 1996’nın bir bahar gününde doğdu. Annesi ve babası memurdu, şehir şehir dolaştı onlarla. İç Anadolu’da ve Ege’de büyüdü...
Ailesi beş vakit namazını hiç aksatmayan, seküler milliyetçi bir yaşam tarzını benimsemişti. Önce onlardan etkilendi, İslamı öğrendi. Hep çok okuyor, hep öğrenmek istiyor, hep keşfediyordu. Lise hayatının ilk zamanlarında Nihal Atsız’ın kitaplarını hatmetti. Öyle ki Aydın’da Ülkü Ocakları’nda Atsız üzerine seminerler dahi verdi.
Daha sonra Söke’de arkadaşlarıyla bir kitapçıyı mesken tuttu. Orada bir yandan bağımsız Avrupa filmlerini izler, diğer yandan kitaplar üzerine sohbet ederlerdi. O yıllarda milliyetçi damarının yanına sol düşünceyi de ekledi.
Ailesi tıpkı ağabeyi gibi hukuk okumasını istiyordu. Halbuki onun rüyası gazeteci olmaktı. Hayaline sarıldı, sıkı bir Fenerbahçeli olarak Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne girdi. Orada Fransızca ile tanıştı.
Üniversitedeyken bu satırların yazarının ve Barış Terkoğlu’nun kapısını çaldı. Gazetecilik aşkıyla yanıyordu. Çok merak etti, çok sordu, çok çalıştı. Ağabeyi gibi avukat olmadı ama iyi bir adliye muhabiri olma yolunda koşuyordu. Türkiye’de bu alanın büyük bir bedeli vardı, onu biliyordu ama hiç pes etmedi. Asi karakterini ve inadını satırlarına yansıttı. “Evet, bu yol dikenli ve ateşli ama doğru” diyordu hep.”
‘EDİTÖR, KARDEŞ, ZOR GÜN YOLDAŞI’
Furkan’la birlikte çalıştığı 6 yılda, kardeşi ve zor günlerin yoldaşı olduğunu yazan Pehlivan, “Ve şimdi de sadece gerçeğin önünde eğildiği için mahpus bir gazeteci” dedi.
Furkan’ın tutukluluk haberini aldığında babasının, avukat olan ağabeyine “Biz dik duracağız ki siz de dik duracaksınız” dediğini aktaran Pehlivan, “Furkan gibi bir gazetecinin, “terör örgütlerine hedef gösterme” gibi zül sayılacak bir ithamla cezaevine atılmasının ayıbını yazmayacağım” ifadelerini kullandı.
Pehlivan, yazısını sonlandırırken, Furkan’ı sorgulayan savcının tutuklama gerekçesine yazdıklarını da aktararak şu ifadeleri kullandı:
““İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar tarafından 05/09/2023 tarihinde HSK’ye gönderilen dilekçenin üzerinden dört aya yakın bir süre geçti ve gündemden kalktı.”
Yani...
Diyor ki bir cumhuriyet savcısı: “Ey gazeteci! Rüşvetmiş, para karşılığı uyuşturucu baronlarının cezaevinden çıkmasıymış, adaleti cüzdanına tahvil eden yargı mensuplarıymış... Kimse bunları hatırlatmazken sana ne oluyor? Unut bunları, yoksa tutuklanırsın!”
Bu da bize, bu satırları okuyan herkese dert olsun. Unutmayın e mi?”