Manisa’da işçiler 2 yıldır direniyor: Greve başladılar
Ruffles, Lays, Doritos, Mars, M&M’s ve Snickers gibi uluslararası gıda markalarının ambalajlarının basıldığı Manisa’daki PilenPak fabrikasında TÜRK-İŞ’e bağlı Basın-İş Sendikasına üye işçiler bugün greve başladı.
Manisa’da, pek çok ulusal ve uluslararası patates cipsi ve çikolata markasının paketlerinin üretildiği PilenPak Ambalaj'da çalışan işçiler, iki yıldan uzun süredir Basın-İş öncülüğünde devam eden ve 149 işçinin işten çıkarılmasına karşı yürüttükleri sendikal mücadelelerinde bugün greve çıktı.
Grevin ilk gününde fabrika önünde işçilerin, Basın-İş Genel Başkanı Savaş Nigar ve sendika yöneticileri ile birlikte yaptığı açıklamaya, CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakıroğlu, eski CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, CHP Manisa İl Başkanı İlksen Özalper, CHP Yunusemre Belediye Başkan Adayı Semih Balaban, Gelecek Partisi Manisa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Selçuk Özdağ, EMEP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı İbrahim Dağdelen, Türkiye İşçi Partisi Şehzadeler Belediye Başkan Adayı Deniz Kandil; TÜRK-İŞ Ege Bölge Temsilcisi Hayrettin Çakmak, Türk Metal Sendikası Manisa 1 Nolu Şube Mali Sekreteri Esat Hato ve Şube Teşkilatlandırma Sekreteri Ümit Akyolu, Tek Gıda-İş İzmir 7 Nolu Şube Başkanı Ömer Atabey ve Manisa Şube Başkanı Yavuz Uçkıran, Tez-Koop-İş İzmir Şube Başkanı Mert Özen ve Şube Sekreteri Turgut Bilgen, TÜMTİS İzmir Şube Başkanı Şükrü Günseli ve Yönetim Kurulu üyeleri, Sağlık-İş İzmir Şube Başkanı Önder Arslan ve Şube Sekreteri Erhan Er, SES İzmir Şube Başkanı Figen Pehlivan, Deriteks İzmir Şube Başkanı Cihan İşçi ve yöneticileri, Eğitim-Sen Şube Başkanı Mehmet Ramazan ve İşçi Demokrasisi Partisi yöneticileri destek verdi.
“İŞVEREN, MASAYA OTURMAMAK İÇİN HER YOLU DENEDİ”
Basın-İş Genel Başkanı Savaş Nigar, yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Bugün burada iki yılı aşkın bir süredir sendika ve toplu pazarlık hakkı için mücadele eden Pilenpak işçilerinin grevi için toplandık. Bu grev yalnızca düşük ücrete ve ücret adaletsizliğine karşı çıkan PilenPak işçilerinin grevi değildir, bu grev aynı zamanda Türkiye’nin dört bir tarafında insanca yaşamak için sendika ve toplu sözleşme hakkına sahip çıkan, adalet arayan işçilerin de grevidir. Düşük ücretlerden, uzun çalışma sürelerinden, hor görülmekten, baskılardan, kötü yemekler ve sağlıksız-güvenliksiz çalışma ortamından bıkan PilenPak işçileri, iki yıl önce Şubat 2022’de sendikamız Basın-İş’e üye oldular ve sendikamız, iş yerinde gerekli çoğunluğu sağlayarak Bakanlıktan yetkiyi aldı.
Ancak işveren toplu sözleşme masasına oturmamak için her yolu denedi. Geçerli ve somut bir gerekçesi olmamasına rağmen sırf toplu sözleşme sürecini geciktirmek için sendikanın yetkisine itiraz etti. Bunun üzerine yerel mahkemenin ve bölge mahkemesinin ardından Yargıtay da Eylül 2023’te sendikamızın işyerinde yetkili olduğunu tescil etti. Ancak işveren yersiz başvuru ve itirazlarıyla yasal toplu sözleşme sürecinin başlamasını 1,5 yılı aşkın bir süre geciktirdi."
