Şehit cenazesindeki provokasyona sahip çıktı! Erdoğan: Güya gövde gösterisi yapacak. Bu millet kimin kim olduğunu gayet iyi biliyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sabiha Gökçen Havalimanı'na yapılan ikinci pistin açılışında konuştu. Erdoğan, terör saldırılarında 12 askerin şehit olmasının ardından, 'terörle ülke siyasetinin şekillendirildiği' günlerin geride kaldığını savundu.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sabiha Gökçen Havalimanı'na yapılan ikinci pistin açılışında açıklamalarda bulundu.
ÖZEL'E PROVOKASYONA SAHİP ÇIKTI
Erdoğan, CHP lideri Özgür Özel’in şehit Piyade Sözleşmeli Er Enis Budak’ın Manisa’daki cenazesinde yapılan provokasyona ilişkin de konuştu.
Özel’i hedef alan Erdoğan, adeta provokasyona sahip çıktığı sözlerinde şunları kaydetti:
“Bir tanesi Manisa’da gitmiş orada güya gövde gösterisi yapacak. Ne oldu? Artık bu millet kimin kim olduğunu gayet iyi biliyor. Öyle herkese yol geçen hanı demiyor.”
Erdoğan konuşmasında 'terör'e ilişkin de konuştu. Erdoğan, 12 askerin şehit olmasının ardından, Türkiye'de siyasetin terörle şekillendirildiği günlerin geride kaldığını şu sözlerle savundu:
'ARAMIZA NİFAK SOKULMASINA İZİN VERMEYİZ'
"Terörle ülke siyasetinin şekillendirildiği eski Türkiye artık geride kalmıştır. Terör saldırılarıyla milletimizi bölme planlarının ömrü tükenmiştir. Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı, Alevi’si ve Sünni’si ile 85 milyonun kardeşliğine kastedilmesine aramıza nifak sokulmasına kesinlikle izin vermeyiz. Her kim, kalleşlerin eylemlerini kendine siper ederek birliğimize, dirliğimize, beraberliğimize saldırıyorsa, terörün amaçlarına hizmet ediyor demektir.
Bu konuda özellikle gençlerimizin çok dikkatli olmalarını, sureti aktan görünerek, ters manyal yapan provokatörlere asla itibar etmemelerini bekliyoruz."
CHP'Yİ HEDEF ALMAYI YİNE İHMAL ETMEDİ
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Sabiha Gökçen Havalimanı'mızın yeni pistinin açılışını sizlerle birlikte gerçekleştirmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bu önemli eserin İstanbul'umuzun yanı sıra tüm bölgemize, tüm Türkiye'ye, 85 milyonun her bir ferdine hayırlı olmasını diliyorum.
Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı 1987 yılında rahmetli Turgut Özal'ın ortaya koyduğu vizyon doğrultusunda hayata geçirilmiştir. Burası ileri teknoloji, endüstri parkı ve havalimanı kısa adıyla AYTEK projesinin ilk adımı olarak tasarlanmıştır. Projenin amacı başta savunma ve havacılık sanayii olmak üzere ileri teknoloji alanında güçlü bir yenilikçilik alt yapısının oluşturulmasıydı. Sabiha Gökçen Havalimanı 2001 yılında hizmete girmesinden itibaren sadece İstanbul'un değil tüm bölgenin adeta uçuş merkezi haline geldi.
Bugün havalimanımız Anadolu Yakası ile birlikte çevre illere de hizmet veriyor. Sabiha Gökçen Havalimanı Türkiye genelindeki iş ve turizm piyasalarının gelişimi açısından son derece kritik roller üstleniyor. Zaman içerisinde havalimanının artan hava ve yolcu trafiğini karşılamakta zorlandığını görüyoruz. Bunun üzerine ilk etapta 2009 yılında yap-işlet-devret modeli ile yeni terminal binasını devreye aldık. Diğer taraftan 2010 yılında AYTEK projesinin bir diğer unsuru olan İstanbul Teknoloji Geliştirme Bölgesi'nin kuruluşu gerçekleştirildi. Teknopark İstanbul bugün ülkemizin en önemli teknoloji merkezlerinden biri olarak faaliyetini sürdürüyor.
Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'nın kullanım oranı ve yolcu trafiği sürekli yükseliyor. Havalimanımız 2021 yılında iç ve dış hatlarda yaklaşık 181 bin uçuş trafiği ile 25 milyon yolcuyu ağırladı. 2022 yılında bu sayı 31 milyon yolcuya ulaştı. 2023 yılının ilk 11 ayında 208 bin uçuş trafiği ile yolcu sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20'lık artışla 34 milyona yükseldi. Bugün Sabiha Gökçen, İstanbul Havalimanı ve Antalya Havalimanı'ndan sonra yolcu trafiğinin en çok olduğu üçüncü havalimanıdır. Sene sonunda havalimanımızdan seyahat eden yolcu sayısının 37 milyonu aşacağını öngörüyoruz. Sektördeki büyüme ve havalimanının gelişim planları çerçevesinde ihtiyaç duyulan 2. pistin inşası için 2012 yılında karar aldık. Ardından çalışmalara başlayarak toplam 970 milyon doları bulan yatırım tutarı ile 2. pisti ve mütemmim işlerini tamamladık. Havalimanımızın trafik kapasitesini ikiye katlayacak pistimizin uzunluğu 3 bin 540 metredir.
