Özel’den asker arkadaşı Bakan Tunç’a telefon: 1 Mayıs tutuklusu 16 öğrenci, mahkemeye çıkmadan tahliye edildi
Barış Terkoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, 1 Mayıs'ta tutuklanan öğrencilerden 16'sının tahliyesi için Adalet Bakanı Tunç'u aradığı, bu kişilerin mahkemeye çıkarılmadan tahliye edildiğini öne sürdü.
1 Mayıs’ta, İstanbul’da kitlelerin Taksim’e çıkmasını engelleyen iktidar, birçok yolu, caddeyi ve ulaşım aracını kullanıma kapatmıştı.
Anayasa Mahkemesi kararına rağmen, Taksim’in 1 Mayıs’ta yasaklanmasına tepki gösteren kişiler, Saraçhane, Beşiktaş, Şişli ve Beyoğlu üzerinden Taksim’e geçmek istemiş, polis engeline takılmıştı.
İşçi ve Emekçi Bayramı’nda Taksim’i zorlayan kişiler gözaltına alınmış, ardından birçoğu tutuklanmıştı.
Emniyet, 1 Mayıs sonrası 3 farklı zamanda gerçekleştirdiği operasyonlarda da Saraçhane’den Taksim’e geçmek için polis barikatlarını zorlayan kişilerin evlerine baskınlar düzenleyerek gözaltına almış, bu kişiler sonrasında çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.
Çoğu öğrenci olan 77 kişilik 1 Mayıs tutuklusundan birçoğu, geçtiğimiz günlerde tahliye edilmişti.
Ayrıca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, tutuklu bulunan 30 kişi için, çeşitli suçlardan 3 yıl 9 aydan 17 yıla kadar hapis cezası talep ettiği bir iddianame hazırlamıştı.
16 ÖĞRENCİNİN TAHLİYESİ İÇİN RİCA TELEFONU
Cumhuriyet’ten Barış Terkoğlu’nun haberine göre, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'u aradıktan sonra 1 Mayıs'ta eylemlerinde tutuklanan 36 öğrenciden 16'sının mahkemeye çıkmadan tahliye edildiğini belirtti.
Terkoğlu, tutuklu öğrencilerin ailelerinin CHP lideri Özel ile konuştuğunu, çocuklarının tutuklu olması sebebiyle sınavlarına giremedikleri için mağdur olduğunu iletti. Ayrıca Terkoğlu, Özel'in, askerlik arkadaşı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'u arayarak öğrencilerin serbest bırakılması için ricada bulunduğunu öne sürdü.
Barış Terkoğlu’nun yazısından ilgili kısım şöyle:
“Son 1 Mayıs’ta geçen 14 yıl çok konuşuldu. Zira 31 Mart’ta muhalefetin seçimi kazanmasının heyecanıyla muhalifler Taksim’e yürüyüşe geçmiş, Saraçhane’de önleri kesilenler gözaltına alınıp tutuklanmıştı. Tutuklananların önemli bir kısmı öğrenciydi.
Tutuklu öğrencilerin aileleri, CHP’li vekillere dert yandı. “Üniversite öğrencisi çocuğum 1 Mayıs’a katıldığı için hapiste, sınavları var, giremiyor” diye feryat ediyorlardı. Sonra Özgür Özel’den randevu aldı. 28 Mayıs’ta çocuklarının eğitim hayatına verilen zararı anlattılar.
Peşinden kritik adımlar geldi. Aileleri dinleyen Özel, “Askerlik arkadaşımı arayayım” diyerek telefona uzandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’u aradı. Bakan telefonu hemen açtı. 1 Mayıs eylemine katıldı diye tutuklanan öğrencilerin durumunu, çocukların sınavlarına giremediğini, ceza alsalar dahi yatarı olmayan bir suçlama nedeniyle eğitim hayatlarının zarar gördüğünü ve serbest bırakılmaları gerektiğini söyledi. Adalet bakanı, sorunun çözümü için elinden geleni yapacağını söyleyerek kapattı.
