İmamoğlu'ndan Zeytinburnu'ndaki "kaçak yapı" açıklaması: Acaba kimin ailelerinin vakıflarına teslim edilmek için hazırlık yapılıyor?

İBB Başkanı İmamoğlu, tramvay hattı açılışında, "O test sürüşü denilen şey, tam bir trajikomik durumdu. Şov yapmaya gayret ettiler. Bana bir Allah'ın kulu böyle bir iş ve işler yaptıramaz” dedi.

İmamoğlu'ndan Zeytinburnu'ndaki "kaçak yapı" açıklaması: Acaba kimin ailelerinin vakıflarına teslim edilmek için hazırlık yapılıyor?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Eminönü-Alibeyköy tramvay hattını, Cibali-Eminönü İstasyonları arasındaki ikinci etabını da tamamlayarak Büyük Taarruz'un 101'inci yıl dönümünde hizmete açtı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Genel Sekreter Yardımcısı Pelin Alpkökin’in birer konuşma yaptığı açılış törenine CHP milletvekilleri Gökan Zeybek, Ali Gökçek, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün ve İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Coşkun Yıldırım da katıldı. ANKA'nın aktardığına göre konuşmasına 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutlayarak başlayan İmamoğlu, şunları söyledi:

ONLARA LAYIK OLMANIN YOLU, HİÇBİR KARŞILIK BEKLEMEKSİZİN ÇALIŞMAKTAN GEÇER: "Mustafa Kemal Atatürk'ü, tüm kahramanlarımızı, silah arkadaşlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi minnetle anıyorum. Onlara layık olabilmenin yolu, bu vatanın tüm yurttaşlarının eşit hak sahibi oldukları bir vatan haline getirmekten geçer. Kutsal emanet olan devletimizi, geleneklerimizi, milletimizi, yaşamlarımızı geleceğe taşımaktan geçer. Onlara layık olmanın yolu, milletimizin iyiliği için, hiçbir karşılık beklemeksizin çalışmaktan geçer.

VATANDAŞLARIMIZ İÇİN ÇÖZÜM ÜRETMEKTEN, İCRAAT YAPMAKTAN BAŞKA BİR HEDEFİMİZ OLMADI, OLMAYACAK: Yaklaşık 4 yıldır bu anlayışla görev yapıyoruz. İnanın vatandaşlarımız için çözüm üretmekten, icraat yapmaktan başka bir hedefimiz olmadı, olmayacak. Yeni yatırımlarla, yeni atılımlarla İstanbul'da hayatı kolaylaştırıyoruz, güzelleştiriyoruz. Bugün açılışını yaptığımız Eminönü-Alibeyköy tramvay hattı da bu anlamda simgesel bir projedir. Bu proje, raylı sistem yatırımlarına ve özellikle dünyada eşi benzeri olmayan şehrimizin, yine dünyada eşi benzeri olmayan Haliç'e verdiğimiz değerin de bir simgesidir. Bu proje, aynı zamanda İstanbul'da nasıl bir 4 yıl geçti, nasıl bir anlayış devrimi yaptık, nasıl bir iş yapma prensipleriyle hareket ettiğimizin de cevaplarıyla dolu. İstanbul'da kesinlikle ciddi anlamda yönetim anlayışı değişti, yönetim ahlakı değişti."

İktidar kanadından gelen, “Bizim başlattığımız projeleri bitiriyor” eleştirilerine yanıt veren İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"NE DERSE DESİNLER, GERÇEĞİ GİZLEYEMEYECEKLER: Geçmiş dönemin belediye yönetimini elinde bulunduran siyasi parti temsilcileri, bu dönemin muhalefeti, inşallah bundan sonra da daimi muhalefeti olacak olan arkadaşlar, bu bakış açısıyla ve bu yorumlarıyla dile getiriyorlar. Ne derse desinler, gerçeği gizleyemeyecekler. Gerçek şudur: Biz, onların, akıl ve bilim dışı uygulamalarının ve yarım yamalak başlattıklarının, üstünkörü projelendirdiği ve ne yazık ki uyumsuz bir sürecin bitiremediği işleri bitiriyoruz. Bu imkansızlıklara rağmen, geçtiğimiz 4 yılda yaşanan ve yaşatılan, ekonomik krizden pandemiye ve birçok olumsuzluğa rağmen işi nasıl toparladığımızın izlerini taşıyor bu proje. Aynı zamanda, onların sahip olduğu hükümet desteğine, bütçe kaynaklarına sahip olmadığımız halde, milletin bütçesini bereketli bir bütçeye dönüştürerek, bütün yüklenicilerimizle ahlaklı, erdemli bir çalışma prensibiyle işimizi yürütüyoruz.

