İliç'teki maden faciasının ardından bir suç duyurusu daha
Yeşil Artvin Derneği, Erzincan’ın İliç ilçesinde meydana gelen maden faciasında sorumluluğu olanlar hakkında suç duyurusunda bulundu.
Yeşil Artvin Derneği, Erzincan İliç’de meydana gelen maden faciasıyla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusu öncesi açıklama yapan Dernek Başkanı Neşe Karahan, "Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği eski Bakanı Murat Kurum, 'ÇED raporuyla heyelanın ne ilgisi var, faaliyet raporunu biz vermiyoruz' gibi bakanlığın ve kendisinin sorumluluğunu yok sayan açıklamalarda bulunmuştur. Bu zihniyet Bursa Orhaneli’de, Eskişehir’de, Fatsa’da yeni oluşacak suç mahallilerinin de işaretini vermektedir, aynı zamanda da Artvin'de. Her zaman dediğimiz gibi; sistem değişmedikçe yaşadıklarımız yaşayacaklarımızın teminatıdır" dedi.
Karahan, şunları söyledi:
"İLİÇ’TE KATLİAMA İZİN VERENLER YARGILANSIN"
"İliç Çöpler Altın Madeni’nde yığın liçi sahasında meydana gelen kayma sonucunda büyük bir ekolojik yıkım yaşandı ve 9 işçi bugüne kadarki ihlaller ve ihmaller sebebiyle vahşi madencilik yüzünden hayatını kaybetti. İktidar, şirketler lehine Maden Kanunu’nda değişiklikler yapma derdindeyken yaşanan bu facia Maden Yasası’nı şimdilik askıya aldırdı. Bugüne kadar çeşitli kanunlarda ve yönetmeliklerde yapılan değişiklikler sayesinde maden firmalarının istedikleri her yerde ve her şeye rağmen madencilik yapabilmelerinin önü açılmış ve adına kamu yararı denmişti. Yaşanan bu felaket tüm uyarılara rağmen önlem alınmaması ve daha fazla kar için kapasite artışlarına göz yumulması, gerekli denetimin yapılmaması sebebiyle göz göre göre geldi. 10 milyon metreküp siyanür dahil ağır metal içerikli kimyasal atık işçilere mezar oldu. Uygar Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hakan Ersoy, dünya literatüründe maksimum 150 metre olan liç yığınının burada 257 metreye ulaştığını tespit ettiklerini; kontrol edilemeyen bir liç yığınında su içeriğinin fazla olduğunu ve üretim sahasındaki patlatmalara çok yakın yığıldığını, felaketin göz göre göre geldiğini' belirtiyor. Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ahmet Soysal ise 'siyanür dışında yüksek derecede tehlikeli toksin kimyasallar Fırat’a eninde sonunda karışacak, uluslararası boyutta bir skandala doğru gidecek' diyor. Yaşanan felaketin ekolojik boyutunu ve halk sağlığı kısmını yönetemeyen iktidar krizi kendi adına yönetmeye çalışmaktadır.
"SİSTEM DEĞİŞMEDİKÇE YAŞADIKLARIMIZ YAŞAYACAKLARIMIZIN TEMİNATIDIR"
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği eski Bakanı Murat Kurum daha da ileriye gitmiş ve 'ÇED raporuyla heyelanın ne ilgisi var, faaliyet raporunu biz vermiyoruz' gibi bakanlığın ve kendisinin sorumluluğunu yok sayan açıklamalarda bulunmuştur. Bu zihniyet Bursa Orhaneli’de, Eskişehir’de, Fatsa’da yeni oluşacak suç mahallilerinin de işaretini vermektedir, aynı zamanda da Artvin'de. Her zaman dediğimiz gibi; sistem değişmedikçe yaşadıklarımız yaşayacaklarımızın teminatıdır. Bu sebeple tüm yurtta ekolojistler olarak firma yöneticileri, dönemin bakanı Murat Kurum, ilgili birim ve müdürlükler için suç duyurusunda bulunuyoruz. Birazdan konu ile ilgili dilekçemizi savcılığa teslim edeceğiz. Yeryüzünü yok oluşa sürükleyen, canlı yaşamını umursamayan sadece belli azınlığın çıkarı için hareket eden sistemin sonucudur İliç’te yaşananlar ve bu yaşananlar ilk değildir. 2021 yılında Giresun’un Şebinkarahisar ilçesinde, Yedikardeş köyü yakınlarında Yıldızlar Holding’e ait NESKO Maden’in işlettiği kurşun, çinko, bakır Ocağı’nda yaşanan atık barajı duvarında çökme gerçekleşti. 4500 ton ağır metal içerikli kimyasal atık önce Darabul Deresi’ne ardından da Kelkit Vadisi’ne yayılarak Kılıçkaya Barajı’na ulaştı. 9 ay sonra 30 Ağustos 2022’de Tema Vakfı tarafından alınan numunelerin analizinde görüldü ki, bakanlıkça yapılan tüm çalışmalara rağmen doğal varlıklar üzerindeki kirlilik sınır değerlerin altına indirilememiştir. Ağır metaller, limitlerin çok üzerindedir ve yetişkinler için dikkat çekici, çocuklar için ise yüksek kanser riski söz konusudur. Üstelik bölgedeki kirlilik ve kanser riski uzun yıllar boyunca devam edecek düzeydedir. TEMA’nın Şebinkarahisar’daki numunelerden elde ettiği analiz sonucu yaşanan felaketin yıllarca süren etkisini göz önüne sermiştir. Firmaya karşı ise çevre izin ve lisans belgesinin iptali ve idari para cezası gibi ceza bile sayılamayacak uygulamalar hayata geçirilmişti. 3 ay sonra ise sanki felaket yaşanmamış gibi firma tekrar çalışmaya başlamıştı.
"MADENCİLİK FAALİYETLERİ DURDURULMALI MADEN DERHAL KAPATILMALIDIR"
Şimdi Erzincan İliç’ten de benzer şekilde süreç yaşanıyor. Firmanın çevre izin ve lisans belgesinin iptal edilmesi yeterli değildir. İliç’te tüm madencilik faaliyetleri durdurulmalı, maden derhal kapatılmalıdır. Kapatılacak madende çalışan işçilere emeklerinin sömürülmeyeceği yeni istihdam alanları yaratılmalıdır. Etkin bir yargı süreci başlatılmalı, sadece şirket yetkilileri değil, işletme ve kapasite artırımına izin veren mülki amirler ve bürokratlar da yargılanmalıdır. Vahşi madencilikten vazgeçilmeli; halkı ve ekosistemi önceleyen yasalar konmalıdır. Arkadaşlar aynı felaket bizde hem Cerattepe’de yıllardır zaten biliyorsunuz hem de Yukarı Maden köyünde yani HOD’da şu anda ilk adımlarını atmış bulunuyor. Aynı zamanda Gümüşhane Salınbaş altın madencilikte hazırlıklarını sürdürüyorlar. Zaten Artvin’in her yerinde merkez ilçenin yüzde 92'si Artvin’in yüzde 72'si tümüyle Artvin il sınırının yüzde yetmiş biri maden sahasına açılmıştır. Onun için bu suç duyurusu da çok önemlidir. Mücadelemiz devam ediyor ve sonuna kadar mücadelemiz devam edecek."
Kaynak: ANKA