İBB Başkanı İmamoğlu'ndan 'Kayyım' Diplomasisi! Liderlerle Tek Tek Görüştü
İBB Başkanı İmamoğlu 'kayyım' diplomasisi kapsamında liderlerle yapacağı görüşmelerin startını verdi. İmamoğlu, ilk görüşmesini CHP lideri Özel ile Meclis'te gerçekleştirdi. Görüşme sonrası açıklama yapan İmamoğlu, Özel'in grup başkanvekillerini görevlendirdiğini söyledi.
Önce CHP'li Esenyurt Belediyesi'ne; sonrasında ise DEM Partili Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyım atanmasının ardından Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, harekete geçmişti. 'Kayyım' diplomasisine başlayan İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hariç tüm liderlerden randevu istemişti.
Bu kapsamda İmamoğlu bugün liderler turuna başladı. İmamoğlu'nun ilk durağı partisi CHP'nin Genel Başkanı Özgür Özel oldu. İmamoğlu, Özel ile görüşmek üzere Meclis'e geldi.
Özel ile görüşme sonrası açıklama yapan İmamoğlu'nun sözleri şöyle:
"Randevumuzun ilkini gerçekleştirdik. Özellikle kayyım uygulamalarının Türkiye'nin demokrasisi adına çok utanç verici olduğunu, memleketimizi itibarsızlaştıran, hatta bu uygulamaların başta ekonomi olmak üzere birçok sorunun temeli olduğunu dile getirdik. Bunun çözümünün Meclis'te olabileceğini ve bütün siyasi partilerle görüşme yapacağımızı ve bu hususta Türkiye Belediyeler Birliği olarak bir önerimizin de olduğunu, bunun kanun çerçevesinde Meclis'te bir çalışmayla teminat altına alınması gerektiğini söyledik. Kendileri de grup başkanvekillerimizi görevlendirdi. Meclis'te sürecin takipçisi olacaklarını ilettiler.
BAHÇELİ'NİN RANDEVU REDDİNE İLK YANIT
Biz istismar diye bir kelimeyi bırakın ruhumuzdan, yakın çevremizden bile geçirmeyiz. Güven içerisinde ahlaklı, erdemli, sadece siyaset olarak değil; kişilik olarak da hayatımızı buna adamış bir pozisyondayız. Biz nezaketi iyi biliriz. Randevu talep ettiğimiz yere de girip çıkmayı iyi biliriz. Bu bizim ailemizde de, kişisel yaşamımda da, siyaset kültürümüzde de, Cumhuriyet Halk Partili olmanın kültüründe de var olan bir şey. Bundan asla kimse endişe etmemeli. Hatta bir adım ileri gideyim. Edemez de! Kişisel fikridir. Asla bize ne yapışır, ne dokunur. Siyaset tarzımı beğenmeme kısmı da kişisel fikridir. Ama gönül isterdi ki buluşalım, konuşalım. Çünkü sonuçta TBMM çatısı altında bütün yerel yönetimleri temsil eden Türkiye Belediyeler Birliği başkanı olarak -ki bunun için de haksızlığa uğradığında MHP'li belediye başkanlarını da savunacak kurum olan- herkesin hakkını teminat altına alma girişimidir bu ziyaretler. Randevumuzu uygun bulmamış olabilir ama ben randevu talebimizi buradan yineliyorum. Üzerinde dursun, kendileri düşünmeye devam eder inşallah."
GÜLTEKİN UYSAL İLE GÖRÜŞME
İBB Başkanı İmamoğlu'nun Özel'den sonraki durağı Demokrat Parti oldu. İmamoğlu'nun Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile görüşmesinden ilk fotoğraflar geldi.
BABACAN VE İMAMOĞLU'NDAN ORTAK AÇIKLAMA
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından iki lider açıklama yaptı. Babacan, "Önce sistemi sağlamlaştırmamız gerekiyor. Ondan sonra sistemi de doğru bir şekilde yürütülmesinin takipçisi olmamız gerekiyor. Öncelik sistemi düzeltmek. Bir yanlış bir başka yanlışla düzeltilmez" ifadelerini kullandı.
Babacan'ın ardından söz alan İmamoğlu ise şunları söyledi:
Bugün yaptığımız sohbette zaten DEVA Partisi'nin hazırlamış olduğu ilkelerle prensiplerle çok örtüşen bir bakış açısını ortaya koymuş bulunduk. Bu beni oldukça sevindirdi. Genel başkanlarımızla bugün yaptığımız konuşma meseleyi tamamen çözümün olması gereken yere Meclis'e taşımak ve anayasal zeminde konuşmak, kalıcı bir hale evrilmesini sağlamak. Öyle arzu ediyoruz ki önümüzdeki hafta -ki ben Meclis Başkanını da ben ziyaret edeceğim ve sonucu kendileriyle paylaşacağım- konuşulabilir seviyeye gelsin. Şu anda gerçekten ülkemiz, milletimiz adına demokrasi krizini çözmenin, kalıcı bir biçimde bu ülkede hukukun üstünlüğünün, seçme ve seçilme haklarının korunmasının ve bunu sağlama mücadelesini vermekteyiz.
