Mansur Yavaş: Özel halk otobüsleri için satış sözleşmelerini gönderdik
Maliyetler gerekçesiyle indirimli taşımacılık yapmayı reddeden otobüs sahiplerine araçlarını satmaları için sözleşme gönderdiklerini söyleyen Mansur Yavaş "Bugüne kadar hiçbir tane form gelmedi" dedi.
Ankara'da, Tüm Özel Halk Otobüsleri Kooperatifleri Birliği'nin ücretsiz taşıma kartlarını kabul etmemesi kararı ve 1 gün sonrasında kararından geri adım atmasının ardından yaşanan tartışmalarla ilgili soruyu yanıtlayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, otobüslerini belediye satmak isteyenlere sözleşmelerini gönderdiklerini söyledi.
Yavaş, "İki grup var. Grubun birisi satmayacağını bildirdi. Dün satış sözleşmelerini gönderdik. Çünkü başkaları hakkında konuşma hakları yok. Bugüne kadar hiçbir tane form gelmedi bize. Daha önce satış konusunda biz anlaştık. Rakam da belirledik. Son anda vazgeçmişlerdi" dedi.
Tüm Özel Halk Otobüsleri Kooperatifleri Birliği Genel Başkanı Kurtuluş Kara, pazartesi günkü açıklamasında, esnafla belediyenin anlaşması durumunda araçlarını devretmeyi düşünebileceklerini belirtmişti.
'ATIK SU ANKARA ÇAYI'NA KARIŞIP İSTANBUL'DAKİ ÖMERLİ BARAJI'NA GİDİYOR'
Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Cumhurbaşkanlığının yatırım programına aldığı, ancak Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nde AK Parti ve MHP oylarıyla reddedilen Tatlar Atık Su Arıtma Tesisi kapasite artırımı projesiyle ilgili açıklama yaptı.
Ankara’nın Sincan ilçesinde yapılan tanıtım toplantısına ABB Başkanı Mansur Yavaş'ın yanı sıra Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ) Genel Müdürlüğü Atık Su Arıtma Dairesi Başkanı Ayşegül Pekyılmaz ve ASKİ personeli de katıldı.
Toplantıda konuşma yapan Mansur Yavaş, "Ankara Çayı’na arıtılan ve arıtılamayan Ankara halkının atık suyu Ankara Çayı’na karışıyor. Oradan Sakarya Nehri’ne ve Sakarya Nehri’nden de İstanbul Ömerli Barajı’na gidiyor. Bu arıtılamayan su sadece Ankara halkını değil İstanbul’u da ilgilendiriyor. Bir diğer husus Ankara Çayı’nın kenarında gerek Sincan, Yenikent ve Polatlı halkı buralardan sulama yapıyor. Buralarda yapılan sulamayla ilgili yetişen sebzeler de Ankara ve civar illere gönderiliyor. Dolayısıyla buralarda kullanılan ve İstanbul’a giden suyun tertemiz olması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
'ARTAN NÜFUSUNA GÖRE 2010 YILINDA KAPASİTESİNİN ARTTIRILMASI GEREKTİĞİ SÖYLENMİŞ AMA ARTTIRILMADI'
Tesisin 1989 yılında projelendirildiğini, 1992'de belediye başkanı Murat Karayalçın döneminde ihalesinin yapıldığını hatırlatan Yavaş, "İnşaat 1993 yılında başlamış. 1998 yılında burası açılmış. Açıldığı tarihteki rapora göre ilk kapasitesinin arttırılma tarihi 2010 yılı olarak gösterilmiş. Ankara halkının artan nüfusuna göre 2010 yılında buranın kapasitesinin arttırılması gerektiği söylenmiş ama maalesef bu arttırılmadı. 2025 yılında da ikinci kapasite artışı ve ileri biyolojik arıtmasının yapılması gerektiği söylenmiş. ANKAPARK yapılırken ayrıca alttan gelen derelerden birisi de buraya gelen atık suya karıştırıldığı için iyice buranın kapasite sorunu ortaya çıkmıştır. Normalde 765 bin metreküp buradan arıtılması gerekirken buraya gelen su iki mislini bulmuştur. Ayrıca artan yağışlar, yağış rejimi, iklim krizi nedeniyle yağışlar artınca bu tesisin bu kapasiteyle arıtmasının mümkün olmadığı gibi buradaki sakınca da iki misline çıkmış bulunmaktadır" dedi.
"Ankara Büyükşehir’e 2010 yılında tekrar yazı yazmışlar. ‘Buranın acilen arttırımını yapın’ demişler" diyen Yavaş, "Daha sonra Ankara Valiliği de 2018 yılında ‘2023 yılına kadar buranın kapasitesini arttırın’ diye bize yazı yazmıştır. ASKİ Yönetim Kurulu, 2017 yılında, tesis kapasitesinin yetersiz olduğundan bahisle tesisin ileri 'biyolojik arıtma tesisi'ne dönüştürülmesine yönelik projelerin hazırlanması için karar almış. Hiçbir çalışma yapılmamış" şeklinde konuştu.
