Hakan Fidan: 'Ya tüm dünyaya yayılacak büyük bir savaş çıkacak ya da büyük bir barış'

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lökke Rasmussen ile düzenlediği ortak basın toplantısında; "Gazze’de tüm insanlık bir yol ayrımında. Buradan ya tüm dünyaya yayılacak büyük bir savaş çıkacak ya da büyük bir barış çıkacak" ifadelerini kullandı.

Hakan Fidan: 'Ya tüm dünyaya yayılacak büyük bir savaş çıkacak ya da büyük bir barış'

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lökke Rasmussen ile bugün Ankara'da bir araya geldi.

İki bakan görüşmelerinin ardından Dışişleri Bakanlığı'nda ortak basın toplantısı düzenledi.

Fidan burada yaptığı açıklamada, "Gazze’de tüm insanlık bir yol ayrımında. Buradan ya tüm dünyaya yayılacak büyük bir savaş çıkacak ya da büyük bir barış çıkacak. Türkiye’nin tercihi barıştan yanadır. İsrail bir tercih yapmak zorunda. Filistinlilerin varlığını yok saymak, Filistinlilerin haklarını göz ardı etmek, Filistinlilere baskı ve zulüm uygulamak İsrail’e barış getirmedi ve getirmeyecek. İsrail huzur ve güven içinde olmak istiyorsa Filistinlilerin kendi topraklarında ve devletlerinde yaşama hakkına saygı duymak zorundadır. İsrail bunu yapmazsa kendisini her defasında daha da büyüyen bir şiddet ortamı ve sarmalının içinde bulacaktır" ifadelerini kullandı.

Fidan, şöyle konuştu:

“Görüşmemizde her alanda diyaloğumuzu sürdürme ve iş birliğimizi sürdürme yönündeki ortak irademizi teyit ettik. Terörizmle mücadele alanında Danimarka’yla daha yakın çalışmak istiyoruz. Müttefikliğin gereği olarak savunma sanayi alanındaki iş birliğimizi de artırmamız gerekiyor. AB’ye katılım sürecimizin canlandırılması için Danimarka’dan da daha yapıcı bir tutum sergilemesini beklediğimizi ifade ettik. Diğer taraftan Danimarka’nın sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik yaşantısına ciddi katkılar sağlayan Türk toplumu ilişkilerimizin gelişmesinde önemli bir yere sahip.

“DANİMARKA’DA BU NEFRET SUÇUNUN ÖNLENMESİNE VE FAİLLERİN CEZALANDIRILMASINA YÖNELİK BİR MEVZUAT ÇALIŞMASI BAŞLATILMIŞTIR. BU YASA TASARISI KUTSAL KİTAPLARA YÖNELİK SALDIRILARA PARA VE 2 YILA KADAR HAPİS CEZASI ÖNGÖRMEKTE”

Danimarka’nın kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’i hedef alan saldırılara sahne olması bizi son derece rahatsız etmektedir. Kutsala saygısızlık, ifade özgürlüğü kapsamında asla değerlendirilmemeli. Bu tür provokasyonlara da müsaade edilmemelidir. Bu provokatörlerin toplumsal huzuru bozmalarına, insanları birbirlerine karşı kışkırtmalarına da seyirci kalınmamalıdır. Danimarka’da bu nefret suçunun önlenmesine ve faillerin cezalandırılmasına yönelik bir mevzuat çalışması başlatılmıştır. Bu yasa tasarısı kutsal kitaplara yönelik saldırılara para ve 2 yıla kadar hapis cezası öngörmekte. İstişare süreci tamamlanan bu tasarının bugün Danimarka parlamentosuna iletildiğini memnuniyetle öğrendik. İslam düşmanlığıyla mücadelede önemli bir adım olduğunu düşündüğümüz bu sürecin bir an önce tamamlanmasını da ümit etmekteyiz.

“BUGÜN FİLİSTİNLİLERİN KENDİ TOPRAKLARINDAN ATILMASINA GÖZ YUMANLAR, YARIN HUKUKTAN, İNSAN HAKLARINDAN BAHSEDEMEZLER”

Filistin’deki son gelişmeleri de ele aldık. Gazze’de çoluk çocuk, hasta yaşlı demeden herkesin acımasızca hedef alınması, hastanelerin, camilerin, kiliselerin bile bombalanması bildiğiniz gibi bir insanlık suçudur. İsrail, en ağır biçimde uluslararası hukuku ihlal etmektedir. Bu zulüm karşısında sessiz kalamayız. Vicdan sahibi olan, insan hayatına saygı duyan, insan haklarına gerçekten inanan herkes bu vahşete dur demelidir. Ateşkes ilan edilmesi için uğraşmalıdır. İnsani yardımların Gazze’ye kesintisiz ulaşması için çaba gösterilmelidir. Gazze’de masum sivillerin öldürülmesine ses çıkarmayanlar, İsrail’in zulümlerine destek çıkanlar bu zulmün ortağı durumuna düşmektedirler. Biz hiçbir zaman zulme ortak olmadık, bu zulme de ortak olmayacağız. Bugün Filistinlilerin kendi topraklarından atılmasına göz yumanlar, yarın hukuktan, insan haklarından bahsedemezler. Cumhurbaşkanımızın da açıkça vurguladığı üzere İsrail’den istediğimiz barış çağrımıza kulak vermesidir.