Bütün toplumsal sorunlarımızın temelinde hukuksuzluk ve adaletsizlik yatar diye düşünüyorum. Seçilmiş insanların hakkının gasp edilmemesi, devletimizin bürokrasisin de yanlış uygulamalarla kötü sürecin paydaşı haline getirilmemesi... Devletimiz bizim kutsalımız. Her bürokrat değerlidir onların da yara almaması gerekir. İnşallah hem sıkıntısız hem manipülasyona maruz kalmayacak şekilde hak mücadelesini verdiğimiz bir süreçle birlikte sonucunun da çok güzel olduğu, hayırlı bir sonuç sağladığı anayasal süreci TBMM'de hep beraber var ederiz.
DAVUTOĞLU'NA ZİYARET
İBB Başkanı İmamoğlu 'kayyım' diplomasisi kapsamındaki görüşmelerine Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile devam etti.
DERVİŞOĞLU GÖRÜŞMESİ: 'HUKUKA AYKIRI ŞEKİLDE YÜRÜTÜLDÜ'
İmamoğlu, İYİ Parti Genel Merkezi'nde Genel Başkan Müsavat Dervişoğlu ile bir araya geldi. İmamoğlu ve Dervişoğlu, görüşmenin ardından ortak basın açıklaması düzenledi. Açıklamasında, seçme ve seçilme hakkına dikkat çeken İmamoğlu, "Kayyum ataması ile ilgili 2016 yılında yapılan düzenlemenin hukuka aykırı bir şekilde yürütüldüğü açıktır" dedi.
İmamoğlu, konuşmasında şunlara yer verdi:
"Kayyum atamaları ile ilgili yapacağımız çalışmaları bu hafta bitirerek sizlere önümüzdeki hafta başında sunma arzusundayız. Bu çalışmamızı size sunacağız. Kriz ortamlarının sıkıntılı halleri olabilir. Vatandaşlarımızın hak arama ortamlarını sağlıklı, demokratik biçimde ve devletimizin bütünlüğü ile esasları doğrultusunda yapmalarını arzu ediyoruz."
KARAMOLLAOĞLU İLE GÖRÜŞME
İBB Başkanı İmamoğlu 'kayyım' diplomasisi kapsamındaki görüşmelerine Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile devam etti.
İmamoğlu ve Karamollaoğlu, görüşme sonrasında gazetecilere değerlendirmelerde bulundu.
Görüşmeye ilişkin konuşan İmamoğlu, şöyle konuştu:
‘’Kıymetli Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu ile son süreçte oluşan kayyum süreciyle ilgili hem bir demokrasi krizi hem bir hukuk krizi ve aynı zamanda seçme ve seçilme hakkına dönük bizleri derinden üzen, hepimizin bu yöndeki özgürlüğüne darbe vuran bu anlayışa karşı istişare ile TBMM çatısı altında çok özel bir hassasiyet gösterildiğinde, kalıcı bir biçimde sadece bugünün iki partisinin maruz kaldığı kısımda değil, tümüyle yarınlarda bugünün iktidar partisinin belediye başkanlarını da, başka partilerin belediye başkanlarını da hak ve hukukunu koruyan aynı zamanda kişisel hak ve hukuku da koruyacak teminat altına alınacak düzenlemelerle sağlıklı bir kanun, Anayasa düzenlemeye kavuşması talebimizi TBB’de oluşan görüşü kendileriyle paylaştım. Kendilerinin de bize olan titiz yaklaşımı bizleri mutlu etmiştir. TBB olarak, yerel yönetim ve yerel demokrasinin daha da güçlendirilmesi adına verecekleri katkılar için teşekkür ediyorum.’’
Karamollaoğlu ise şunları söyledi:
‘’Bu ziyaret son zamanlarda iktidarın biraz fütursuzca aldığı kararların yanlışlığı kamuoyuyla paylaşmak maksadını güdüyor. Aslında belediyeler demokrasilerde çok önemli yer meşgul eder. Mahalli idareler, kendi il,ilçe sınırları içerisinde tercih ettikleri bir kişiyi ve heyeti o ilçenin, ilin problemlerini çözmek üzere görevlendirirler. Dışarıdan bir müdahale buraya, demokrasiye müdahaledir aslında. Çünkü Türkiye çapında yapılan bir seçim değil, bölgesel, dar alanda yapılan bir seçim. Orada seçilenler de yine bir parti adına seçime girip kazanıyorlar. Başka bir partinin hukukunu alenen çiğneyerek, ne belediye meclisine ne de oradaki seçmene itibar etmeden karar alınıyor. Belediye başkanları suç işlemez mi? Elbette işleyebilir ama bu suç mahkemeler nezdinde tescil edilmediği müddetçe iktidar tarafından dikkate alınacak bir husus kesinlikle olamaz.