BİZİM BAŞLATTIĞIMIZ PROJELER’ DİYORLAR AMA: Sözüm ona yüzde 50’nin biraz üzerinde işi bitirdiklerini ifade ediyorlar. Ama iş öyle değil. Ne yazık ki yüzeysel temel, yani kazık sistemi olmadan yapıldığı için -Haliç kıyısının ne kadar zor bir zemin olduğunu herkes bilir- bu sorunları düzeltme adına, yaklaşık 1,3 kilometrelik mesafedeki atılmış temelleri de sökerek, kilometrelerce uzunluğundaki kazıkları Haliç kıyısına çakarak, tabiri caizse aslında gördüğünüz Haliç boyundaki bu tramvay, kocaman bir viyadüğün üstünde gidiyor. Yani, öyle yüzeye temellerin atıldığı bir yer değil, çok büyük kazık sistemleri üzerine kurulu bir tramvayı Haliç'in kıyısına en yakışacak, en dayanıklı ve en güzel şekliyle arkadaşlarım yerleştirdi. ‘Bizim başlattığımız projeler’ diyorlar, ama gelin görün ki Cibali'ye kadar gelen bu projenin, aslında Eminönü'ne kadar geleceğini bildikleri halde, Unkapanı Köprüsü'nün altından geçmesi gereken 300 metrelik bir tünelin hiç tasarlanmamış olduğunu gördük ve bu şekilde devraldık.

UNKAPANI KÖPRÜSÜ'NÜ YIKIP YENİDEN İNŞA EDEREK SORUNU ÇÖZDÜK: Yıkılmak üzere olan ve her yağışta su basan Unkapanı Kavşağı Köprüsü’nü yıkıp, yeniden inşa ederek sorunu çözdük. Bu çalışmayı yaparken de hiçbir aksama olamadan, İstanbulluların hayatlarını sıkıntıya sokmadan, hızlı bir biçimde bitirerek, bunu raylı sistemler çalışmasına eş güdümlü hale getirecek bir biçimde tamamladık. Bakın parası da bitmişti, kaynağı da bitmişti. Yine ilave kaynakları bizler temin ettik. Daha trajkomik bir durum vardı. Daha yüzde 50’sinin biraz üstüne çıktığı bir dönemde, az önce söylediğim yanlışların yapıldığı ve sonrasında çökmelerin yaşandığı, yüzeysel temellerin olduğu bir dönemde, 2019 yerel seçimlerinden hemen önce, daha enerjisi olmayan, yani elektriği olmayan ve aracı da olmayan bir sözüm ona test sürüşü yaptılar benim seçildiğim seçime 1-1,5 ay kala.

TEST SÜRÜŞÜ DENİLEN ŞEY TAM BİR TRAJİKOMİK DURUMDU: Ve o test sürüşü denilen şey, tam bir trajikomik durumdu. Şov yapmaya gayret ettiler. Daha da enteresanını söyleyelim. Bir aracı, bitmiş gibi, burada rayların üstünde yürütmeye çalışırken, o rayların üstünde yürüttükleri tren de henüz bitmemişti. Çünkü buradan yine o treni aldılar, tekrar fabrikasına gönderdiler. Bütün bunlara başvuran anlayış, gerçekten yönetim ömrünü bitirmiş bir anlayıştır. Bir iş insanı olarak, bir yönetici olarak, bir kamu görevi olan Belediye Başkanı olan birisi olarak, Allah şahittir söyleyeyim ki, bana bir Allah'ın kulu böyle bir iş ve işler yaptıramaz. Bunu hangi akıl kabul eder? O günkü açılış törenine bakın. Kimler vardı o açılış töreninde? Ve o insanlar, bu şovla ne beklediler? Ne kadar çaresizlerdi acaba ki, böyle bir şeye minnet ettiler, buradan himmet beklediler. Hani deveye, ‘Boynun neden eğri’ diye sormuşlar. O da ‘Nerem doğru ki’ demiş. Aslında bunların dönemi, tam da böyle bir dönem.

