Sırrı Süreyya Önder'den Canlı Yayında Açıkladı: 'Şerefim Üzerine Söylüyorum...'
DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, konuk olduğu canlı yayında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunuyor. Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın herhangi bir şartı olmadığını söyleyen Önder, "Şerefim üzerine temin ediyorum ki, bu işin pazarlığı ya da şartı yok. Ben de bu lafı kolay kolay kullanmam" dedi. Önder, İmralı heyetinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir görüşme gerçekleştirebileceğini de söyledi.

Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın silah bırakma çağrısı gündemdeki yerini korurken, DEM Parti’nin İmralı heyetinde yer alan Sırrı Süreyya Önder önemli açıklamalarda bulundu. Son 50 yılda hayatını kaybedenlerin hatırası önünde saygıyla eğildiğini ifade eden Önder, “Şehitlerimiz, canlarımız, hepsi bizim için aziz. Buraya kadar bu işi çözemedik. Bari çocuklarımıza böyle bir sorun bırakmayalım” dedi.
'DEVLET BEY GÖRDÜĞÜM EN ZARİF İNSANLARDAN BİRİSİ'
Habertürk TV’de Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtlayan Önder, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Meclis'te DEM Partililere verdiği selamın sorulması üzerine, "Devlet Bey bire bir insan ilişkilerinde şu siyasi yaşamda gördüğüm haza en zarif insanlardan birisidir. Aslında insanlar da buna tanık oldu, fakat hafıza-ı beşer nisyan ile malul ya da insanlar inanmak istediklerine inanıyorlar belki de..." dedi.
'BUGÜN ŞAŞIRANLAR DEVLET BEY'İ TANIMIYOR'
Ahmet Türk tutuklandığında Bahçeli'nin 'tutuksuz yargılanması' yönünde çağrı yaptığını ifade eden Sırrı Süreyya Önder, "Nitekim bu iradesinin arkasında durdu, Ahmet ağabeyin sağlık sorunları vardı, hala var. İmralı'ya gelirken baya bir güçlük çekti. Barışa olan özlem ona bir dinamo oldu. Umuyoruz ki sağlığına da olumlu etkileri olacak. Ahmet Bey tutuksuz yargılanmaya başladı" diye konuştu.
Kendisi cezaevine girdiğinde de Bahçeli’nin Pervin Buldan aracılığıyla “geçmiş olsun” mesajı gönderdiğini açıklayan Önder, "Daha önce değişik adlarla kurduğumuz partilerin milletvekilleriyle her vesileyle tokalaşan, halini hatırını soran, yakınını kaybettiğinde taziye için mutlaka arayan ama siyaseten en sert şekilde tartıştığımız bir rakibimizdi. Fakat bu asaleti Devlet Bey'den başka pek kimseden görmedik. Ben kendim cezaevine girdiğimde, Pervin Hanım üzerinden bana 'geçmiş olsun' mesajı göndermişti. Yapabileceği bir şey olup olmadığını sormuştu. Devlet Bey böyle bir insan, bugün şaşıranlar Devlet Bey'i yeterince tanımıyor" diye konuştu.
'BU MESELENİN DEVLET BEY'LE ÇÖZÜLECEĞİNİ SÖYLEMİŞTİM'
11 yıl önce sorunların Bahçeli’yle çözülebileceğini dile getirdiğini ifade eden Sırrı Süreyya Önder, “Bu işte ciddiyet ve samimiyet iki altın anahtar. Yaptığınız iş büyük iş. Canlar söz konusu. Bir canın bütün dünya bir araya gelse giden canı geri getirmek mümkün değil. İkincisi zaman, taklidi yok. Akıp gider. Bıraktığı tahribat bir yanda. Böyle büyük işe kalkışanlar bununla doğru orantılı ciddiyet ve samimiyetin sahibi olmalılar. O anlamda bu lafı söyledim. Biraz da tanıdığım için Devlet Bey’i söyledim” dedi.