Bakan “yukarı” ile görüştü mü bilinmez... Ama bundan sonra hızlı bir süreç yaşandı. Özel’in telefonundan bir gün sonra 29 Mayıs’ta savcı M.Ü., kendi talebiyle tutuklanan üç öğrenci için bir anda görüş değiştirdi. Dört gündür tutuklu olan A.K.G., B.Y., Ö.B. adlı öğrenciler için “tutuklulukta geçen sürenin yeterli” olması gerekçesiyle tahliye talebinde bulundu. Öğrenciler sürpriz şekilde serbest kaldı. Savcı, tahliye talebinde öğrenciliğin özellikle altını çizdi: “Şüphelilerin öğrenci olduğu, öğrenci belgelerini ibraz ettikleri...”
Herkes diğer öğrencilerin de serbest bırakılmasını bekliyordu ki... Sanki bir el garip şekilde müdahale etti. Öğrencilerin serbest bırakılması için başvuran savcı, aynı anda iddianameleri yazıp mahkemelere göndermişti. İddianamelerin tarihi Özel-Tunç görüşme günüyle aynıydı. Mahkemelere yolladığı iki ayrı iddianameyi işaret ederek “Buradan sonrası mahkemenin kararı” diyordu. İddianameyi kabul eden 44. Asliye Ceza Mahkemesi, tensip zaptında tutukluluğa devam dedi.
“Buraya kadarmış” umutsuzluğu yayılıyordu ki yeni bir gelişme daha yaşandı. Sanki bir el yine “Devam” demişti. 25. Asliye Ceza Mahkemesi iddianameyi reddederek geri gönderdi. Böylece henüz iddianamesi yazılmayanlar ve geri dönen dosyadakilerin bir kısmıyla birlikte toplam 13 öğrenci tahliye edildi.
Son rakamı vereyim: 1 Mayıs eylemleri nedeniyle 40’ı öğrenci 82 kişi tutuklanmıştı. Dördü ilk itirazlarla çıkınca 36 öğrenci kalmıştı. Özel-Tunç görüşmesinden sonra parça parça, 16 öğrenci mahkemeye çıkmadan tahliye edildi. Şu anda 20 öğrenci içeride kalmaya devam ediyor. Öğrencilerin avukatı da bu gel-git durumunu “Savcı, aksi yönde bir görüntü çizmek istese de dosya üzerindeki siyasi baskının azalmadığını göstermiş oldu” sözleriyle açıklıyor.
'BİR ÇUVALIN İÇİNDE YOKLUĞA DOĞRU İLERLİYORSUNUZ!'
Özetleyelim. Bir; belli ki iktidar ile muhalefet arasındaki “normalleşme trafiği” kamuoyunda görünenden daha fazla derinliğe sahip. Arka planda başka hikâyeler de konuşuluyor.
İki; kimine göre iktidarın bir eliyle şeker veren öbür eliyle sopa vuran kurgusu, kimine göre ise iktidar içi çatışmaların sahaya yansıması nedeniyle “normalleşme” denilen şey gelgitli.
Üç, muhalefetin “müzakereli mücadele” diye açıkladığı sürecin karşısında iktidarın “kırmızı çizgili” cephesi var. 16 öğrenci tahliye oldu ama yazı yazıldığı sırada işsiz, işçi, esnaf vb. 59 kişi sadece 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmaya çalıştığı için hapiste kalmaya devam ediyor. Siz buna kayyumu da ekleyerek devam edin. Herkesin “normalleşme”den nasibi başka...
Dört, yargının tutuklarken de bırakırken de “Tabii ki efendim”li halini artık anlatmıyorum.
Maymun avının öğrettiği gibi. 1 Mayıs’ta gir-çık yapan öğrenciler de bize bir şey anlatıyor. Avcıyla oyun oynuyorsanız hem akıllı hem iradeli olmak zorundasınız. Yoksa bir bakarsınız, elinizde yeni anayasa ile bir çuvalın içinde yokluğa doğru ilerliyorsunuz!”
Kaynak: Gerçek Gündem