HALİÇ’İN ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİRDİK: Alibeyköy'de, tramvayın son durağının olduğu yerde, metruk halde duran 100 bin metrekareyi bulan muazzam bir ormanı ve yeşil alanı, şu anda milletimizin hizmetine sunduk. Oradan buraya gelmeye başlayın. Mesela Silahtarağa’da, anlamsız bir arıtma tesisini oraya yapacaklardı. O arıtma tesisin anlamsız olduğunu tespit ettik. Çünkü, şu anda milletimizin hizmetine sunduğumuz, geçen yıl açılışını yaptığımız Baltalimanı’ndaki Biyolojik Arıtma Tesisi, zaten yapılıyordu ki orayı bitirdik. O projeyi iptal ettik. Haliç'i kurtardık. Oradaki 250 bin metrekarelik ağaçlık alanı kurtardık. Şimdi Silahtarağa’da muazzam bir gençlik parkı var. Lütfen gidin, görün. Sadece o mu? Oradan buraya gelmeye devam edin. Yine tramvay hattının kıyısında, daha zeminde devraldığımız, olağanüstü bir sanat merkezini, kültür-sanat alanını, Feshane'de vatandaşlarımızla buluşturduk. Belki de son yıllarda İstanbul'un en nadide çalışmalarından birisi oldu. Sadece o mu? Devam ediyor. Ta Feshane'nin olduğu yerden tutun, Cibali'ye kadar, yani Unkapanı Köprüsü'ne kadar, bütün Fatih kıyısını, yani Balat, Cibali o bölgeyi içine alacak şekilde spor tesisleri, yeşil alanlar, otoparklar -ve şimdi sosyal tesis de yenileniyor- olağanüstü bir yeşil alan tasarımını tamamlayarak, Haliç kıyısında yüz binlerce metrekarelik yeni yeşil alanları İstanbullulara kazandırdık. Yine Eyüpsultan sınırları içerisinde bir başka sosyal tesisi de her gün orada binlerce, on binlerce insanımız kullanıyor. Bir başka sosyal tesisi de vatandaşlarımızla buluşturduk. Bakın, 3,5-4 yılda bir bölge nasıl değişir? Peki bitti mi? Bitmedi, devam ettik. Kalan 1,1 kilometrelik bu süreci tamamladık. İnşallah bugün birazdan tramvaya bineceğiz ve Alibeyköy'e doğru devam edeceğiz. Yarından sonra da halkımız burayı kullanmaya devam edecek. Aynı zamanda muazzam bir Eminönü Meydanı’yla buluşturacağız sizi.