“PİLENPAK AMBALAJ, 149 SENDİKA ÜYESİNİ İŞTEN ÇIKARDI YA DA İSTİFAYA ZORLADI”
Bu süre içerisinde PilenPak Ambalaj'ın 149 sendika üyesini hiçbir geçerli neden olmadan, sırf Anayasal haklarını kullandıkları için işten çıkardığını ya da istifaya zorladığını anlatan Nigar, şöyle devam etti:
"Mahkemeler ve Bakanlığın teftiş raporları ile işçilerin sendikal nedenle işten çıkarıldığı belgelendi. Sendikal baskı ile yetinmeyen PilenPak Ambalaj, şirket içinde şirket kurarak, muvazaalı şirketler, alt yükleniciler ve iş kolu değişiklikleri gibi ayak oyunlarıyla işçilerin toplu sözleşme hakkını gasp etmeye çalıştı. PilenPak Ambalaj hem örgütlenme sürecinin başlangıcında hem de sendikanın yetkisinin kesinleşmesinin ardından iki kez şirket içinde muvazaalı şirketler kurarak yetki almış olan sendikanın toplu görüşmelere başlamasının önüne geçmeye çalıştı."
“HUKUKSUZLUĞA İZİN VERMEYECEĞİMİZİ SÖYLEMİŞTİK”
Bu hukuksuzluğa izin vermeyeceklerini söylediklerini ifade eden Nigar, yaptıkları itirazlar ve hukuki mücadeleler sonucu aynı iş yeri çatısı altında değişik işverenler aracılığıyla farklı SGK sicil numaraları ve NACE kodları alınarak kurulan şirketlerin muvazaalı olduğunu belgelediklerini anlattı. "Sözümüzü tuttuk, hukuki mücadeleyi kazandık." diyen Nigar, şöyle devam etti:
"Kesinleşmiş yetkimize rağmen PilenPak Ambalaj toplu pazarlık sürecindeki hukuki müzakere ve arabuluculuk süreçlerine katılmadı ve yasal toplu iş sözleşmesi sürecinde grev aşamasına geldik. Tüm diyalog çağrılarımızı yanıtsız bırakıp masadan kaçan sendika düşmanı PilenPak Ambalaj; işçilerinin seslerine kulak vermek, taleplerini karşılamak yerine hem hukuka hem ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı eylem ve işlemleriyle TİS sürecini tıkadı ve bu, grevi kaçınılmaz kıldı."
“FASON ŞİRKETLERDE GÖSTERİLEN İŞÇİLER, GREVE KATILAMADILAR”
Bugün grevin ilk günü olduğuna işaret eden Nigar, "Kalbi bizimle atsa da bugün grev alanında bizimle olamayan işçi arkadaşlarımız var çünkü Yargıtay kararı sonrasında kaybedeceğini anlayan işveren, toplu sözleşme sürecini baltalamak için kurduğu fason şirketlere işçileri tehditle, zorbalıkla geçirdi. Ancak bu da ayağına dolandı. Bakanlık bu şirketlerin işçilerin kolektif haklarını ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu tespit ederek hem idari para cezasına hem de işçilerin baştan itibaren asıl işverenin işçisi sayılmasına karar verdi. Ayrıca muvazaalı işleme ilişkin Bakanlığın açtığı dava ile sendikamızın suç duyurusunu mahkeme geçen hafta birleştirdi. Ancak geçiş prosedürleri grev takvimine yetişmediği için fason şirketlerde gösterilen işçiler, bugün başlattığımız greve katılamadılar." şeklinde konuştu.
“BAKANLIK YETKİLİLERİ, İŞÇİLERİN HAKLARI GASBEDİLİRKEN İZLEMEKLE Mİ YETİNECEKSİNİZ”
Tüm bu yaşananların Türkiye’de mevcut toplu sözleşme sisteminin, temel hakları bürokrasiye, işçileri sermayeye kurban ettiğini gösterdiğini vurgulayan Nigar, "Buradan Anayasal hakları işverenler tarafından ayaklar altına alınan PilenPak işçileri olarak sormak istiyoruz: Hukuka saygı sadece işçilerin sorumluluğu mu? Yasalar sadece işçileri mi bağlıyor? İşverenler en temel hak ve özgürlükleri ayaklar altına alıyor, mevzuatın boşluklarından yararlanıp temel bir hakkı fiilen kullanılamaz hale getiriyor. Peki yasama ve yürütme koltuğunda oturanlar, Bakanlık yetkilileri siz işçilerin hakları yersiz itiraz ve bürokratik süreçlerle gasp edilirken izlemekle mi yetineceksiniz?" ifadelerini kullandı.
