Hastanelerde randevu çilesi: "Ben ne yapayım, öleyim mi?"
Devlet hastanelerinde yurttaşların randevu çilesi bitmek bilmiyor. Bir yurttaş, "Onkoloji hastasına randevu verdi. Hasta öldü. Aylar sonra ‘Hastayı mezardan çıkarın, getirin’ dediler” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi önündeki hastalar, randevu almakta zorlandıklarını, aylar sonrasına randevu verilmesi nedeniyle mağdur olduklarını dile getirdi. Bir yurttaş, geçmişteki hastane kuyruklarını hatırlatarak “Önceden gecenin 3’ünde sıra alıyorduk ama şimdi 3-4 ay sonraya randevu veriyor bana. Ben ne yapayım, öleyim mi o zamana kadar” diye isyan etti. Bir kişi de “Başıma geldi. Onkoloji hastasına randevu verdi. Hasta öldü. Aylar sonra ‘Hastayı mezardan çıkarın, getirin’ dediler” dedi.
Hastanelerdeki yığılmanın önüne geçilmesi amacıyla Sağlık Bakanlığı’nın 6 Ekim 2022’de aldığı kararla randevu süre aralığı 10 dakikadan 5 dakikaya düşürülmüştü.
Mağduriyetle ilgili İstanbul Tabip Odası’nın sosyal medya hesabından dün bir eğitim araştırma hastanesinin randevu ekranı paylaşıldı. Buna göre, bir doktora 10 dakika içerisinde 4 farklı hasta için randevu verildi.
“YAŞLILAR EĞER GENCİ YOKSA ZOR ALIYOR”
İstanbul Okmeydanı’ndaki Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi’ne gelen hastalar da randevu konusunda yaşadıkları sorunları ve mağduriyetlerini ANKA Haber Ajansı’na anlattı. Kifayet Şahin, kızı Senem Şahin Gül ile geldiği hastaneden çıkarken isyan etti. Fizik tedaviden 2 ay önce randevu aldığını belirten Şahin ailesi, “Başka bir hastalığa ta 7’nci, 8’inci aya verdiler. 182’den aldığımız randevularda çok zor düşürüyoruz. Yaşlılar eğer genci yoksa çok zor alıyor çünkü MHRS bilmiyor. Saat 10.00’da müthiş bir efor sarf ediyorsunuz, mesai harcıyorsunuz. Yaşlılar bunu zaten beceremiyor. Biz de gerçekten çok zorlanıyoruz. Mesela benim annem ve babam için alacağımı düşünün. Saat 10.00’da oturuyorum; 11.00’e, 12.00’ye kadar almaya çalışıyorum. 12.00’de aldım diyelim, bu sefer dolmuş oluyor alacağım randevu. Gün bitti, diğer gün tekrar” diye konuştu.
“SENEYE MAYISA GÜN VERİYOR, BU ARADA ÖLÜYORUZ”
Hem onkoloji hem kardiyoloji hastası olduğunu söyleyen başka bir kişinin “Bana veriyor bir sene sonraya gün. Geberdim, onun umurunda değil ki” demesi üzerine Senem Şahin Gül, “En yakın ultrason bir yıl sonraya veriliyor. Bir dahaki seneye mayısa gün veriliyor. Bu arada ölüyoruz” dedi. Bir başka vatandaş da “Başıma geldi. Onkoloji hastasına randevu verdi. Hasta öldü. Aylar sonra ‘Hastayı mezardan çıkarın, getirin’ dediler” diye konuştu.
“RAPORLU İLAÇLAR BULUNAMIYOR”
Kalp hastası olduğunu ve temel ilacını bulamadığını söyleyen bir yurttaş, “Sağlık Bakanlığı o kadar bu işin üstüne düşüyor ama hepsinden önce bulunamayan ilaçlar var. Raporlu ilaçları bulamıyorsun, alamıyorsun. Kalkıp da her şeyi güllük gülistanlık gibi göstermesinler. Millet perişan ama çıktılar mı hava atıyorlar her şey çok güzel diye” ifadelerini kullandı.
