IŞİD’e silah gönderen askere 6 yıl dokunulmamış: Gizli tanıklar yargıdan mı kaçırılıyor?
Eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili İrfan Fidan ile görüştüğünü söyleyen, Hablemitoğlu suikastı zanlısı Nuri Gökhan Bozkır, IŞİD’e silah göndermekten de yargılanıyordu. Bozkır yakalanmadan aylar önce ise bir asker hakkında daha IŞİD'e silah göndermekten dava açıldı. O asker bir gizli tanıktı.
Türkiye’de görülen siyasi davalara son yıllarda gizli tanıklar damgasını vurdu. Kamuoyunun yakından takip ettiği davalarda hakim ve savcıların isimleriyle rolleri kadar, gizli tanıkların kod adları da hafızalara kazındı.
Dünyanın ilk gizli tanığı New York’taki İtalyan asıllı Vito Genovese ailesinin 30 yıllık üyesi Joe Valachi’ydi. ABD yönetimi, mafya içerisindeki ‘Omerta’ yani ‘suskunluk yasasını’ delmek için içeriden bilgi sağlayanları koruma altına almıştı. Böylece Valachi de yüzlerce mafya üyesini ihbar edebilmişti. Dünyanın ilk gizli tanığı, mafya düzenini yıkmak için kullanılmıştı.
Türkiye’de ise başta Fethullahçıların başlattığı kumpaslar olmak üzere birçok siyasi davada gizli tanıklar, iktidarın veya devlet içerisindeki bir grubun konumunu güçlendirmek için kullanıldı.
HABLEMİTOĞLU İDDİANAMESİ
Türkiye’nin yakın siyasi tarihindeki önemli olaylardan biri de Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesiydi. Hablemitoğlu’nun öldürülmesi, faili meçhul kalmış, suikastla ilgili farklı tezler ortaya atılmıştı.
Yakın zaman yaşanan gelişmelerle soruşturma yeniden açıldı. Hablemitoğlu’nun öldürülmesiyle ilgili hazırlanan ve geçen haftalarda kabul edilen iddianamede, cinayet zanlısı Nuri Gökhan Bozkır’ın ifadeleri dikkat çekti. Bozkır, ifadesinde gizli bir tanığı işaret ediyordu.
Cinayetin ‘kara kutusu’ olarak görülen, TSK’dan ihraç edilen eski Yüzbaşı Bozkır, Türkiye’ye getirildikten sonra, 8 Şubat 2022’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca alınan ifadesinde, Türkiye’de yaptığı görüşmeleri de anlattı.
Bozkır, Ukrayna’ya kaçmadan bir yıl önce yani 2014’te, Ergenekon davasında “Ergenekon’un 1 numarasını tanıdığını” ileri süren ve yalan beyanlar veren Zihni Çakır’ın yönlendirmesiyle İstanbul TEM Şube Müdürlüğü’ne gittiğini belirtti. Orada, şimdi Anayasa Mahkemesi (AYM) üyesi olan dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili İrfan Fidan ve bugün Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olan, dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan ile Hablemitoğlu cinayeti hakkında görüştüğünü ileri sürdü.
“ÖNEMLİ BİR TANIĞI YÖNLENDİRDİM”
Mustafa Çalışkan’ın makamında İrfan Fidan ile görüştüğünü anlatan Bozkır ifadesinde, “Savcı İrfan Fidan, FETÖ ana davasını güçlendirecek, FETÖ yapılanmasını çökertecek iki önemli olayın olduğunu, bir tanesinin MİT TIR’ları diğerinin ise Necip Hablemitoğlu cinayeti olduğunu söylemesi üzerine ben bu iki konu hakkında bilgim olduğunu ve yardımcı olacağımı söyledim. Bunun üzerine MİT TIR’ları davası konusunda etki sağlayacak önemli bir tanığı yönlendirdim” dedi.
MİT TIR’ları ve Hablemitoğlu cinayetiyle ilgili önemli bilgiler verdiğini söyleyen Bozkır’ın ifadeleri ne Emniyet ne de savcılık tarafından resmiyete dökülmedi. Ardından Bozkır, Ukrayna’ya kaçtı.
IŞİD’E PATLAYICI MADDE SEVKİYATI
Bozkır’ın, cinayetin en büyük şüphelilerinden biri olmasına ve itiraflarına rağmen ifadelerinin başsavcı vekili ve emniyet müdür yardımcısı tarafından resmiyete geçirilmemesi dikkat çekiciydi.
