Gezi tutuklamalarının 365'inci günü
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve bağlı odalar, Gezi Parkı Davası tutuklamalarının 365’inci gününde bir araya geldi. Odaların açıklamasında, "Yürütülen yargı süreci, AKP iktidarının hukuk ve adalet anlayışının çarpıklığının en somut göstergesi olarak tarihe geçmiştir" denildi.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve TMMOB'a bağlı odalar, Gezi Parkı Davası tutuklamalarının birinci yılı nedeniyle Mimarlar Odası’nda basın açıklaması yaptı.
Açıklamaya TMMOB Başkanı Emin Koramaz, TMMOB Ankara İKK Sekreteri Seyit Ali Korkmaz, Mimarlar Odası Genel Başkan Yardımcısı Bülent Batuman, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkan Yardımcısı Ali Atakan, Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Muteber Osmanpaşaoğlu, Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Sekreteri Ömer Dursun Üstün, Ziraat Mühendisleri Odası İkinci Başkanı Mehtap Ercan Bilgen, Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Yazman Üyesi Esef Özat, İnşaat Mühendisleri Yönetim Kurulu Üyesi Anıl Şahin, TMMOB ve bağlı odaların yönetim kurulu üyeleri, siyasi parti, demokratik kitle örgütü, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve yurttaşlar da katıldı.
Açıklamayı TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Seyit Ali Korkmaz okudu. Korkmaz, şunları söyledi:
“Ülkemizin en görkemli halk hareketlerinden biri olan Gezi Direnişi hakkında iktidar güdümündeki mahkeme tarafından verilen o utanç vesikası kararının üzerinden tam bir yıl geçti. Aralarında TMMOB Yönetim Kurulu Üyemiz Mücella Yapıcı, Şehir Plancıları Odamızın İstanbul Şube eski Başkanı Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odamızın Hukuk Müşaviri Can Atalay’ın da bulunduğu arkadaşlarımız 1 yıldır, Osman Kavala ise 5 buçuk yıldır Gezi Direnişi’ni örgütledikleri gerekçesiyle cezaevinde tutuluyor. FETÖ hükümlüsü emniyet mensuplarının uydurduğu delillerle, FETÖ firarisi savcının kurguladığı iddianameyle yürütülen yargı süreci, AKP iktidarının hukuk ve adalet anlayışının çarpıklığının en somut göstergesi olarak tarihe geçmiştir. Artık hepimiz biliyoruz ki; siyasi iktidar hukuku, adaleti sağlamanın, haksızlıkları gidermenin bir aracı olarak değil, toplumsal muhalefeti cezalandırmanın bir aracı olarak kullanmaktadır. Siyasi iktidar hukuku, kendi gelecek planı önündeki engelleri ortadan kaldırmanın bir aracı olarak kullanmaktadır. Siyasi iktidar hukuku, siyaseten hesaplaşmaktan, siyaseten yüzleşmekten korktuğu gerçeklerden kaçmanın bir aracı olarak kullanmaktadır. Dostlarımız suç işledikleri için değil, halkın çıkarlarını savundukları için, Taksim Meydanı’na ve Gezi Parkı’na sahip çıktıkları için, iktidarın rant projelerine karşı çıktıkları için, mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirdikleri için cezaevindeler. Gezi Direnişi nasıl ki bu ülkenin yüz akı ve onurlu tarihinin bir parçasıysa, Gezi Davası’nda tutuklanan arkadaşlarımız da bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır.
“AKP’NİN OYUNCAĞI HALİNE GELMİŞ HAKİMLERDEN ADALETLİ BİR KARAR BEKLEDİĞİMİZ İÇİN NÖBET TUTMUYORUZ”
İktidarın ve yandaş medyanın pervasız saldırılarına rağmen hiçbir iftira, hiçbir senaryo, hiçbir karar arkadaşlarımızın masumiyetine ve haklılığına leke düşürmeyi başaramamıştır. Gezi Direnişi’nin arkasında dimdik durduğumuz gibi, Gezi Davası’nda yargılanan ve ceza alan arkadaşlarımızın da yanında dimdik durmaya devam ediyoruz. 365 gündür sürdürdüğümüz Adalet Nöbetleriyle, arkadaşlarımıza desteğimizi, arkadaşlarımızla dayanışmamızı dosta düşmana gösteriyoruz. Tutuklu arkadaşlarımıza verilen ve hiç azalmadan devam eden toplumsal destek onların mücadelelerindeki haklılıklarının göstergesidir. Bizler, AKP iktidarından adalet beklediğimiz için, AKP’nin oyuncağı haline gelmiş hakimlerden adaletli bir karar beklediğimiz için nöbet tutmuyoruz. Bizler arkadaşlarımıza olan özlemimizi, arkadaşlarımızın suçsuzluğuna olan inancımızı göstermek için nöbet tutuyoruz. Onların resimleriyle yan yana durmak bize kıvanç verdiği, onları seven dostlarıyla yan yana gelmek bize güven verdiği için nöbet tutuyoruz. Onların içerideki direngenliği ve yaratıcılığı bize nasıl güven veriyorsa, adalet arayışındaki bu kararlılığımızın onlara güç ve moral verdiğini bildiğimiz için nöbet tutuyoruz. Gezi Davası, ülkemizdeki diğer pek çok örneği gibi hukuki değil, siyasi bir davadır. Gezi Davası’nda verilen mahkûmiyet kararları, siyaseten verilmiş kararlardır. Bu kararların hükmü de siyasi iktidarın ömrü kadardır. İnanıyoruz ki 14 Mayıs’tan sonra bu ülkede adalet yeniden işlemeye başlayacak. Yargı organları iktidarın talimatlarına göre değil hukuka göre karar vermeye başlayacak. Ve arkadaşlarımız özgürlüklerine yeniden kavuşacak. İnanıyoruz ki yirmi gün sonra bambaşka bir ülkeye uyanacağız. Tüm dostlarımızla, özgürce, umutlu bir geleceği hep birlikte kuracağız. Kahrolsun İstibdat, Yaşasın Hürriyet!”
