Hrant Dink davasında yeni gelişme
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin çoğu kamu görevlilerinin yargılandığı ve Yargıtay'dan dönen 15 sanıklı davada yeni bir gelişme yaşandı.
Yargıtay'dan dönen 15 sanıklı davanın da sanığı olan dönemin Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünden sorumlu müdür yardımcısı sanık Hasan Durmuşoğlu, dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdür Yardımcısı sanık Osman Gülbel, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü Aşırı Sağ Faaliyetler Bürosunda polis memurları sanık Mehmet Ayhan ve Onur Karakaya hakkında "anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yeni dava açıldı.
DİNK AİLESİNİN KATILMA TALEBİNE RET
4 sanık yönünden bugün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan 2. duruşmaya, Dink ailesinin avukatı Hülya Deveci ve sanık avukatlarıyla bazı sanıklar Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla cezaevinden katıldı.
Mahkeme heyeti, "anayasayı ihlal" suçlaması yönünden davaya katılma talebinde bulunan Dink ailesinin talebini suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddetti. Dava dosyasının, Yargıtay'da çoğu kamu görevlisi 15 sanık yönünden bozularak dönen davayla birleştirilmesine karar verdi. Birleşen dava, 10 Ocak 2024'te görülecek.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, binlerce kişinin "Hepimiz Ermeniyiz" şeklinde sloganlar atarak sokaklara çıkması, uluslararası alanda siyasi iktidarın karşı karşıya kaldığı zorluklar birlikte değerlendirildiğinde Hrant Dink cinayeti ile FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından hedeflenenin, azınlıkların ötekileştirilmesi, siyasi iktidara güvensizlik, can ve mal güvenliğinin sağlanmaması gibi söylemlerin yaygınlaştırılmasıyla Anayasa'nın öngördüğü düzenin fiilen uygulanmasını önlemek olduğu belirtildi.
İddianamede, vahim eylem niteliğinde gerçekleşen bu cinayet sonrasında basına servis edilen fail Ogün Samast'ın Türk bayrağı önünde Samsun İl Jandarma görevlileriyle birlikte çekilen fotoğrafları aracılığıyla da Türk Silahlı Kuvvetlerinin içine sızan FETÖ/ PDY silahlı terör örgütü mensuplarının yönetim kadrolarına yerleştirilmesi amacıyla Balyoz ve Ergenekon yargılamalarına delil oluşturulmaya çalışıldığı aktarıldı. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünün cinayette ihmali olduğu ileri sürülerek ve bu yönde delil oluşturulmaya çalışılarak yönetim kadrolarına FETÖ/ PDY silahlı terör örgütü mensuplarının atanmasının sağlandığı da anlatılan iddianamede, 2009 yılında başlayan Selam Tevhid soruşturması, 2012 yılındaki MİT kumpası, 2013 yılındaki 17-25 Aralık soruşturmaları aracılığıyla Başbakan, bakanlar, MiT Başkanı ile devletin üst kademesinde bulunan birçok üst düzey kamu görevlisinin dinlendiği ve takip edildiği gibi gerçeği yansıtmayan delillerin oluşturulması suretiyle meşru hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik operasyonlar yapıldığı, bunlardan bir sonuç elde edemeyen örgütün nihayetinde 15 Temmuz 2016 tarihinde Anayasal düzene yönelik darbe girişiminde bulunduğu belirtildi.
İddianamede, sanıklar Hasan Durmuşoğlu, Osman Gülbel, Mehmet Ayhan ve Onur Karakaya'nın ihmalleri nedeniyle Hrant Dink'in ölümüne neden oldukları ve İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "Kasten öldürme" suçundan yargılanarak mahkum oldukları, bu mahkumiyetlerinin de Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nde onanarak kesinleştiği kaydedildi. Sanıkların eylemlerinin aynı zamanda "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçunu da oluşturduğu belirtilerek ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle cezalandırılmaları istendi.
Kaynak: İHA