'BAHÇELİ, ‘DAHA BARIŞ HALAYI ÇEKECEĞİZ’ DEDİ'
Bahçeli ile Meclis'teki tarihi çağrısının ardından yaptıkları görüşmeyi şöyle anlattı:
"'Efendim sayın Bahçeli konuşma yapmış' dediler. Tutanakları geldi, okuduk, sarsıcı bir konuşmaydı. Defalarca okuduk, videosunu seyrettim. Onun üzerine o toplantı akamete uğradı. Ahmet Türk'le benim odama geçtik. 'Başka zaman toplanırız şu an büyük bir şey gelişti' dedik. Odama oturduk, ilk asistan arkadaşım aradı ‘Sayın Bahçeli’nin makamından arıyorlar, görüşmek istiyor’ diye. ‘Buyrun bağlayın’ dedim. Diafona aldım, Ahmet Abi de dinliyordu. Sağlığımı sordu, ben de onun sağlığını sordum. ‘Barışı görelim ondan sonra Allah emanetini alsın’ dedim. ‘Olur mu efendim daha barış halayı çekeceğiz, kendinize kondurmayın’ dedi. ‘Çiviyi arşı alaya çaktınız, henüz değerlendirmeye boyumuz yetmiyor’ dedim. Ahmet Abi ile sohbet ettiler. Karşılıklı kapattık. Sonra kendisini ziyaret ettik.
Benim bu görüşmeyi Devlet Bey açıklamadan açıklamam saygısızlık olur. İzlenimleri aktarabilirim. Kapı kapandıktan sonra iki farklı siyasi partinin mensupları değil de köy odasında toplanmış, birbirine azami saygı ve özen gösteren, özellikle Ahmet Abi ile Devlet Bey'i kast ediyorum, iki bilge kişinin hasbihal etmesini izledik. O an çok önemli andı. Kürsülerde dinlediğimiz sloganize olmuş düşüncelerin arka planı, kaygıları, istekleri, reddiyeleri, talep ettiği, tahayyül ettiği şey hakkında coşkusunu, kararlılığını orada gördük. Üçümüz de saygıyla ayrıldık. Kendisi de büyük bir özenle, saygıyla ağırladı ve uğurladı."
'GİZLİ SAKLI BİR PAZARLIK YOK'
Süreçte herhangi bir pazarlık olmadığını vurgulayan Önder şöyle konuştu:
"Bizim içinde olduğumuz hiçbir şeyde örtülü, gizli, saklı, pazarlıklı ne kendimize ne muhatabımıza yakıştırırım. Çünkü suç işlemiyoruz. Çok ulvi amaç için bir araya gelmişiz. Neyini gizleyeceğiz? Bir can bile söz konusu ise pazarlıktı, karşılığında şuydu, haya ederim öyle bir şeyin içinde olursam. Ne kendime ne evladıma ne arkadaşlarıma ne bu topluma hesabını veremem. Rutin güçlükler var. Türkiye'nin en büyük meselesinden bahsediyoruz. Sayın Öcalan'dan kiminle görüşmek ister meselesi iletildi. Pervin Hanım'la beni işaret etmişti.
TERÖR ÖRGÜTÜ LİDERİ ÖCALAN BAHÇELİ'NİN ÇIKIŞINI NASIL DEĞERLENDİRDİ?
İlk görüşmede fesih ya da başka bir şey anlatmadı. Bu işi gerçekten kendisinin niye bu ihtiyacı hissettiği. Bir dünya, bölge, ülke analizini tarihselliği ile birlikte günümüze getirip tartıştı bizimle. Bahçeli'nin konuşmasıyla ilgili 'Ciddi bir insandır, ne kast ediyor, bunu anlamaya çalıştım, sonunda çözdüm, sorumluluk sahibi, vicdan sahibi, ben de buna çok yüksek kıymet biçtim" dedi. "Yaklaşmakta olan, uluslararası ve bölgesel ölçekte bizi bekleyen akıbeti, faturasını, toplumsal maliyetini bizi ve çocukların ödeyebileceği ferasetini gördü ve buna yüksek değer biçtim" dedi.
'ŞEREFİM ÜZERİNE SÖYLÜYORUM...'
Sayın Bahçeli Meclis'te gelsin konuşsun, demişti. Dediğinden ricat edecek seciyede bir insan değil. Hep arkasında durdu. Sayın Öcalan dedi ki 'onu çok zorluyorlar, onun işini güçleştirmeyelim, ben Meclis'e gelmeyeyim, orada siz varsınız, ben buradan konuşurum' dedi. Bir talebi oldu mu? Hayır ve asla! Bu işin hiçbir şartı yok. Ön şart ya da sonrasında bir şart yok. Bunu bütün şerefimle söylüyorum. Ben de ömrünü bu işe vakfetmiş bir barış emekçisiyim. Bu uğurda toprağın altına giden insanlar, yıllarca zindanda kalan, aşını, işini sağlığını kaybedenler var. Memleketin hassasiyetinin hepsini aynı kantarda tartarsak. Kürtler de soruyor. Birlikte kuracağız bu barışı. Birbirimizin ufkuna bakacağız. Bunun başka yolu yok. Şerefim üzerine temin ediyorum ki, bu işin pazarlığı ya da şartı yok. Ben de bu lafı kolay kolay kullanmam. Yarın gök kubbe altında ayan olmayan hiçbir şey yok.