Söz konusu görüşmelerden sonra, 2015 yılının Eylül ayında, Şanlıurfa’da durdurulan bir TIR’ın dorsesinde, soğan çuvallarına gizlenmiş tonlarca patlayıcı madde ele geçirildi. Hablemitoğlu zanlısı Bozkır’ın adı da IŞİD’e gönderildiği ifade edilen bu patlayıcı madde sevkiyatında geçti.
“IŞİD’E SİLAH GÖNDEREN ÖRGÜTÜN LİDERİ NURİ GÖKHAN BOZKIR”
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma neticesinde, Mesut Doğanay’ın Trend Patlayıcı Madde Pazarlama adlı şirketine ait patlayıcı madde deposundan silah sevkiyatı yapıldığı ortaya çıktı.
Soruşturma kapsamında, Nuri Gökhan Bozkır’ın liderliğindeki örgütün sevkiyatı gerçekleştirdiği ifade edildi. Ancak bu süreçte Bozkır, Ukrayna’ya kaçmıştı. Hablemitoğlu cinayeti ve MİT TIR’ları ile ilgili ifade veren ancak hakkında herhangi bir işlem başlatılmayan Bozkır hakkında aylar sonra “Silahlı Terör Örgütlerine Silah Sağlama” suçundan soruşturma açıldı.
IŞİD’e silah sevkiyatı yapan örgütün başında olan Bozkır’ın kendisini MİT mensubu olarak tanıttığı, askerler ve eski polislerle birlikte hareket ettiği belirtildi.
ÖRGÜT YÖNETİCİSİ DENİLEN İSİM HAKKINDA NEDEN DAVA AÇILMADI?
Soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, Bozkır’ın kurulan suç örgütünde emekli polis Mesut Doğanay, Arif İzzet Sarıtaş, Ahmet Yasin Güneş ve Mehmet Oktar ile birlikte yönetici pozisyonunda olduğu ifade edildi.
Yönetici pozisyonundaki Bozkır, Doğanay, Sarıtaş ve Oktar hakkında “Silahlı Terör Örgütlerine Silah Sağlama” suçundan ceza istenirken, TSK’daki görevi 2017’de biten eski üsteğmen Ahmet Yasin Güneş dosyada şüpheli yapılmadı. İddianamede, Güneş’in sevkiyatı yöneten kişilerden biri olmasına rağmen şüpheli yapılmaması dikkat çekiciydi. Nitekim davada yargılanan ve tutuklanan isimler Güneş hakkında neden işlem yapılmadığını sık sık sordu. Ancak Güneş, 2017 yılına kadar görevine devam etti.
Aradan yıllar geçti. 24 Eylül 2021 tarihinde Ahmet Yasin Güneş hakkında Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, “Silahlı Terör Örgütlerine Silah Sağlama” suçundan iddianame hazırlandı. Ahmet Yasin Güneş hakkında açılan davadan 4 ay sonra ise Nuri Gökhan Bozkır MİT tarafından yakalanıp Türkiye’ye getirildi.
BOZKIR YAKALANMADAN 4 AY ÖNCE AÇILAN DAVA: O İSİM DE İRFAN FİDAN’DAN BAHSETTİ
Eski Üsteğmen Ahmet Yasin Güneş hakkında, soğan TIR’ları olayından 6 yıl sonra dava açılması, kısa süre sonra Bozkır’ın Türkiye’ye getirilmesi dikkat çekiciydi.
Güneş’in yargılandığı dosya kapsamında verdiği ifadeler ise Bozkır’ın Türkiye’ye getirildikten sonraki beyanlarıyla benzerdi.
Güneş, dava dosyalarına giren beyanlarında, İrfan Fidan ile sık sık görüştüğünden, FETÖ davalarında gizli tanıklık yaptığından bahsetti.
SUSKUNLUK YASASI
ABD’de ‘Omerta’yı yıkmak için kullanılan gizli tanıklık, Türkiye’de siyasi davaların vazgeçilmez unsuru haline getirildi. Yargı ve emniyet bürokrasisinin zirvesindeki isimler, gizli tanıklık kurumuyla yeni suskunluk yasası imzaladılar. Ta ki; işleri bitine kadar.
Silah kaçıran bir eski askerin gizli tanık yapılması, kullanışlığının artık bitmesiyle yeniden sanık yapılması, en tepeden kurulan sistemin bir izdüşümü olarak mahkeme dosyalarında yerini aldı.