'ŞAHSINIZIN PROJESİ' DİYE BİR ŞEY OLMAZ: Milletin parasını çarçur etmeyip, milletin bütçesini bereketli hale getirirseniz, insanlara aşama aşama ne kadar güzel hizmetler sunarsınızın yolculuğudur bu yolculuk. Hani diyorlar ya ‘Bizim projemiz, biz başlattık. O proje, bizim projemiz’; ben de her yerde diyorum, ‘Bizim projemiz’ diye bir şey olmaz. Milletimizin projesi bunlar, milletimizin. Biz, milletin projelerini yapıyoruz. Milletin projelerini bitiriyoruz. Çünkü biz, milletin temsilcisiyiz. Bakın ister belediye başkanı olalım, ister bakan olalım, ister cumhurbaşkanı olalım, hiç fark etmez. ‘Sizin şahsınızın projesi’ diye bir şey olmaz. ‘Partinizin projesi’ diye bir şey de olmaz. Siz, milleti temsil ediyorsunuz. Siyaset, partiler; araçtır. Makamlar, gelip geçicidir. Hayat değişir. Değişmeyen tek şey, değişimdir. Onu bilelim. O bakımdan bizler, bir dönem geliriz, seçiliriz, milletimizin bize verdiği yetkiyi, milletimize layık bir şekilde kullanan yöneticiler oluruz. Onun için İstanbul, artık hiç kimsenin kişisel çıkarlarının, siyasi heveslerinin oyun alanı olmayacak. Buna da hep birlikte 2019’da son verdik. Bundan sonra da asla bu düşünceye sahip insanlar, bu şehri yönetemeyecek. İnsanda gerçekten ‘İstanbul sevdası’ varsa, 16 milyon insanına eşit bakar, 16 milyon insanını eşit sever. Kimseyi ayırmadan hizmet eder. ‘İstanbullular beni seçmedi’ diye, İstanbulluları cezalandırmak için uğraşmaz.

ACABA O BİNA, KİMİN HAYALLERİNİ SÜSLÜYOR: Rant ve israf düzenine son verdik. Bu anlamda artık İstanbullular, haklarının korunduğu bir yönetimin tadını aldılar. Bundan sonra, ‘Benim hakkımı, 16 milyon insanın hakkını, bir avuç insana kim teslim etmeyecek, onu tespit edecekler ve sadece ona oy verecekler, göreceksiniz. Basit bir örnek, dünden: Bir arazi… Oradaki kooperatif, yetkililer falan ihale ediyorlar, arazisini yurt dışı kökenli bir firma alıyor. Firma orada inşaatına başlıyor. Yeşil alan; bakın kamuya ait yeşil alan. Yani sizin malınız. Bu yeşil alana bir satış ofisi yapıyorlar. Neredeyse Zeytinburnu Belediyesi'nden büyük bir satış ofisi! Ve bu satış ofisinin, yeşil alan üzerinde yapıldığını tespit ediyoruz. D100 Karayolu üzerinde. Buranın yıkımı için karar çıkartıyoruz. Gidiyoruz onu yıkmaya. Geçmiş dönemin Şehircilik Bakanlığı ya da Çevre Şehircilik Bakanı, oraya, yeşil alana alelacele imar çıkarıyor. Buna da dava açıyoruz ve planı iptal ettiriyoruz. Tekrar yıkım davası açıyoruz. Tekrar yıkımın yetkisini alıyoruz. Dün, oraya İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin zabıta ekipleri gidiyor. Size ait yeşil alanın üzerindeki o binayı ortadan kaldırıp, gerçek sahibi milletine teslim etmek için gidiyor, karşısında kimi görüyor? Normalde oranın şantiyesi der değil mi, ‘Durun durun yıkmayın.’ Karşısında devletin çevik kuvvetini görüyor. Bakın hayat bazen çok uzun gelir insanlara. Hayat kısa. Acaba o bina, kimin hayallerini süslüyor. Acaba o bina, kimin ailelerinin vakıflarına teslim edilmek için hazırlık yapılıyor? Bu süreci takip edeceğiz hep beraber. Siz de edin, biz de edeceğiz. Ama biz, orayı yıkmaktan geri durmayacağız. Orayı yıkacağız. Milletin malının bir avuç insanın boğazından aşağıya gitmesine fırsat vermeyeceğiz. Boğazında düğümlenecek boğazında. Milletin malı, milletindir.