'BU ÜLKEYİ BÖLDÜRMEYECEĞİZ'
Bu ülke hepimize zimmetli. Bu ülke bölünmeyecek, böldürmeyeceğiz. 'Sen şunu yap, ben bunu yapayım' diye bir şey yok. 'Biz' olarak yapacağız. Tartışacağız, kimisi hayata geçecek kimi geçmeyecek. Kimisinin günü bugün değil. En mesnetsiz iddialarda bulunan, komplo teorisi kafasında olan insanlara kadar hepsini azami saygıyla karşılıyorum. Çünkü düşüncemizden ve doğrultumuzdan eminiz. Kalbimiz elimizde geziyoruz, gelin katkı sunun. Acı yalnız bir yere tahsis edilecek bir şey değil. Herkes hiçbir kantarda tartılamaz acılar çekti. İnsanların cenazeleri sokaklarda kaldı.
'ÇAĞRI HERKESİ KAPSIYOR'
PKK Öcalan'ın çağrısına uyacağını net şekilde duyurdu. Çağrı ilkesel olarak herkesi kapsıyor. Öcalan'ın çağrısı ağırlıklı olarak tabii ki PKK'ya. Ana muhatap o. YPG örgütlenmesi de Öcalan'dan ilhamla yapılan bir şeydir. Açıklayıcı olan ne; ilkesel olarak bunu artık silah çizgisinden çıkaracağız. Bu irade ortaya konduktan sonra sen ben olmaktan çıkar, biz oluruz."
'SÜREÇ SOMUT BİR HALE GELDİ'
Sırrı Süreyya Önder, sürecin bundan sonra nasıl ilerleyeceğine ilişkin şöyle konuştu:
"Çatışma olmayacak, silah devreden çıkacak. Bu hepimizin vazifesi. Devlet de bu ikna çalışmaları için seferber olmalı. Biz seferber olmalıyız. Bu süreci korumak da bizim boynumuzun borcu. Hedefe kilitlenelim. Dereyi geçtik, çayda boğdurtmayacağız. Herkesin kaygısı düne kadar anlaşılabilirdi. Bundan sonra soyut bir şey üzerinde durmayacağız, somut bir hale geldi."
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN SÜRECE MESAFELİ Mİ?
Sırrı Süreyya Önder, 'Erdoğan bu sürece mesafeli mi?' sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bildiğimiz kadarıyla bir mesafesi yok. Yine resmi bir şey değil ama sanırım, önümüzdeki bir zaman sürecinde yüz yüze bir değerlendirme, görüşlerini dinleme, önerilerimizi aktarma, yaşanan süreci paylaşma anlamında belki bir görüşme de olacaktır."
DEMİRTAŞ'IN SON FOTOĞRAFINI PAYLAŞTI
Öte yandan Sırrı Süreyya Önder, programda Demirtaş'ın son görüntülerini paylaştı. Önder, Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş'ın ameliyat olması nedeniyle refakatçi olduğunu belirtti. Sırrı Süreyya Önder, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de geçmiş olsun telefonu ettiğini aktardı.
“Sayın Bahçeli beni aradı. Sayın Demirtaş’ın eşinin yanına getirildiğini duymuş” diyen Önder, Bahçeli-Demirtaş görüşmesini şöyle anlattı:
“Çok mutlu oldu, çok teşekkür etti. Duyunca aradı, çok içten bir kısa sohbet geçti, şifa diledi Bahçeli. Benim telefonumu diafona aldık. Başak Hanım’a şifalar diledi, Selahattin Bey’e bir ihtiyaç olup olmadığını sorma asaletini gösterdi.”
İMRALI HEYETİ, ADNAN MENDERES'İN MEZARINI ZİYARET ETMİŞ
Önder, 60 darbesinden sonra idam edilen merhum Başbakan Adnan Menderes, bakanlar Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın mezarlarını ziyaret ettiğini söyledi. Mezarlık ziyaretine ilişkin fotoğraflar da paylaşıldı.
Kaynak: Habertürk