Hapishanede tecrit içinde tecrit: Sohbet hakkı tam uygulanmıyor, kitaplar geç veriliyor, elektrik faturaları çok yüksek

İzmir 2 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Deniz Şah, Gerçek Gündem’e ulaştırdığı mektubunda ayda 40 saat olan sohbet haklarının 2 saat uygulandığını ve pek çok haklarının cezaevi yönetimi tarafından engellendiğini ifade ediyor.

Şah, sohbet haklarının 2 saat uygulanıyor oluşunu şöyle anlatıyor:

“Ayda 40 saat uygulaması Adalet Bakanlığı genelgesiyle karara bağlanmış olan sohbet hakkımız ayda yalnızca 2 saat uygulanıyor, alay edercesine.”

Şah mektubunda havalandırma süreleri ile ilgili hak gaspını şu sözlerle ifade ediyor:

“Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü arkadaşlarımıza uygulanan tecrit içinde tecrit uygulamaları sürüyor. Tek tutulmaları hapishane idaresine yetmiyor ki havalandırma süreleri 1 saatte sınırlanıyor. 2-3 saat ne gökyüzünü görüyor ne de uzaktan da olsa bir dost, bir insan sesi duyabiliyorlar.”

GELEN KİTAPLAR 2 AY SONRA VERİLİYOR

Şah’ın mektubunda öne çıkan diğer konular ise şöyle:

“Öncelikle, kitap ve dergi alma sorunumuz olanca yakıcılığıyla sürüyor. Alacağımız kitap sayısı hala 20’yle sınırlı, gelen kitaplar 2 ay sonra ancak veriliyor, bazı kitaplara herhangi mahkeme kararı olmadığı halde yasak kararı veriliyor. Benzer şekilde ailelerimizin gönderdiği dergiler, yine hukuka, akla, mantığa aykırı bahanelerle siyasi içeriklerinden dolayı verilmiyor.

200 TL’DEN FAZLA ELEKTRİK FATURASI GELİYOR

Günde yalnızca birkaç defa çay için su kaynatmamamıza rağmen 200 liradan fazla elektrik faturası kesilerek tam bir soygun yapılıyor. Dışarıdaki yoksul halkımız gibi bize de 3-4 misli para ödettirilmeye çalışılıyor.”

Şah, yazdıkları pek çok mektuba rağmen sınırlı sonuç alabildiklerine değinerek “‘F Tipi’ denilen bu katliam araçlarını, burada haklarımıza, düşüncelerimize ve bedensel varlığımıza yönelik hiçbir saldırıyı kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz” diyor.

YILLARDIR YAZIYORUZ, SINIRLI SONUÇ ALABİLDİK

Deniz Şah, yaşadıklarıyla ilgili on binlerce mektup yazıldığını belirterek, şunları kaydetti:

“Sizlere; aydınlara, gazetecilere ve basın kuruluşlarına, demokrat kurumlara, insan hakları örgütlerine, siyasetçilere… Yıllardır bu konularda on binlerce mektup yazdık, e- mail gönderildi. Somut anlamda sınırlı sonuç alabildik. Peki neden ısrarla yazıyoruz! Yazıyoruz, yazmaya devam edeceğiz, çünkü biz insanları manen, fiziken ve düşünsel olarak yavaş yavaş öldürmek amacıyla inşa edilmiş ve bu mantıkla yönetilen “F Tipi” denilen bu katliam araçlarını, burada haklarımıza, düşüncelerimize ve bedensel varlığımıza yönelik hiçbir saldırıyı kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz.”

Kaynak: Gerçek Gündem