'BURADAN KAÇAK SULAMA YAPILDIĞI TAKDİRDE BAŞIMIZA NELER GELECEĞİ BELLİ'
Atık suların Ankara Çayı'na karışması nedeniyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın belediyeye ceza kestiğini aktaran Mansur Yavaş, "2019’da Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nden buranın kapasitesinin arttırılması için 536 milyon lira kredi kararı çıkmasına rağmen halen bu arıtmayla ilgili hiçbir işlem yapılmamıştır. Tesis kapasitesi yetersiz. Bir kısım atık sular arıtılamadan Ankara Çayı’na gidiyor. Buradan kaçak sulama yapıldığı takdirde başımıza neler geleceği belli. Arıtılan bu atık sular, Sakarya Havzası’na deşarj edildiğinden Kentsel Atık Su Yönetmeliği çerçevesinde 2023’e kadar tamamlanması gerekiyordu" ifadelerini kullandı.
'CUMHURBAŞKANLIĞININ ONAYLAMASINA RAĞMEN 30 NÜFUSU İLGİLENDİREN PROJEYİ REDDETİLER'
2019'da göreve geldikten sonra çalışmalara başladıklarını söyleyen Yavaş, şöyle devam etti:
"2020 yılında buranın proje ihalesine çıkıldı. Projeleri yapıldı, daha sonra 2022’de teslim alındı. 2023 yılında da ÇED raporunu aldıktan sonra Strateji Daire Başkanlığına ve Cumhurbaşkanlığına başvurduk. Buranın acil yapılması ve yatırım programına alınması gerekiyor dedik. Cumhurbaşkanlığından onay çıktı ve yatırım programına alındı. Yatırım programına alınınca bu sefer finans arayışına girdik. İki ayrı kuruluştan 135’er milyon dolar kredi için görüşmelere başladık. Kredisini de bulduk. Bu kredi Belediye Meclisi’nden onaylanacak, daha sonra Hazine’ye gidecek. Tekrar Hazine’nin onayı alınacak. Daha sonra ihaleye çıkarılacak. 2024 Seçimlerine kadar başlaması dahi mümkün değil.
Sanıyorum ki Belediye Meclisi’ndeki üyeler bu parayı alıp başka yerlerde kullanabileceğimizi sanıyorlar herhalde. Önce reddettiler. Cumhurbaşkanlığının onaylamasına rağmen 30 milyon nüfusu direkt ilgilendiren bir projeyi reddettiler. Ben veto ettim. 2 aydır da erteleme kararı alıyorlar. Bunu Ankara, İstanbul halkının ve Türkiye’nin mutlaka görmesi gerekir. Burada 'Mansur Yavaş'ı engelliyorum' adı altında 30 milyon insanın sağlığıyla oynanıyor. Sadece 30 milyon da değil. Sakarya’dan da sulama yapan on binlerce insan var. Bu suyu kullanıyorlar. Tamamı arıtılmış olsa belki o kadar sorun olmayacak. Ama kapasite ve nüfus artışı, artan yağışlar nedeniyle bu kapasiteyle gelen atık suyun şu an arıtılma imkanı zaten yok."
'FİNANS KURULUŞU FONU BAŞKA ÜLKELERE KULLANDIRACAĞIZ DİYE YAZI GÖNDERDİ'
"En son bu ayki Meclis’te ertelenmeden evvel finans kuruluşu şöyle bir yazı yazdı. ‘Bakın biz bu projeyi onayladık. Finansman desteğinde bulunmaya hazırız. Ancak görüyoruz ki bu finansı kullanıp kullanmayacağınız konusunda belediyenin tereddüdü var. Eğer kullanmayacaksanız bunu bildirin. Çünkü bütün dünyada çevre sorunları var. Bu para çevre sorunları için ayırdığımız bir fondur. Başka ülkelere kullandıracağız’ diye bize yazı yazdılar. Bu yazı komisyonda olmamasına rağmen reddedildi. 135 milyon dolarlık kısmı için yaptığımız görüşmede finansı sağlayan kuruluş, ‘Ülkedeki ekonomik krizi, enflasyonu biliyoruz. Biz size bu 135 milyon doları kullandırdığımız an TL’ye çevirelim. Siz bunu TL üzerinden ödeyin’ dedi. Biz bunu memnuniyetle karşıladık. Bu proje geciktikçe dolardaki artış nedeniyle ABB’nin ve Ankara halkının borçlandığı rakam da artacak. Zaten ASKİ’nin bütçesi ilk defa geçen yıl eksi 5 milyarla tamamlandı. Yapılacak yatırımları karşılamayacak bir geliri var."