“TOPLUM VAR OLAN İKTİDARIN GİTMESİ İÇİN BÜTÜN FARKLILIKLARIYLA YAN YANA DURABİLİYORSA BU GEZİNİN YARATTIĞI BİR DEĞERDİR”
Oda yöneticileri de şu açıklamaları yaptı:
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan: “Mücella Yapıcı, Tayfun Karaman, Can Atalay, 365 gündür özgürlüğünden mahkûmlar ve gökyüzüne bakamıyorlar. Osman Kavala, 2002 gündür özgürlüğünden mahrum. Bugün 14 Mayıs seçimleri yaklaşırken, toplum var olan iktidarın gitmesi için bütün farklılıklarıyla yan yana durabiliyorsa bu Gezi’nin yarattığı bir değerdir. Bütün farklılıklarımızla ortak bir geleceğimiz olabilir mesajını o gün Gezi Direnişi vermiştir. Bugün yaşadığımız Gezi’nin bize armağanıdır. Arkadaşlarımız çıkacak, onlar tutuklandığı gün TMMOB Başkanı Emin Koramaz’ın konuşmasıyla başlayan nöbetimiz ısrarla devam etti. ‘Herkes yetmedi mi artık ne zaman bitireceksiniz?’ dedi. Bizim için sayıların önemi yok, tek başına kalsak da onlar çıkana kadar bu nöbet devam edecek. Bu nöbetler onlar aramıza katıldığında bitecek. En son nöbet fotoğrafını ve en son nöbet açıklamasını onlarla yapacağız. Gezi bizim onurumuz, bugüne taşınan çok önemli bir deneyimimizdir. Vicdan zorbalığa karşı direnecek dedik, vicdan zorbalığa karşı direniyor. 14 Mayıs’ta sandıklarda bütün masaları deviren bir vicdan masası olacak. Türkiye, arkadaşlarımızla birlikte özgürlüğüne kavuşacak.”
“GEZİ, TÜRKİYE SİYASETİNDE GERİ DÖNÜLEMEZ BİR KAVŞAK NOKTASIDIR”
Mimarlar Odası Genel Başkan Yardımcısı Bülent Batuman: Gezi Türkiye tarihi açısından bir kırılma noktasıydı. Toplumsal mücadelenin bugüne kadar görmediğimiz bir sıçramasıydı. Gezi AKP içinde bir dönüm noktasıydı, o günden bugüne kaybettiği meşruiyetine bağlı olarak daha fazla şiddette ve hukuksuzluğa sarıldı. Zorbaca bir tutumla toplumsal muhalefeti ve demokratik talepleri bastırmaya çalışan AKP iktidarı, geçtiğimiz 10 yılda gücünü artırdığını zannederken kaybetti. Bunun sonucunu önümüzdeki günlerde sandıkla göreceğiz ve bunun Gezi’nin Direnişi’nin sonucu olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Gezi, Türkiye siyasetinde geri dönülemez bir kavşak noktasıdır. Sadece meslek duyarlılarını gösteren ve etik bilinçle görevlerini yapan arkadaşlarımıza kesilen ceza hukuksuzdur. Karanlık bitecek, Gezi kalacak”
“ARKADAŞLARIMIZA CEZA VEREREK TOPLUMSAL MUHALEFETE TÜM HALKA SOPA GÖSTERDİLER”
Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Sekreteri Ömer Dursun Üstün: “Arkadaşlarımız iki kere beraat ettikleri davanın üçüncü defa açılmasıyla yargılandılar ve 18 yıl ceza aldılar. Meslek örgütlerinde bulunmaktan ötürü sorumluluklarının gereğini yerine getirdiler, doğruları ve yanlışları gösterdiler. Gezi’de bunu demokratik yöntemlerle itiraz ederek anlattılar. Arkadaşlarımıza ceza vererek toplumsal muhalefete tüm halka sopa gösterdiler bu bir tehditti aslında, bizlere gösterilen bu sopalar hem aklımızda hem vicdanımızda onların kırılan kalemleri olacak.”
TMMOB ve bağlı odalar, bu akşam 17.00-19.00 arasında Adalet Nöbeti tutacak.
Kaynak: ANKA