“BABAMA İĞNE YAZDIRMAK İÇİN BİR HAFTA İŞTEN İZİN ALDIM”
Senem Şahin Gül, babasının da diyaliz hastası olduğunu söyleyerek “Kemikleri inceldiği için ben tam bir hafta işten izin aldım ve babama iğne yazdırmak için uğraştım. Peki, herkes izin alıp getirebilir mi? Bir iğne bir hafta sürdürülür mü, bulmak da bir hafta sürdü, etti 15 gün. 15 gününüzü o mesaiye harcamak zorunda kalıyorsunuz” diyerek çilesini anlattı. Bu sırada bir başka kadın, “Biraz da biz konuşabilir miyiz” diyerek yaklaşarak “Burası koca bir devlet. Eskiye nazaran şimdi çok iyi. Hastane gerçekten özel gibi. Eskiden iki çocuğum hastaydı. İlaca kuyruk bekliyordum sabah erkenden. İstanbul çok kalabalık. Sivaslıyım, orada gayet iyi. Gerçekten buraya yetişilmiyor. Beynimden ameliyat olacağım. Kan tahlilime baktırmaya geldim. Harika, çok da güzel” sözleriyle sağlık sistemini savundu.
“DEVLETİN HİÇBİR KURUMUNDAN MEMNUN DEĞİLİM”
Bu sırada ikili arasında sözlü tartışma yaşandı. Şahin ailesi, “Eskiden geliyordunuz, kuyruk vardı. Şimdi evinde saat 10.00’da oturuyor insanlar randevu almak için. Olayları çarpıtmayın. 182 açmıyor. O zaman hastanede bekliyorduk, şimdi de evde bekliyoruz” dedi. Başka bir kişi de kendi sıkıntılarını dile getirerek “23 seneden beri ben buradayım. Tamam, önceden gecenin 3’ünde sıra alıyorduk ama şimdi 3-4 ay sonraya randevu veriyor bana. Ben ne yapayım, öleyim mi o zamana kadar? Bütün doktorlar gitti başka yere. Burada kim kaldı” dedi. Şahin de “Ne eğitimden memnunum ne sağlıktan memnunum, devletin hiçbir kurumundan memnun değilim. 3’üncü ayda gitmişim, 8’inci aya numara almışım, hastanede oturmuyormuşum, ne fark eder evde oturuyorum... Devletimizde dirlik düzen olsun, yoksa biz niye nankör olalım, biz ufak şeylerden memnun olan insanlarız” diye konuştu.
“KIZIM BAYILDI. ‘ACİL DEĞİL’ DEYİP GÖNDERDİLER”
Kanser olan eşiyle birlikte gelen bir kişi de aşırı kalabalıktan dert yanarak randevu almanın zorluğundan bahsetti. Kanser hastası, “Randevuyu hemen gelip alamıyorum. Bir hafta oldu randevuyu alalı. Buluyoruz da biraz zor buluyoruz” dedi. Bayılan kızını hastaneye getiren bir anne ise acilde kendileriyle ilgilenilmediğini söyleyerek “Kız sokakta bayıldı. Buraya getirdik. ‘Bekleyin, acil değil’ dediler, gönderdiler. Bir saat beklettiler” diye konuştu.
“NUMARA DÜŞÜREMİYORUZ, ZORLANDIĞIMIZDA ACİLE GELİYORUZ”
Bir yurttaş, “Beyin cerrahına gideceğim. Bir türlü alamıyorum sıra. Kolum ağrıyor, her tarafım ağrıyor ama çocuk arıyor bilgisayardan, bulamıyor. Numara yok, düşüremiyoruz. Yaş da geçmiş, ne yapalım? Geçen fizik tedaviye gittim. Kulak burun boğaza gittim, 15 günde zorla aldım. Zorlandığımızda acile geliyoruz. Acil de bir iğne yazıyor, bir hap veriyor, al git diyor” ifadelerini kullandı.
“ÇOK MEMNUNUM”
Takip hastası bir kişi ise memnun olduğunu belirterek “Bir kere geldim, onlar randevuyu kendileri veriyor bana. Nisanın 16’sında randevum vardı. Doktorum yoktu. Mayısın 7’sine verdiler, bugün geldim. Sonra MR randevusu verdiler. Başka bir şey doluydu, onu veremediler ama ay başında verecekler onu, o kadar olur. İstanbul büyük, kalabalık, anca. Hasta yoğunluğu çok. Çok memnunum” dedi.
Kaynak: ANKA