'KARAYALÇIN'DAN SONRA BURAYA ÇİVİ ÇAKILMAMIŞ'
"En son EGO’da yaşadığımız krizle belediyenin en asli görevleri olan ‘Toplu ulaşım çalışmasın’, ‘Ucuz ve musluktan içilebilir su verilemesin’, ‘Altyapı çalışmaları yapılamasın’ anlayışıyla muhalefet ediyorlar. Şahsım olarak Mansur Yavaş’a bir zarar vermiyor ama gördüğünüz gibi 30-40 milyon insanın sağlığıyla oynanıyor. Şöyle olmalıydı. Bazı imkansızlıklar nedeniyle biz bunu yapamamalıydık. Tam tersine Meclis’teki muhalefet ‘Niye yapmıyorsunuz’ diye bizi eleştirmeliydi. 30 milyon insanın sağlığını ilgilendiren bir konuda ABB’nin faaliyetlerini engellemek için insanların sağlığını bir kenara atmak suretiyle Meclis’teki kredi talebimizi ertelemişlerdir. Eğer yine onaylamazlarsa yaptığımız sözleşmeler sona erdirilecektir. Belediyenin bütçesinden belli bir miktar ayırsak bile burası 15 yılda tamamlanacaktı. Ankara halkının 15 yıl değil 15 gün bekleyecek durumu yok. Karayalçın’dan sonra buraya çivi çakılmamıştır. 25 yıldır buraya hiçbir şey yapılmamıştır."
'BAŞLAMA TARİHİMİZ 31 MART 2024’Ü GEÇER DİYE DÜŞÜNÜYORUM'
Mansur Yavaş, basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin projenin Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanıp belediye meclisinin veto etmesi üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan randevu talebi olup olmadığına ilişkin, "Henüz yok. Reddedilirse götürmeyi düşünüyoruz" cevabını verdi.
Yavaş, bir başka gazetecinin projenin belediye meclisinden ret veya onay aldığı takdirde sürecin nasıl işleyeceğine ilişkin sorusunu "Başka yollar deneyeceğiz. Bunun illaki yapılması gerekir. Başlama tarihimiz 31 Mart 2024’ü geçer diye düşünüyorum. Çünkü Meclis’ten karar alınacak. Finans kuruluşlarıyla imzalanacak. Tekrar hükümete gönderilecek. Hazine’den kredinin onaylanması, daha sonra ihale sürecine baktığınız zaman nisan ayını geçecektir diye düşünüyorum. Yapım süresi de 4 yıl" şeklinde yanıtladı.
'3 YIL BOYUNCA ANADOLU YAKASI’NDA İÇİLEN SULAR KOKMUŞ, ARITILAMADIĞI İÇİN'
Yavaş, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’yla bu konuyu görüşüp görüşmemesine ilişkin soru üzerine "İstanbul kendisi arıtıyor ayrıca. Daha önceki ASKİ müdürümüz Cumali Bey’den öğrendiğime göre 3 yıl boyunca Anadolu Yakası’nda içilen sular kokmuş, arıtılamadığı için" dedi.
'DÜN SATIŞ SÖZLEŞMELERİNİ GÖNDERDİK. BUGÜNE KADAR HİÇBİR TANE FORM GELMEDİ BİZE'
Mansur Yavaş, özel halk otobüsleri (ÖHO) sorununa ilişkin soruya, "İki grup var. Grubun birisi satmayacağını bildirdi. İlçelerdeki otobüslerin de satmak istemeyeceğini düşünüyorum. Dün satış sözleşmelerini gönderdik. Çünkü başkaları hakkında konuşma hakları yok. Bugüne kadar hiçbir tane form gelmedi bize. Daha önce satış konusunda biz anlaştık. Rakam da belirledik. Son anda vazgeçmişlerdi" diye yanıt verdi.
'YÜZLERCE MÜFETTİŞ GELDİ, YARGILANAN BİR KİŞİ YOK'
Bir gazetecinin "Yerel seçimlerden önce belediyede yaşanan aksaklıkların karşı propaganda olarak kullanılması adına bir endişe mi var' sorusunu Yavaş, “Bu tür olaylara rastlıyoruz. Alıştık. Şu ana kadar yüzlerce defa müfettiş geldi. Yargılanan bir tane elemanım yok. Ama televizyonlara baktığınız zaman her zaman bir şeyler oluyor Ankara Büyükşehir’de. Bizim dönemimizde görev alan bürokratların, işçilerin dahi yanlış yapma hakkı yoktur. Olursa ben Savcılığa veriyorum. Bundan sonra bütün birimlerimizde belli sabotaj olabilecek şeylerle karşılaşabileceğimizi düşünüyorum. Bunun işaretlerini de görüyoruz" sözleriyle cevapladı.