Eski Interpol Daire Başkanı'ndan Çarpıcı 'Narin' Açıklaması: Asıl Sorulması Gereken Soruyu Sormadılar
Interpol Daire Başkanlığı da yapmış tecrübeli sorgucu Mustafa Aydın, Narin Güran cinayetiyle ilgili çok önemli bir noktayı işaret etti. Sorgunun en başından "Bu çocuk neden öldürüldü" sorusu üzerine kurulması gerektiği söyleyen Aydın, Narin'in öldürülmesinde yalnızca iki neden olabileceğini söyledi.
Türkiye'yi sarsan Narin Güran cinayetiyle ilgili soruşturma devam ederken, "Katil kim?" sorusu hala yanıt bulabilmiş değil. 8 yaşındaki çocuğun ölümünün araştırılmasına ilişkin zafiyetlerle ilgili konuşan eski Interpol Daire Başkanı Mustafa Aydın, cinayetin üzerinden yaklaşık bir ay geçmesine rağmen bütün yönleriyle çözülememiş olmasına hayret ettiğini söyledi. Aydın, olayı çözmek için yanlış yerden başlandığını ve gizli olan sorgu tutanaklarının basına servis edilmesinin olayı karmaşık hale getirdiğini belirtti.
Emekli olmasına rağmen mesleğinden kopmayan Mustafa Aydın, Sözcü'ye şu açıklamalarda bulundu:
"8 yaşındaki bir çocuğu niye öldürürler, neden öldürürler? Bulunduğu çevre, çocuğun ilişkileri, çocuğun cinsiyeti bizi cinayetin asli failine yaklaştıran önemli donelerdir. Bunların üzerinde soruşturmanın iyi bir istihbarat çalışmasıyla koordine olması gerekir. Bunları anlamadan, dinlemeden rastgele insanları sorguya çağırarak kendi elinizle olayı kasten değil ama kopartmaya ya da faile yaklaşan yolda inkıtaya uğramaya neden oluruz.
'BİR NUMARAYA 'NEDEN?' YAZILMALIYDI'
Onun için bir numaraya, “Bu maktul niçin öldürüldü” sorusunun cevabı dosdoğru yerine konulmalı. Bu cevap yaklaşık olarak belirlendiği zaman faile giden yol kısalır. Tavşantepe köyünün insanları, inançları, gelenekleri, sosyal yapıları, etnik faktörler vesaire her şey soruşturmacı için dar bir alan sayılır. Bu dar alanda eğer Narin’in öldürülme sebebi üzerinde istihbari mahiyette durulmuş olsaydı çok önemli bilgilere ulaşılırdı.
'ANNENİN VÜCUT DİLİ DİKKAT ÇEKİCİ'
Annenin, abinin, amcanın durumu bana enteresan geliyor. Annenin şöyle bir ifadesi yansıdı: “Bilmiyorum, görmedim, duymadım. Narin’i kim öldürdüyse Allah belasını versin.” Çok soğukkanlı bir ifade bu. Şöyle düşünüyorum: 8 yaşındaki kızını kaybetmiş anne komşusunun kızıyla ilgili dahi olsa “Narin’i kim öldürdüyse Allah belasını versin inşallah” der. Annenin soğukkanlılığı ve vücut dili gerçekten dikkat çekici. Abinin durumu yeterince araştırıldı mı bilmiyorum. Uyuşturucu bağımlılığı bilgileri doğru mu bilmiyorum. Kimseyi suçlamak ya da töhmet altında bırakmak değil işimiz. Tecrübeyle konuya yorum getirmeye çalışıyoruz. Böyle bir durum varsa incelenmeli.
'OLAYI KAPATMAK İSTEYEN ORGANİZE GÜÇLER OLABİLİR'
Eğer karşınızda bu olayı kapatmak isteyen birtakım organize olmuş güçler varsa bu güçlerin de kolluğu yanıltmaları, yanlış yola sevk etmeleri, asılsız ihbarlar uydurmaları aramalarla vakit geçirmelerine neden olmaları her zaman mümkündür. Nereden destek aldıklarını biliyor olmamız faile biraz daha yakın olmamız anlamına gelir. Çünkü o desteği verenlerin desteği kanıtlanmış, biliniyor ise meselenin özüne doğru da gidilmesi çok daha kolay olacaktır. Muamma işte orası. O ailenin, çevrenin insanları topyekûn bir güç oluşturup burada soruşturmanın uzamasına neden olan bir görüntü vermelerini ifade ediyorum.
'CİNAYETİN İKİ SEBEBİ OLABİLİR'
Narin’in cinayeti iki konudan birisidir mutlaka; biri cinsel taciz, istismar buna benzer bir hareket söz konusu olabilir. Bu tacizi yapan kişi aile içinde olması gerekiyor. Neden? Çünkü bu çocuk böyle bir tacize, istismara uğramış, öldürülme nedeni buysa, bunu gerçekleştiren fail aile dışında ise onun da o töre gereği olarak ortadan kaldırılması gerekirdi. O zaman bu kadar saklı ve gizli bir şey olmazdı. Bu aile içinde olmuş bir hareketse gizlenme nedeni ondan kaynaklanır, bu da Narin’in öldürülme sebebi olur. Diğer kuvvetli bir husus. Çocuğun büyükler arasındaki uygunsuz bir olayın şahidi olması nedeniyle delillerin ortadan kaldırılmasına yönelik işlenmiş bir cinayet olduğunu düşünebiliriz. Soruşturmanın önce ölüm nedeni üzerinde yoğunlaşması ve istihbaratla koordine edilmesi gerekirdi. O zaman köylüden rahat günlük konuşmaları arasına sızdırılmış elemanlarla bilgiler çok detaylıca alınabilirdi."
Kaynak: Sözcü