HAYATI GÜZELLEŞTİRMEYE, KOLAYLAŞTIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ, ONLAR BİZİ KARALAMAYA DEVAM ETSİN: Hayatı güzelleştirmeye, kolaylaştırmaya devam edeceğiz. Onlar bizi karalamaya devam etsin. Her sabah gazete raporları önüme geliyor. Yüze yakın kendi medyalarında Ekrem İmamoğlu aşağıya, Ekrem İmamoğlu yukarıya. Ekrem İmamoğlu'nun kaşını burada çiziyorlar. Dudağını burada çiziyorlar. Kulağını arkaya doğru çiziyorlar. Bir anlık fotoğrafını şekillendiriyorlar her gün. Komik yaptıkları fotoğraflarıma gülüyorum. Ben, Allah'ın yarattığı bir kulum. Çok sevgili anneciğimin, babacığımın bir evladıyım. Bizim 86 milyon insanımızın yüzü, gözü, kulağı ne kadar güzelse, benim de yüzüm, gözüm, kulağım o kadar güzel. Ne kadar lekelemeye, kirletmeye çalışırsanız çalışın, Allah'ımıza bin şükür, içimiz dışımız bir. Milletimizi, devletimizi çok seviyoruz. Geçmişimizi çok seviyoruz. Bu toprakları çok seviyoruz. Bu topraklarda var olan bütün medeniyetlere saygı duyuyoruz. Biz, bu toprakların evladıyız. Allah'ımıza çok şükür, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı bize kazandıran Mustafa Kemal Atatürk'ü çok seviyoruz. Onlara layık olmaya, yeni projeleri şehrimize, milletimize, devletimize kazandırmaya devam edeceğiz. Eminönü'nden başlayıp Alibeyköy'e kadar hızlı bir şekilde, dakik bir şekilde insanlarımızı ulaştıracak olan bu değerli tramvay hattımız İstanbul'umuza hayırlı ve uğurlu olsun. 30 Ağustos Zafer Bayramı'mız kutlu olsun."

TRAMVAY HATTI İLE GÜZERGAH ÜZERİNDEKİ OTOBÜSLER ARASINDAKİ AKTARMALAR 4 EYLÜL-1 OCAK ARASINDA ÜCRETSİZ OLACAK

Eminönü, Küçükpazar, Cibali, Fener, Balat, Ayvansaray, Feshane, Eyüpsultan-Teleferik, Eyüpsultan Devlet Hastanesi, Silahtarağa İstasyonu, Üniversite İstasyonu, Alibeyköy Merkez İstasyonu, Alibeyköy Metro İstasyonu ve Alibeyköy Cep Otogarı istasyonlarından oluşan hat, Eyüpsultan ve Fatih ilçelerinde kara, deniz ve raylı sistem entegrasyonunu sağlayacak. Hat, Kabataş-Bağcılar Tramvayı (T1) ve Şehir Hatları vapur iskeleleri ile Eminönü İstasyonu’nda; Hacıosman-Yenikapı Metrosu (M2) ile Küçükpazar İstasyonu’nda; Beylikdüzü-Söğütlüçeşme Metrobüs Hattı ile Ayvansaray İstasyonu’nda; Eyüpsultan-Pierre Loti-Miniatürk Teleferiği (TF2) ile Eyüp- İstasyonu’nda; Mecidiyeköy-Mahmutbey Metrosu (M7) ile Alibeyköy İstasyonu’nda; Kağıthane–İstanbul Havalimanı Metrosu ile ise M7 Metrosu üzerinden entegre oldu. Haliç boyunca hizmet verecek Alibeyköy–Eminönü tramvay hattı ile güzergah üzerinde bulunan otobüs hatları arasında 4 Eylül’den başlayıp 1 Ocak 2024’e kadar sürecek olan zaman diliminde ücretsiz aktarma sağlanacak.

İLK YOLCULUK EMİNÖNÜ’NDEN FESHANE’YE

Konuşmaların ardından kesilen kurdele ile hat, resmen hizmete girmiş oldu. İmamoğlu ve beraberindeki heyet, Eminönü İstasyonu’ndan tramvaya binerek, Feshane İstasyonu’na kadar hattı deneyimledi. Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını tren içinde yanıtlayan İmamoğlu, tramvay Unkapanı Köprülü Kavşağı altındaki tünelden geçerken de duvarları Türk Sineması’nın kilometre taşı filmlerinin görselleriyle donatan sanatçı Kutlukhan Perker’den eserlerle ilgili bilgi aldı.

Etiketler
Ekrem İmamoğlu