'DEMOKRASİNİN TABANINA BOMBA KOYMAKTAN FARKSIZ'
Üzüldüğüm nokta şu. Sayın Bahçeli’nin bir çıkışı oldu. Herkes şok oldu o çıkışla. Hiç düşünmediğimiz kadar ileri giden bir çıkış. Ne için? Türkiye’de iç çekişmeler son bulsun. Eskiden mahkum olan bir kişi bile getirilip Meclis’te bir partinin grubunda konuşturulabilsin. Bu kadar ileri giden bir teklif. Şimdi bıraktık bu kadar geniş çerçeveli bir dayanışmayı, bir ilçede, bir ilde seçilmiş, seçilmesine engel olmayan bir hususun da olduğu teyit edilmiş. Çünkü seçilmesine bir mani olsa zaten aday bile olamaz. Aday olduktan ve seçildikten kısa bir süre sonra rakip bir parti iktidar imkanlarını kullanarak, mahkemeye gitme imkanı bile yok. Hukuki bir imkan bile tanınmadan bir belediye başkanını görevden alacak ve onun yerine doğrudan doğruya kendisinin tercih edeceği partizan bir anlayışla, bir kişiyi tayin edecek. Muhterem arkadaşlarım, bu genel manada demokrasinin tabanına bir bomba koymaktan farksız ama Türkiye’nin içinde bulunduğu ve son zamanlarda gündeme getirilen bir takım bölgesel problemleri çözme yerine, tahrik eden bir yaklaşım. Bunu anlamak, kabul etmek mümkün değil. Bunun Türkiye’ye, bölgeye faydasının olması, yaşadığımız problemleri çözmesi mümkün değil muhterem kardeşlerim. Bunu görmekten aciz mi bugünkü iktidar.
'YANLIŞTAN VAZGEÇMEK ERDEMLİLİKTİR'
Hakikaten çok üzülüyorum ülkem için. Bu söylediklerimden daha fazlasını dile getirmeye ihtiyacım var diye düşünüyorum. Ama sözü uzatmaya da gerek yok. Alınan kararlar belli. Tamamen partizanca bir yaklaşım. Ülkem adına üzülüyorum. Bugünkü iatidarın çaresizliğini, çaresizlikten çare üretmeye çalışan bir gayretin içine düşmesini de, bu acziyeti benimsemesini de üzülerek müşahede ediyorum. İnşallah aklı selim galip gelir, bu davranışlarını genişletmezler ve aldıkları yanlış karardan vazgeçerler. Yanlıştan vazgeçmek, erdemliliktir. Böyle bir karar dünyanın hiçbir yerinde demokrasiyle bağdaşmaz.’’
ÜMİT ÖZDAĞ İLE ORTAK BASIN AÇIKLAMASI
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu 'kayyım' diplomasisini Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile görüşmesiyle sonlandırdı.
İmamoğlu, TBB olarak yaptıkları çalışmaları bir dosya haline getirerek siyasi partilerle paylaşacaklarını belirtti. Demokrasinin gelişmesine değinen İmamoğlu, şöyle devam etti:
"Seçme ve seçilme hakkının sekteye uğramadığı, güven kaybının yaşanmadığı bir mekanizmanın kurulmasının da bu yolculuğa katkı sağladığına olan inancımız tamdır. Kayyımla ilgili sürecin işletilmesinde görmek istemediğimiz birtakım tutum ve davranışların olmaması, aynı zamanda suçun ve cezanın kişiselliği üzerinden oluşacak bir görevden uzaklaştırma sonrasında meclisin de yok sayılmaması ve mecliste seçimlerin olması gerektiği gibi aşamalı hukuksal sürecin işletilmesi değerlidir."
Siyasetçilerin toplumu kışkırtacak, kızdıracak ve birbirine düşürecek dili kullanmamaları gerektiğini ifade eden İmamoğlu, tepki veya desteklerin de demokrasi içinde olması gerektiğini söyledi.
'YARGI KARARIYLA GÖREVDEN ALINMASI NOKTASINDAYIZ'
Ümit Özdağ da yerel demokrasinin çok önemli olduğunu, ancak bunun "bölücülük" olarak kullanılmasına karşı olduklarını bildirdi. Türkiye'nin kendini terör örgütleri ve onlarla aynı çizgide olanlara karşı korumak zorunda olduğunu belirten Özdağ, devleti hukuk içerisinde savunmak gerektiğini dile getirdi.
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile imzaladıkları protokolde kayyım müessesesinin gerekli olduğu, ancak bunun yargı yoluyla yapılması gerektiği maddesinin eklediklerini bildiren Özdağ, "Bugün de terörle ilişkili olduğu tespit edilen belediye başkanlarının ancak yargı kararıyla görevden alınması noktasındayız." diye konuştu. Özdağ, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in görevinden uzaklaştırılmasının da devlete yaraşır bir şekilde ve yargı kararıyla olması gerektiğini kaydetti.
Kaynak: Gerçek Gündem