Erdoğan'ın iki dudağının arasında yaşam mücadelesi... Emekli general Çetin Doğan'ın eşi Nilgün Doğan: Verilen müebbet hapis cezası idam cezasına dönüştü
28 Şubat davasında hüküm giyen ve geçen gün rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan emekli general Çetin Doğan'ın eşi Nilgün Doğan yayımladığı mesajda, "eşim aleyhinde tesis edilen müebbet hapis cezası, fiilen idam cezasına dönmüş durumda" dedi.
28 Şubat davasında hüküm giyen ve Adli Tıp Kurumu’nun hakkında “kocamışlık ve sürekli hastalık” raporu düzenlemiş olmasına rağmen cezaevinde tutulmaya devam eden emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın safra kesesinin alındığı ve pankreatit riskinin de bulunduğu bildirilmişti.
Çetin Doğan’ın eşi Nilgün Doğan, yaptığı yazılı açıklamada, “Ülkemizde idam cezası bundan 20 sene önce kaldırıldı. Ancak adil olmayan ve siyasal bir saikle yürütülen yargılama neticesinde eşim aleyhinde tesis edilen müebbet hapis cezası, fiilen idam cezasına dönmüş durumdadır. Anayasanın Cumhurbaşkanına verdiği görev ve yetkiler kapsamında bir karar alınmadığı takdirde, idam cezasının infazı, eşimin hücresinde bulunan çağrı butonuna basamadığı ya da hastaneye zamanında yetiştirilemediği bir sonraki seferde gerçekleşecektir” ifadeleriyle kamuoyuna seslendi.
Nilgün Doğan, cezanın kaldırılması için işlemlerin Adalet Bakanlığı tarafından Cumhurbaşkanlığına gönderilmesine rağmen halen tamamlanmadığını hatırlattığı mesajının tamamında şunları kaydetti:
'MÜEBBET HAPİS CEZASI FİİLEN İDAM CEZASINA DÖNÜŞTÜ'
"Eşim Çetin Doğan, halen tutulmakta olduğu İzmir F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’nda 01.03.2024 günü (Cuma) tek başına tutulduğu hücresinde saat 23:00 civarında şiddetli bir göğüs ağrısı geçirmiştir. Ağrının şiddeti yüzünden hücrede bulunan acil çağrı butonuna dahi ulaşamamıştır. Bugün hala hayatta olmasını, bilinç kaybı yaşamadan alabildiği iki adet dil altı hapına borçluyuz. Butona ulaşabilecek kadar güç toplayabildikten sonra, en yakın hastanenin acil servisinden bir hekimin cezaevine gelebilmesine kadar Çetin’in tansiyon değeri 22’ye kadar yükselmiş, bunun üzerine kendisi aynı gece saat 01:00 civarında Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi’ne sevk edilmiştir. Burada yapılan ön tetkikler sonucunda Ege Üniversitesi Hastanesi’nin Kardiyoloji Bölümü’ne sevki uygun görülmüş ve gece saat 02:00 civarında sevki gerçekleştirilmiştir.
Ege Üniversitesi Hastanesi’nde yapılan ilk tıbbi müdahalelerin ardından yapılan tetkiklerde daha önce resmi sağlık raporlarıyla da tespit edilmiş olan safra kesesindeki çok sayıdaki taşlardan birinin vücutta yaşamsal risk oluşturacak şekilde tıkanma yarattığı görülmüş, 04.03.2024 tarihinde (Pazartesi) yapılan bir operasyon ile taş alınarak, safra kesesine stent takılmıştır. Safra kesesinin alınmasına yönelik ikinci bir operasyonun gerekliliği ve zamanlaması konusunda tetkikler devam etmektedir.
84 yaşındaki eşim, yaşamının son 14 senesinin yarısından fazlasını siyasal mahiyeti apaçık ortada olan çeşitli davalar kapsamında verilen adil olmayan kararlar nedeniyle üç farklı cezaevinde geçirmek zorunda kalmıştır. Son iki buçuk seneyi aşkın bir süredir de Buca F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’nda tek başına bir hücrede hayatını idame ettirmek durumunda kalmıştır. Kalp ve yüksek tansiyon dahil, hayati risk arz eden çeşitli kronik hastalıkları başta Adli Tıp Kurumu olmak üzere pek çok resmi ve hususi sağlık raporu ile halihazırda tespit edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu’nun eşim hakkında düzenlediği sürekli hastalık ve kocama halini tespit eden Nisan 2023 tarihli raporu sonrasında Anayasa m.104/16 (sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile cezanın kaldırılması) kapsamındaki sürecin işletilmesine yönelik işlemler Adalet Bakanlığınca Mayıs 2023’de resen tamamlanarak eşimle ilgili dosya Cumhurbaşkanlığı Makamına gönderilmiştir. Buna karşın anılı süreç her nedense bugüne kadar tamamlanmamıştır. Eşim bu zaman zarfında iki kez mide kanaması geçirmiştir. Eşimin kritik sağlık durumu nedeniyle bu hafta sonu yaşadıkları ise onun neredeyse ölümüne neden olabilecek mahiyettedir.
Bugün, ailem adına sesleniyorum. Ülkemizde idam cezası bundan 20 sene önce kaldırıldı. Ancak adil olmayan ve siyasal bir saikle yürütülen yargılama neticesinde eşim aleyhinde tesis edilen müebbet hapis cezası, fiilen idam cezasına dönmüş durumdadır. Anayasanın Cumhurbaşkanına verdiği görev ve yetkiler kapsamında bir karar alınmadığı takdirde, idam cezasının infazı, eşimin hücresinde bulunan çağrı butonuna basamadığı ya da hastaneye zamanında yetiştirilemediği bir sonraki seferde gerçekleşecektir."