Ayrıca 3 bin 520 metre, 3 bin metre ve 2 bin 2400 metre uzunluğunda 3 adet paralel taksi yolu vardır. Toplam 62 uçak kapasiteli 650 bin metrekarelik orta apronu ve 40 uçak kapasiteli 300 bin metrekarelik kargo apronu ile havalimanımız rakiplerine göre çok ileri özelliklere sahiptir. Pistin TEM Otoyolu ile D-100 bağlantı yolu üzerinden geçebilmesi için bin 520 metre uzunluğunda ve çift tüplü TEM Bağlantı Tüneli'ni inşa ettik. Kimi çevrelerin ısıtıp ısıtıp dağ olmayan yere tünel yaptılar diye yalan yanlış paylaşımlarda bulunduğu tünel işte bu TEM bağlantı tünelidir. Havalimanımızda tüm bu alt yapı ile birlikte hava trafik kontrolü kulesi, teknik blok, gümrük, itfaiye ve garaj binası gibi 19 bin metrekare kapalı alana sahip tüm üst yapı tesislerini de en son teknoloji ile yeniledik.
Hava trafiği açısından maksimum kapasiteyi sağlamak için yeni pistimizi iniş, eski pisti ise kalkış amacı ile kullanacağız. Böylece havalimanımızın hava trafik kapasitesini 2 katına çıkarcağız. Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı yeni pistin de devreye girmesiyle yıllık 85 milyondan fazla yolcuyu ağırlayacak kapasiteye erişecektir. Şu an bulunduğumuz bölgede havalimanı kurulması fikrine öncülük eden siyaset hizmet adamı 8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ı rahmetle yad ediyorum. Rabbim Türkiye için hayal kuran, Türkiye için çalışan, ülkenin ve milletin istikbali uğrunda gayret gösteren herkesten razı olsun diyorum.
Sabiha Gökçen Havalimanı'nın hikayesi aynı zamanda Türkiye'ye dair iki farklı yaklaşımın birbirine zıt iki anlayışın da hikayesidir. Buranın inşası ile ilgili ilk çalışmayı başlatan rahmetli Özal, siyasi hayatı boyunca haksız, insafsız ve vizyonsuz eleştirilerin muhatabı olmuştur. Türkiye'nin çeyrek asırlık, yarım asırlık hedefleri doğrultusunda attığı her stratejik adımda merhum Özal belli çevreler tarafından hedef alınmış, ülkenin kaynaklarını israf etmekle suçlanmıştır. Ne gerek var? Eleştirisi rahmetli Özal'ın medya, akademi ve siyaset camiasında en çok maruz kaldığı sorulardan biriydi. Bu soruyu soranların niyeti projelerin verimliliğini sorgulamak değildi. Bilakis yapılan hizmeti millete lüks gördükleri için bunu ifade ediyorlardı. Ortaya hiçbir eser koyamayanlar ülkesi ve milleti için samimiyetle çalışan, proje geliştiren vizyoner devlet adamlarına sürekli engel çıkardılar.
2002 yılında ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde biz de benzer ithamlara maruz kaldık. Benzer sabotaj girişimleri ile hiçbir temeli olmayan eleştirelerle karşılaştık. Merhum Özal'ın projelerini akim bırakmak için hangi söylemlere, hangi yalanlara başvurulduysa aynısını kat be kat fazlasıyla bize de yaptılar. Parayı betona gömüyorlar dediler. Yola, köprüye, tünele, baraja, hastaneye ne gerek var dediler. Yolla karın mı doyar diyerek kendilerini komik duruma düşürdüler. Hatta öyle zamanlar oldu ki uçak inmeyen yere havalimanı inşa ettiler bu iftirayı atacak kadar muvazeneyi kaybettiler. Arşivlere baktığınızda başta havalimanlarımız olmak üzere her devasa eserde bu çapsızlığın, bu ufuksuzluğun üzerini muhakkak görürsünüz.
Türkiye'de muhalefetin tarihi sadece seçim hezimetlerinin, sadece seçim skandallarının değil aynı zamanda icraat düşmanlığının da tarihidir.
Yapılan işe takoz koymak, milletin hayrına olan her projeye çamur atmak CHP ve siyasi akrabalarının milli sporudur. Tarih bizi haklı onları ise haksız çıkarmıştır. Dile getirdikleri eleştirilerin tamamen safsatadan, tamamen kötü niyetli bir temenniden ibaret olduğu zamanla anlaşılmıştır. Bunun en somut örneği de şu anda ikinci pistini açtığımız Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'dır. CHP'nin sabık genel başkanının uçak bile inmiyor dediği, tuz gölüne alabalık tesisi yapmaya benzettiği havalimanımız bu sene sonunda 37 milyon yolcu ağırlayacak. 2030 yılında ise bu rakam 63 milyona yaklaşacak.
Engellemek için Gezi Olayları dahil sokak terörüne başvurdukları İstanbul Havalimanı, Avrupa ve dünyanın en iyi havalimanları arasında gösteriliyor. Bu havalimanımız daha geçen hafta 5 ödül birden aldı. Aynı durum çamur attıkları diğer yatırımlarımız için de geçerlidir. Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu olmasaydı bugün İstanbul trafiği çok daha kötü durumda olurdu. Şayet Türkiye'yi duble yollar, otoyollar, demiryolları ile donatmasaydık ne ihracatımız 255 milyar dolara çıkardı, ne turist sayımız 50 milyonu aşardı.
Kaynak: Gerçek Gündem