“GAZZE’DE TÜM İNSANLIK BİR YOL AYRIMINDA. BURADAN YA TÜM DÜNYAYA YAYILACAK BÜYÜK BİR SAVAŞ ÇIKACAK YA DA BÜYÜK BİR BARIŞ ÇIKACAK”

Gazze’de tüm insanlık bir yol ayrımında. Buradan ya tüm dünyaya yayılacak büyük bir savaş çıkacak ya da büyük bir barış çıkacak. Türkiye’nin tercihi barıştan yanadır. Nitekim bu anlayışla yola çıkarak 7 Ekim’den bu yana soruna taraf olan, sorun hakkında fikri bulunan bütün aktörlerle görüştük. Bunlar neticesinde oluşan kanaatimizce İsrail bir tercih yapmak zorunda. Filistinlilerin varlığını yok saymak, Filistinlilerin haklarını göz ardı etmek, Filistinlilere baskı ve zulüm uygulamak İsrail’e barış getirmedi ve getirmeyecek. İsrail huzur ve güven içinde olmak istiyorsa Filistinlilerin kendi topraklarında ve devletlerinde yaşama hakkına saygı duymak zorundadır. İsrail bunu yapmazsa kendisini her defasında daha da büyüyen bir şiddet ortamı ve sarmalının içinde bulacaktır.

“İSRAİL VE FİLİSTİN ARASINDA KALICI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BARIŞIN TESİSİ KÜRESEL DÜZEYDE BAŞKA BAZI SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN DE BİR BAŞLANGIÇ VE UMUT TEŞKİL EDECEKTİR”

Biz Türkiye olarak sorunun tüm taraflarına sağduyuyu telkin ediyoruz. Bölge dışı aktörlere dayanışma kisvesi altında İsrail’in işlediği suçlara ortak olmamalarını tavsiye ediyoruz. Krizin yayılmasını önlememiz lazım. Aksi takdirde küresel düzeyde çok daha kötü gelişmelere tanıklık edebiliriz. Çözümün yegane yolu 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip, bağımsız, egemen Filistin devletinin hayata geçirilmesiyle mümkündür. Bu konuda herkes sorumluluk almalı ve somut adımlar atmalıdır. Bizim garantörlük mekanizması önerimizin altında işte bu anlayış yatmaktadır. Bu mekanizmada bölgedeki Müslüman ülkelerinde aktif bir rol üstlenmelerini arzu ediyoruz. İsrail ve Filistin arasında kalıcı ve sürdürülebilir barışın tesisi küresel düzeyde başka bazı sorunların çözümü için de bir başlangıç ve umut teşkil edecektir. Türkiye olarak çabalarımızı bu yapıcı anlayışla sürdüreceğiz.

Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lökke Rasmussen ise şunları söyledi:

“HİÇBİR ŞEKİLDE İSRAİL HALKINA, SİVİLLERE KARŞI GERÇEKLEŞEN BİR SALDIRIYI DESTEKLEMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL”

“Türkiye bölge politikasında son derece önemli rol oynayan, dünya politikasında ve Orta Doğu’da önemli rol oynayan bir aktör. Bu rolün belli sorumlulukları da var. Gazze’deki durum hepimizi çok endişelendiren bir husus. Sadece insani boyut değil, aynı zamanda Danimarka hükümeti Hamas’ın gerçekleştirmiş olduğu terörist saldırıyı kınıyor. Hiçbir şekilde İsrail halkına, sivillere karşı gerçekleşen bir saldırıyı desteklememiz mümkün değil. Hamas’ın bir terör örgütü olduğunun bir kez daha makul gerekçelerle tekrarlamak istiyorum. İnsani krizi önlemek, bunun boyutlarını daha da daraltmak için çalışmalıyız. İnsani koridorların gerçekleşmesini sağlamalıyız. Barış sürecinin yeniden canlandırılması için çalışmalarımızı sürdürmeliyiz. İki devletli bir çözüm, kalıcı bir barışın en temel koşulunu teşkil edecektir. İsveç’in NATO’ya katılmasıyla ilgili olarak başvurusunu da görüştük. Bu sürecin hızlıca tamamlanmasını ümit ediyoruz. İsveç, NATO’ya katılmaya hazır. Çok da uzun süren bir katılma süreci oldu. İsveç komşu ülkemiz. NATO ittifakına katılmasının önemli olduğunu ve Avrupa’nın bütün köşelerinde bunun güvenliği teşvik edeceğini ümit ediyoruz.”

Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lökke Rasmussen’in Hamas ile ilgili sözleri üzerine Bakan Fidan şunları söyledi:

“HAMAS’I TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK TANIMADIĞIMIZI KENDİLERİNE DE SÖYLEDİK”

“Terörle ilgili yorumlarımızda farklılıklar var. Bizim terör örgütü olarak tanıdığımız YPG ve FETÖ’yü başka ülkeler terör örgütü olarak tanımamakta. Aynı şekilde biz de Filistin devletinin bir parçası olan, devlet sisteminde bir siyasal parti olan Hamas’ı da terör örgütü olarak tanımadığımızı kendilerine de söyledik. Ama bu bizim sivillerin öldürülmesini kabul ettiğimiz manasına gelmiyor. Tam tersine en baştan beri kınadığımızı söyledik.”