Münevver Karabulut cinayetinde Garipoğlu ailesi hakkında ayin şüphesi iddiaları ortalığı karıştırdı
Üzerinden 14 yıl geçmesine rağmen gündemden düşmeyen Münevver Karabulut cinayetine ilişkin yeni iddialar ortaya atıldı. Mayasız Ayini iddialarını Fatih Altaylı'nın programında dile getiren Karabulut ailesinin avukatı Rezzan Epözdemir, iddiaların kendisine ait olmadığını söyledi.
İstanbul’da 14 yıl önce Münevver Karabulut’u katleden ve cezaevinde intihar eden Cem Garipoğlu’nun cinayeti ‘Yahudi’ geleneklerinde yer alan ‘Mayasız Ayini’ için iddiaları tartışılırken, Karabulut ailesinin avukatı Dr. Rezan Epözdemir, Fatih Altaylı’nın programında dile getirmişti.
Özdemir, yayının ardından yaptığı yeni açıklamada iddiaların kendisine ait olmadığını söyledi.
Epözdemir, Sözcü’ye yaptığı açıklamada, “29 bıçak kesisi, beşi öldürücü bıçak darbesi, ölmeden önce testere kullanılması, makulenin kafası bedeninden ayrılmış, hunharca ve vahşice bir cinayet. Türkiye'de bütün kurumların sorgulandığı bir dosya oldu. Bir dava 11 dava oldu. Ölümün sebebi ile ilgili mahkeme binlerce sayfa evrak, onlarca klasör olmasına rağmen gerekçeyi tespit edemedi. Fakat mahkemenin gerekçesinde, duruşma zabıtlarında tartıştığı 4 tane senaryo olarak gerekçe vardı. Bu dördü de olabilir ama net olarak gerekçeyi tespit edemedi” ifadelerini kullandı.
Baba ve oğlun cinayete iştirakten birlikte yargılandığını aktaran Epözdemir, “Özellikle soruşturma evresinde birlikte bir şeyler yapmak istemiş olabilirler ve direnmiş olabilir iddiası var. Dördüncüsü de Münevver Karabulut 15.00'de eve geliyor. Cem Garipoğlu, 18.46'da Münevver'in kafası vücudun ayrılmış halde gitar valizinde evden çıkıyor. Cinayet mahali Bahçeşehir'de bir de ev. Etiler'e 40 kilometre korsan taksiyle gidiyor.
Babaannesinin evinin önündeki çöp konteynırına bırakıyor. Testereyi de önceden almış yazışmaları göre cinayeti planlanmış. Zaten tasarlanmadan mahkum oldu. Bu bir ayin olabilir diye mahkeme gerekçesinde tartıştı. Fakat bu 4 senaryodan da hangisi olduğuna mahkeme kanaat getiremedi, tespit edemedi. ‘Bu 4 olasılık da gerekçede, duruşmada tartışıldı' dedim. Bu mahkemenin kanaati. Benim bu yönde bir görüşüm de kanaatim de yok” dedi.
‘ADALET BAKANI YORUMLARI OKUSAYDI…’
Fatih Altaylı da konuya ilişkin şahsi internet sitesinde bir yazı kaleme aldı. Adalete olan güvenin yeniden sağlanması için Cem Garipoğlu’nun mezarının açılması gerektiğini savunan Altaylı, “Eğer bir Adalet Bakanı bu yorumları okusaydı, bir saniye bile düşünmeden Karabulut ailesinin talebini yerine getirir ve mezarı açtırırdı” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE’DE ADALETE GÜVENİN YENİDEN SAĞLANABİLMESİ İÇİN…’
Altaylı, mezarın açılması talebine ilişkin şunları yazdı:
“Belli ki, Türkiye’de adalete güvenin yeniden sağlanabilmesi için atılması gereken çok adım var.
İlk adım, Cem Garipoğlu’nun mezarının açılmasına izin vermek olabilir.
Tabii mezarda yatanın o olduğu konusunda adaletten sorumlu olanlarda da bir şüphe yoksa.
Yok eğer mezardan başkası çıkarsa.
Seyreyle sen gümbürtüyü…”
‘EPÖZDEMİR’E ANTİSEMİTİZM SUÇLAMASI YAPIYORLAR’
Epözdemir’in yayında kullandığı ifadelere de değinen Altaylı, “Konuyu Cem Garipoğlu’nun mezarının açılıp açılmaması tartışmasından çıkarıp, saçma bir noktaya çekmek isteyen bir grup, mahkemenin cinayet sebebi olarak araştırdığı dört başlığı anlatan Epözdemir’in aktardıklarından yola çıkarak Epözdemir’e antisemitizm suçlaması yapıyorlar” diye yazarak devamında şunları kaydetti:
“Buradaki niyet çok açık.
Tartışmayı feth-i kabir talebinden çıkarıp, bambaşka bir noktaya sürüklemek.
Bunun için de program içinden kısa kesitler alıyorlar.
Programın tamamı izlendiğinde Epözdemir’in kastının ne olduğu gayet iyi anlaşılıyor.
Boşuna uğraşmasınlar!”