Meltem Soğuk Stropoli’nin ilk kitabı: Yeşil Mavi Hayat’la “insan yaşama” yoluna çıkmak

Meltem Soğuk Stropoli Yeşil Mavi Hayat adlı kitabıyla yaşamın değeri ve insan olmak üzerine fikir yürütmeyi seven herkese kendilerinden ve düşüncelerinden bulabilecekleri bir izlek sunuyor.

Meltem Soğuk Stropoli’nin ilk kitabı: Yeşil Mavi Hayat’la “insan yaşama” yoluna çıkmak

“Kulağa, şifresi çözülmeyi bekleyen bir sır gibi gelen ‘yaşamın hakkını vermek’ fikrinin, aslında ‘daha fazla insan olmak’ ve ‘insanca yaşamaktan’ çok da farklı bir şey olmadığını biliyorum artık.” Meltem Soğuk Stropoli bu ay Destek Yayınları’ndan çıkan Yeşil Mavi Hayat adlı kitabıyla yaşamın değeri ve insan olmak üzerine fikir yürütmeyi seven herkese kendilerinden ve düşüncelerinden bulabilecekleri bir izlek sunuyor.

Kitapta milyonlarca insanın yüzyıllardır düşündüğü birçok soruya yanıt arıyor, Meltem Soğuk Stropoli. Tabii bu büyük keşif yolculuğuna çıkarken insanlığın düşünce biçimlerinde önemli rol almış filozoflardan yararlanıyor. Ama ne tam doğu felsefesine ve filozoflarına yaslanıyor ne de batı filozofisinin yol haritasını rehber ediniyor kendisine.

Yeşil Mavi Hayat’ta Arthur Schopenhauer, Carl Gustav Jung, ve Engin Geçtan da var Viktor E. Frankl, Wilhelm Schmid, Epikür, Carl Sagan da var. Henry David Thoreau, Socrates, Gündüz Vassaf ile Aristoteles, Seneca ile Farabi Meltem Soğuk Stropoli’nin felsefeden edebiyata, psikolojiden sosyolojiye uzanan yolcuğunda yer buluyor.

Elbette evrenin sonsuz olasılıkları, bitkiler, hayvanlar, dostlar, filmler, şarkılar yol arkadaşı oluyor, okuyuculara.

Arka kapaktaki yazı da kitap hakkında güçlü bir fikir veriyor:

“Günümüzün modern dünyasında çoğumuz hedef odaklı, hızlı, oldukça da bireyselleşmiş hayatlar yaşıyoruz. Yaşamdaki ‘anlam’, genellikle başarı ve toplumsal statü ile ilişkilendirilirken, insanı insan yapan erdemler ise burun kıvrılan demode değerler haline geldiler.

Büyük resmi kaybetmeden ‘gerçek kendimiz’i keşfedebilmek, sadece bireysel hırs ve tüketme odaklı bir şekilde bencilce yaşamamak, doğanın sahibi değil de onun bir parçası olduğumuzu unutmamak, ‘ben-öteki’, ‘insan-doğa’, ‘insan-hayvan’ tarzında ayrımları törpüleyebilmek gibi kavramlar üzerine düşündürücü bir yapıt...”

Kaynak: Haber Merkezi