Sendikalaşmayı engelleyen antidemokratik düzenlemelerin bir an önce değiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Nigar, bu konuda TÜRK-İŞ'in üzerinde çalıştığı, kanunda değişiklik ön gören önerilerin bir an önce yaşama geçirilmesini istediklerini dile getirdi. Nigar, "PilenPak Ambalaj örneğinde olduğu gibi, ilk kez örgütlenmenin yapıldığı işyerlerinde yetki sürecini engellemek niyetiyle yapılan muvazaalı işlemlerin, işyerlerini farklı işkollarındaki işyerlerine parçalamanın, çoğunluk sonrası işten çıkarmaların engellenmesi gerekmektedir. Yetki işlemlerine itiraz yetki prosedürünü durdurmamalıdır. Meclisin açılmasının ardından ilk iş bu önerileri gündeme almak olmalıdır. Hükümeti, iş yerlerinden yükselen bu sese kulak vermeye çağırıyoruz." diye konuştu.
“PİLENPAK İŞÇİLERİ NEDEN BU HAKLARDAN YARARLANAMIYOR”
Nigar, PilenPak Ambalaj işverenine de şöyle seslendi:
"Bizim amacımız, PilenPak iş yerini yönetmek değil, ortak olmak değil. Amacımız işlerinizi baltalamak ya da bozmak da değil. Tam tersine PilenPak işçisinin temsilcileri olarak biz büyütmek ve kaliteli üretmek için geliyoruz. Ancak bunun işçilerin alın terinin karşılığını aldığı, insan onuruna yaraşır şekilde çalıştığı koşullarda gerçekleşmesini istiyoruz. Manisalı işçilerin emeğiyle, alın teriyle işlerinizi ve servetinizi büyüttünüz. Buna rağmen işçilerinin haklarını vermek, seslerini duymak yerine yanlışta ısrar ediyorsunuz. Ürünlerini tedarik ettiğiniz Pepsico-Fritolay, Mars gibi uluslararası firmalarda çalışan işçiler sendikalarda örgütlü ve toplu sözleşme kapsamında çalışıyor. Peki ambalajlarını üreten PilenPak işçileri neden bu haklardan yararlanamıyor?"
“BASIN-İŞ’İ İŞÇİLERİN YASAL TEMSİLCİSİ OLARAK KABUL EDİN VE GÖRÜŞMELERE BAŞLAYIN, MASAYA OTURUN”
Basın-İş Sendikası olarak, aynı işkolunda bulunan Amcor Flexibles, Amcor Specialty Cartons, Constantia Asaş, Constantia Propak, MM Graphia, Etapak, Meteksan gibi sektörün önde gelen iş yerlerinde uzun yıllardır örgütlü olduklarını aktaran Nigar, örrgütlü oldukları yerlerde yalnızca ücretler ve çalışma koşullarının değil aynı zamanda üretim, verimlilik ve istihdamın da arttığını ifade etti.
Nigar, "Oysa siz sendikalaşmayı önlemek için deneyimli işçileri işten atıyor, üretimi işten attığınız işçiler yerine aldığınız tecrübesiz işçilerle yürütmeye çalışıyorsunuz. Yanlışta ısrarınız hem verimliliği düşürüyor hem fireleri arttıyor hem işçilerin sağlık ve güvenliğini tehdit ediyor. Gelin bu inadınızdan vazgeçin. İşçilerinizin sendika ve toplu sözleşme hakkına saygı duyun. Basın-İş’i işçilerin yasal temsilcisi olarak kabul edin ve görüşmelere başlayın, masaya oturun. PilenPak işçileri ve işçilerin özgür iradeleri ile seçtikleri Basın-İş Sendikası olarak biz kararlıyız. Hiçbir engel, hiçbir bahane, hiçbir zorluk bizleri yıldıramayacak, vazgeçmeyeceğiz. TÜRK-İŞ Konfederasyonumuz ile Bakanlık ile Uluslararası Federasyonumuz UNI Global Union il Uluslarararası Gıda Enternasyoneli IUF ile IndustriALL ile iletişim halindeyiz. Müşterileriniz olan Pepsi.co ve Mars gibi uluslararası şirketlerle iletişim halindeyiz. Bu işin dönüşü yok. PilenPak işçisi hakkını alacak. PilenPak işçisi kazanacak.” şeklinde konuştu.
Kaynak: ANKA