Gezi tutuklusu Tayfun Kahraman: Bizim mevzuat sorunumuz yok, sistem ve ahlak sorunumuz var
Gezi davasından tutuklu bulunan şehir plancısı Tayfun Kahraman, “Bizim mevzuat sorunumuz yok, sistem ve ahlak sorunumuz var” dedi. Kahraman, yıkımın bazı yerleşim yerlerini haritadan silecek boyutta olduğunu söyledi.
6 Şubat’ta yaşanan ve 10 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremi, depremin etkilerini Gezi Parkı davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan şehir plancısı Dr. Tayfun Kahraman, Medyascope’a değerlendirdi.
Kahraman, şunları söyledi:
"YIKIM BAZI YERLEŞİMLERİMİZİ HARİTADAN SİLECEK BOYUTTA"
"Yıkım ne yazık ki bazı yerleşimlerimizi haritadan silecek boyutta. Bunların bir kısmı yıkılmamış olsa da, arka arkaya iki depreme maruz kalan bu binalar da kullanılamaz hale geldi. Bu fotoğraf bize gösteriyor ki bir hata ya da eksikten bahsedemiyoruz. Doğru yapılan bir şey yoktu. Yapılan her şey hatalıydı. Şehirlerimizi bilimin ışığında deprem ve diğer afetlere dayanıklı olacak şekilde tasarlayıp inşa etmedik. Bilim insanları yıllardır felaketin yaklaştığını dile getirse de ne yazık ki yapı stokumuzun ne durumda olduğunu tespit etmedik, gerçekle yüzleşmekten kaçındık. Bununla da yetinmedik çıkarılan imar afları ile mühendislik hizmeti olmayan yapıları yasallaştırdık, zaten kırılgan olan yapılar üzerine yük bindiren kaçakları affettik, beklenen afeti daha da büyüttük. Çoğu insanımız yeni binalara güvense de onlarda da çok büyük hatalar yaptık. Yeterli denetim yapılmadığı için çok yeni yapılmış, yeni mevzuata uygun olduğu söylenen yapılar da benzer bir yıkıma maruz kaldılar. Demek ki bu yapılar mevzuata uygun yapılmadı ya da zemin koşullarına uygun şekilde projelendirilmedi.
"BİZİM MEVZUAT SORUNUMUZ YOK, SİSTEM VE AHLAK SORUNUMUZ VAR"
Güncel mevzuata ve Deprem Yönetmeliği’ne göre yapılmış olduğu söylenen binaların yıkılmasının nedeni ya yanlış yerde ya da yanlış şekilde yapılmış olmalarıdır. Bu mevzuat yürürlükteyken yapılan yapıların bu şekilde tümden göçmesi ancak gerekli zemin etütlerinin yapılmaması veya yapılmasına karşın bunların dikkate alınmaması, projelendirme ve inşaat sürecinde teknik gerekliliklerin yerine getirilmemesi ile açıklanabilir. Tabii ki en önemlisi uygulamanın yeterince denetlenmemesi ve bunu yapanların nasıl olsa kimse benden hesap sormaz demeleridir. Bizim mevzuat sorunumuz yok, sistem ve ahlak sorunumuz var"